Bu kelimeyi ilk duyduğumuzda hepimizin hissettikleri farklı oluyordur mutlaka.Ortak olan  duyduğumuzda hissettiğimiz acı.Savaş demek yıkım demektir.Öyleki bu yıkım sadece savaşın olduğu yerde değil her yerde olan bir yıkım.Herşeyden önce tüm dünyada insanlar psikolojik ,sosyal,ekonomik olarak yıkıma uğradığı gibi kentsel ve çevresel felaketlerde yaşıyoruz.Can pazarının ortasında çırpınan insanların yerine koyuyoruz kendimizi ve izliyoruz.Sadece izliyoruz.Sığınaklarda onca masum insanı akıllı bomba diye adlandırılan akılsızca bir iş için can alırken izliyoruz. Artık o bölgede anne babasını kaybetmiş çocukların sesleri yükseliyor.Bu çocukların  gelecekten ne umudu olabilir ki!Şu durumda kim kalkıp ta insan haklarından bahsedebilir.Savaş sözcüğünü egemenlik kuran güç sahibi ülkeler \'bölgeye medeniyet getiriyoruz\' diyerek kullanır fakat onların savaş tanımıyla bizimki çok farklıdır.Güçlü olanlar ellerine fırsat geçtiğinde meydanı boş bulunca istediği gibi at koşturmak istiyor,koşturuyorda.Kimin sesi çıkıyor bu duruma.İnsan haklarını kim dinliyor?

      Savaşta amaç nedir bunu kestirmek çok güç.Ne uğruna olursa olsun bu bir ülkenin bağımsızlığı için yapılmadıkça cinayetten başka adı ne olabilir?Şiddetle,kıyımla insanlar şimdiye kadar nereye varmışki bundan sonrada biryere varsınlar.Hele hele teknolojinin bu kadar geliştiği uzay çağında yaşıyoruz dediğimiz bir dönemde sorunlarımızı konuşarak çözmeyi hala öğrenemedik mi acaba?Savaş birtakım güçlerin gövde gösterisi sadece.Sonucu çok kötü olan ve sadece o ülkeyi değil tüm dünyayı etkileyen bir kıyım.Savaşın başlamasının ardından tüm dünyada petrol fiyatları yükseliyor,borsa gitgide düşüyor ,Akdeniz sahillerinde turizmde düşüş oluyor,çevre faciaları yaşanıyor….

     Savaşlar kadar çevreye ve insanlığa zararı olan bir felaket düşünemiyorum. Savaşın insan ve çevre sağlığı üzerine olan etkilerine birkaç örnek verelim.

-Körfez savaşı sırasında dünya tarihinde ilk kez atık uranyum kullanıldı.
-Halen 300-800 ton arasında atık uranyum Irak ve Kuveyt topraklarında duruyor.
- Atık uranyumdan yapılan mermileri savaşa katılan ülkeler ,kullandığını kabul ediyor.
-Silahlardaki uranyumun % 70 i radyoaktif toz olarak insan vücuduna giriyor.İnsanlar hala bunun etkisinden kurtulmuş değil.

       Savaşın insan yaşamına olduğu kadar çevreye olan zararlarını Birleşmiş Milletlerin hazırladığı raporda yeniden gözler önüne serildi.Savaş nedeniyle bölgede su,hava,toprak kirliliği yaşanıyor.Göçmen kuşlar, yollarını uçakların, roketlerin seslerinden irkilerek değiştirmek zorunda kalıyor.Yeni bir savaş eski savaşların zararlarını dahada artırıyor.Savaş bölgesinde kıtlık yaşanırken salgın hastalıklarda baş gösteriyor.Savaş esnasında saldırılardan dolayı Akdeniz\'e tonlarca fueloil  aktı.Bu şimdiye kadar meydana gelen tanker kazalarından da daha fazla zarara sebep oluyor-olacakta.Şimdiye kadar size bir sürü çevre felaketinden bahsettim.İşte onlara bir yenisi daha eklendi.Denize akan fueloil yakında bizim sahillerimizede ulaşacaktır.Bu durumda savaşın sadece o ülkeyi vurduğunu söyleyebilirmisiniz?

    Savaşlar kitle imha silahlarıyla egemenlik kurmak için etkisiz bir yöntemdir.Tüm dünyada kitle imha silahlarıyla ilgili olarak silahsızlanmaya ihtiyaç var.Ancak bu silahsız bir ortamda diplomatik yollarla yapılmalıdır.Barışı vaktinde doğru dürüst korumayı beceremediğimiz için savaş zamanı ne yapacağımızı şaşırıyoruz.Savaştan önce planlar yapmalıyız ki  böyle bir duruma vaktinden önce hazır olalım.Çünkü savaşın ne zaman kimin kapısını çalacağı hiç belli olmuyor.