Yazdırdığınız Makale: BU NASIL DANIŞMAN?.


BU NASIL DANIŞMAN?

 

      Başbakan Erdoğan’a en yakın isim olan Danışman Cüneyd Zapsu’nun Amerikalılarla yaptığı görüşme sırasında ifade ettiği sözcüklerin temelde hangi anlama geldiğini doğrusunu isterseniz açık yüreklilikle Türk kamuoyuyla paylaşmasını isterdim.
      Tarihin hiçbir devresinde, hiçbir ülke yönetimi ve millete karşı diyet borcu bulunmayan ülkemiz yöneticilerinin son zamanlarda işi iyice rayından çıkardıklarına şahitlik etmekteyiz.
      Herhalde  kendinize Danışman olarak tuttuğunuz bir insanın sizinle ilgili başkalarına yaptığı veya yapacağı telkinlerin tamamının müspet yönde olmasını istersiniz. Fakat bu sefer başka. Adı daha önce de sık sık gündeme gelen Danışman Cüneyd Zapsu’nun marifetleri saymakla bitmeyecek kadar fazla. Özellikle AKP iktidarının işbaşında olduğu dönemde Türkiye’de yıldızı parlayan isimlerden biri olan Zapsu, siyaseti ticaretle ilişkilendirerek, yeni bir model oluşturan örnek bir isim olarak da dikkat çekiyor.
      Bütün bunların ötesinde Türkiye’nin Amerika ile ilişkilerinde Başbakan Erdoğan’ın yanından bir an olsun bile ayrılmayan Zapsu’nun, hükümet üzerindeki etkisi de gözlerden kaçmıyor.
      Geçtiğimiz günlerde AKP milletvekili Şaban Dişli ile gittikleri ABD’de deki temasları sırasında Başbakan Erdoğan’la ilgili “Kullanın” sözcüklerini hangi Türk vatandaşı kabul edebilir?
      Türk tarihinde ilk kez bir Başbakan bu kadar aşağılanabilir. Zaman diliminde geçmişe doğru yolculuk yaptığınızda yaşanan bu hadisesinin bir başka örneği yok.
      Bütün bunlara rağmen, ne Sayın Başbakan’dan, ne de partisi AKP’den, yani etkili ve yetkili ağızlardan sağlıklı bir açıklama gelmemiştir.
      Yaşanan bu üzüntü verici olayın arkasındaki gerçeklerin millet nezdinde iyi algılanması gereklidir. AKP’yi 3 Kasım 2002’de iktidar yapan güçler kimlerse,bugün ülke yönetiminde etkili olmaya çalışanlarda aynı çevrelerdir.
      Milletin iradesine ipotek koymaya kalkışarak geride kalan üç yıllık hükümet döneminde her istediklerini yaptırmaya kalkanların aslında bazı çekinceleri de mevcut.
      Bu ülkenin ekonomisinden siyasetine, dış politikasından, içişlerine kadar bir çok konuda görüşlerini açıklayarak, bize yön verme gayretlerini iyice sıklaştıranlara karşı Türk milletinin her zaman var olduğuna inandığım asil duruşu her zaman en büyük engel olarak görülmüştür.
      Bir yanda ABD, diğer yanda AB’nin bayraktarlığını yaparak, gelen taleplerin her birini karşılamak için yoğun mesai harcayanların sonu hüsran olan bir uçuruma doğru yaklaştıkları da söylenebilir.
      Kendi değerlerinden ve  benliklerinden vazgeçenlerin, milleti de aynı kategoride zannederek uygulamaya çalıştıkları planlarının tamamı ters tepmeye başlamıştır.
      Türk devleti üzerinde hakim olacak olan tek gücün Türk milleti olduğunu umursamaz bir tavırla görmezlikten gelenlerin kimlik tartışmalarıyla ve ülkenin bir bölgesinde terör hareketlerine karşı göz yummalarının arkasındaki gerçekler Danışman Cüneyd Zapsu’nun düşünceleriyle birebir örtüşmektedir.
      Daha fazla hak ve özgürlük, daha fazla demokrasi gibi kulağa hoş gelen sözcüklerle adım adım tehlikeye çanak tutmaya çalışanlar enerjilerini boşa harcamasınlar.
      Çünkü bu ülke kolay kazanılmamıştır. Kendini kullandıranları ve kullandırtmak isteyenlerin kimler olduğuna da Türk milleti son derece vakıftır.
      Bilinmesi gereken en önemli detay ise Türk milletinin asla ve hiçbir zaman kendini kullandırtmayacak olmasıdır.
      Esen kalın…