Yazdırdığınız Makale: SUÇLU KİM?.


SUÇLU KİM?

 

      İçinde bulunduğumuz çağ,insanlığa bilim-teknik-sağlık alanlarında düne kadar aklımıza bile gelemeyecek imkanlar sunarken, bir taraftan da geri getirilmesi güç beklide imkansız olan şeyleri alıp götürüyor. Teknoloji ilerledikçe kirliliğin boyutları hem büyüyor hem de duymadığımız kirlilik çeşitleri ortaya çıkıyor. Radyoaktif kirlilik,manyetik kirlilik,uzay kirliliği,gürültü kirliliği son yıllarda etkisini artıran ,adını duyuran kirlilik çeşitleridir.

    Çevre kirliliği,doğaya kaldıramayacağı kadar fazla yük yüklemek demektir. Geleceğimizin yavaş yavaş avuçlarımızdan kayması demektir. Sorumsuzluk ve farkında olmamanın,bencilliğin sonucu demektir.B u konuda o kadar çok söylenecek şey varki !

   Çevre kirliliğinden en çok etkilenen ve zarar gören canlılar, ekosistemde devamlılığı sağlayan döngülerdeki canlılardır. Gerek denizde gerekse karada tüm sistemlerin kendini yenileme özelliği vardır. Örneğin bir atık denize döküldüğü takdirde belli bir süre içerisinde deniz kendini temizleyebilir. Ancak günümüzde ekosistemin tolere edebileceği değerin çok üzerinde bir kirlilik mevcut olduğundan ekosistemin kendini yenilemesi imkansız gözüküyor.

     Kirlilik 19 yy da sanayi devrimi ile önlenemez bir hal almıştır. Bu kirliliğin sanayi devrimiyle ortaya çıktığı anlamına gelemez.İnsanoğlunun varoluşundan bu yana kirlilik vardır. Mesela orta çağda krallar atıklarını sokaklara bırakan halka ceza verirlerdi. Yöneticiler halka evlerinin önünü temiz tutmaları için kurallar getirmişlerdir. Fakat hızlı nüfus artışı sonucunda  kirliliğinde boyutları büyümüş sanayi devriminden sonra doruk noktasına ulaşmıştır.

    İnsanlar yüzyıllarca çevreye verdiği zararların bedelini ödemektedir. Artık doğa üzerinde sorumsuzca planlar yapamayacağımızı, eğer buna kalkışırsak bedelini ağır ödeyeceğimizi öğrendik. Doğa artık ona yüklediğimiz yükü kaldıramaz duruma geldi. Fakat hala kimse kendinde hata aramıyor.
-Deniz kirlense sebep belediye olur.
-Hava kirlense sebep işletme sahibi olur.
Yani suç hep başkalarında oluyor ve biz hep masum olan kesim oluyoruz.

     Çoğu kalkınmakta olan ülkelerde olmak üzere çevre üzerindeki risklerin önlenmesinin,başta çocuklar olmak üzere her yıl milyonlarca hayatı kurtarabileceği ifade ediliyor. Çevre kirliliğinin sebep olduğu en yaygın hastalıklar; solunum enfeksiyonları,ishal ve sıtma’dır. Eğer çevresel riskler iyi koordine edilirse önlenebilir. Dünya da çevreyi oluşturan doğal değerlerin ekonomik faaliyetler sonucu bozulması ve hızla azalması,kaynaklarla ihtiyaçlar arasındaki dengesizliği daha da artırmaktan başka bir anlam taşımamaktadır. Zaten günümüzdeki çevre kirliliğinin esasını da  bu konu oluşturmaktadır.
      İçinde yaşadığımız çevreyi,doğayı koruyucu tedbirler almazsak,dünya yaşanılır bir ortam olmaktan çıkacak,bizim içinde \'keşke\' demekten başka yapacak bir şey kalmayacak. Bizler \'çevre dostu\' olarak yaşamı kendi yaşantımızdan başlatırsak,alacağımız basit önlemlerle çevremizi koruyabilir,bizden sonrakilere de yaşanabilir bir dünya bırakabiliriz.