Yazdırdığınız Makale: PENCEREMDEN BAKARKEN.


PENCEREMDEN BAKARKEN

 
        Kış geldi. Yağmur nasılda delice yağıyor. Pencereden  dışarıyı seyrederken düşünüyorum... İçi  kış  olanların dışına  kış  gelse ne olacak ki?  Önemli  olan içimizde   sevdiğimiz  mevsimi  yaşatabilmek.

        Penceredeyim  ve  düşünüyorum.  Oysa  yağmurun sesi nede güzel sanki bir ninni,   uzanıp kanepeye  dinle beni diyor ama  duyan kim?   Yağmur  nedense  seni  getirdi aklıma,  halbuki  sen yağmuru sevmezsin  hiç.  Sevmediğin şeylerde mi seni bana  hatırlatır oldu  diye  şaşırıyor,  gülümsüyorum.  Biliyorum ki sen  sonbaharı  seversin,  sen bir  hazan  sevdalısısın.  O renk  cümbüşünün  seni nasıl  etkilediğini,  seni nasıl dinlendirdiğini,  sana  nasıl iyi geldiğini  çok iyi biliyorum.  Sararan yapraklarda  yürümek,  uçuşan renkli yaprakların dansını izlemek,   bunun   keyfi başka   hiç bir şeyde  yok dersin hep.  Hazan  senin için sükunet, mutluluk,  dinlenmek  olmuştur.  Birçoğuna  hüzün verirken  sana  huzur  vermiştir  nedense. 

        İsmimi   Hazan  koydun   sebebi bu  olsa  gerek. Aklıma  sevdiğimiz  şarkının  nağmeleri  geliyor  birden bire... "Düşen  bir  yaprak  görürsen beni hatırla  demiştin,  Biliyorsun  seni ben sonbaharda  sevmiştim" Yağmuru  seyrederken,  yağmurun sesini  dinlerken bile  ben  hazanla ilgili  şarkıları  hatırlıyorum. Anlıyorum ki  ben, yağmura  bakarken   ne  yağmuru görüyor  ne de  duyuyorum.  Aklım  hep  sende,  ve seninle  ilgili  şeylerde.

        Yağmur  yağıyor  sağanak  halinde,  sen yoksun,  ve  duymuyorsun!

        Penceremin kenarında  dışarıya  bakarken  ruhumun üşüdüğünü hissediyorum. Canım  yanıyor  ve  yağmuru artık  hiç  sevmiyorum  diye  mırıldanıyorum. Gökyüzü  ağlıyor  sanki,  belli ki o da mutsuz. Oysa  birçoğumuz  için bereket  demektir, bolluk demektir  yağmur.  Bende  severdim  yağmuru, ne oldu şimdi bana? Yağmur  gözyaşı  demek,  yağmur  ağlamak  eriyip  tükenmek  gibi geliyor  şimdi. Yoksa benim içimde mi kış var?  Başkaları da benim kadar üşüyor mu acaba,  başkalarının da yanakları  ıslanıyor mudur  yağmurla  yarışarak? Uğruna  döktüğüm  gözyaşları  için,   yağmurdan  özür  diliyorum.   

        Yağmur   yağmaya  devam ediyor,   bende  seni düşünmeye. Gece  yarısı  olmak üzere,  bugün ile yarının  birleştiği  an,  ama değişen  hiç  bir şey yok  aslında.  Etraf    yine   karanlık ve  sessiz.  Camı  açıyorum,  serinlik odaya  doluyor. Üşüyorum iyice,  aklımda  sen,  karanlıkta  yalnızlığım.

        Dışarısı  çok  karanlık  ve  ben  karanlıkta  kaybolmuşum  sanki, içimin ışığı sönmüş gibi.  Yanan lambalar  neden aydınlatamaz  içimizi yada  doğan güneş.  Nasılsa  sabah  olacak, yağan  bu yağmur da  dinecek. Karanlıktan ve  ıslaklıktan  eser  kalmayacak.  Benim içimi   aydınlatmaya  yetecek mi bunlar  yada  ısıtmaya  üşüyen  ruhumu?

        Anlıyorum ki;  yağan yağmur olsun yada kar, yada  bahar olsun açsın çiçekler,  isterse   yaksın güneş   kavursun  beni,  hepsi  seni bana  hatırlatacak.  Benim  içim  Hazana  takılı  kalmış.

        Saygılarımla...