Seçim süreci herkesin bildiği üzere start almış bulunmakta. Bu süreçte birçok isimde adaylık için kendi planları çerçevesinde harekete geçmiş. Gazetelerden takip ettiğimiz kadarı ile birçok isim aday adaylığı için başvuru yapmış yada yapmaya hazırlanıyor. İlimiz için en hayırlı olanı seçilir demekten başka bir şey gelmiyor elimizden.

Biz yine kendi konumuza dönelim. İlimizde siyasetin hangi boyutlarda uygulanabildiği malum. Küçük bir şehir olmamız münasebeti ile büyük nüfuslu şehirler kadar bakan, başbakan veya hatırı sayılır millet vekilimiz yok. Tarihimizde birkaç ağır siyasetçi varsa da bunların sayısı fazla değildir. Bu nedenle ilimizin temsili noktasında hep sorunlar yaşadık ve yaşamaktayız.

Bu günlerde halkın ayaklanıp, 17 ile verilen üniversitelerden biri neden Gümüşhane’nin değil diye imza topluyorsa, demek ki çok büyük bir temsil sorunu yaşamaktayız. Buna ek olarak il içindeki temsil eksikleri ve sorunları da var mutlaka. Peki sonuç ne olacak.

Ben şuna inanıyorum ki, her siyasetçi içinde bulunduğu konum ve görev gereği, bir miktar yalan söylemeye mecburdur. Zira bu ülkedeki işsizlik sorunu çözülemez. En azından öyle 5-10 yılda çözülemez. Ama her siyasi parti işsizlere ümit olmak için geliyor, yada  meydanlarda öyle söylüyor. Bu durumda siz ne düşünürsünüz.

Bu değerlendirmeyi şunun için yapıyorum ki, meydanlarda nutuk atanlara inanmayın. Hele hele geçmişte kendisine şans verilmişken umut ışığı olamayanların ışığına hiç inanmayın. Çünkü siyasetin doğasında olanı yapıp, meydanlarda sizi en iyi şekilde etkilemek için nutuk atacaktır her siyasi. Siz meydanlardaki mitingler yerine, vicdanlardaki esaslara bakın. Bu esaslar yerli yerinde ise, o zaman sorun yok demektir.

Şimdi tarihte ilimize yatırımları olmuş adaylarımızda var, ilimize hiçbir faydası dokunmamışlarda. Bu olaylar bizler için büyük bir değerlendirme ölçüsü olmalıdır. Bahsettiğim tarih son bir iki dönemi kapsayamayacak kadar eski tarihtir. Zira son bir iki iktidarın yaptıklarının yanlış yada doğruluğu birkaç yıl sonra daha net anlaşılmaya başlar. Şu anda bu iktidarları değerlendirmeye katmak, elde edeceğiniz sonuçların gerçekten uzaklaşması demek olacaktır.  

Bir siyasi partiye oy verecek yada bir adaya bizi temsil yetkisi vereceksek, unutmamalıyız ki, o bizi temsil etmek üzere görevlendirilecek. Bu kesinlikle aklımızdan çıkmamalı. Biz oy vermezsek seçilmez. Oyunuzu vereceğiniz insanı iyi seçin. Hem sizlerin, hem ülkenin hem de sizlerin bir komşusu hemşerisi olarak kendisinin menfaatlerini en iyi şekilde temsil edebilecek bir adaya oy verin. Verdikten sonrada, sizi temsil etmekle görevlendirdiğiniz insanın size hükmetmesine izin vermeyin. Bu konuda anlaşılabilirsem ne mutlu bana. Zira ben ne adımı aday listelerine yazdırdım, nede öyle bir düşüncem var. Ancak bu şehirde çırpınışlarımızdan haberdar olanlar varsa, ne demek istediklerimi iyi anlarlar. Bir iş verdiğiniz ustayı bile karşınıza alıp konuşmadan, yeterli güveni sağlamadan iş vermiyorsunuz da, kaderinizi emanet edeceğiniz temsilcinize neden aynısını yapmayasınız. Güven duymadığınız adaylara oy vermeyin. Aksi halde çok daha üniversitemizi istiyoruz diye salonlarda nutuk dinler, meydanlarda imza toplarız. Saygılarımı sunuyorum, Esen Kalın.         

Kadir ÇETİN

GÜKSAD Başkanı