14 ŞUBAT...İDEOLOJİK TAARRUZ DEVAM EDİYOR...

Başlığa bakıp ta aldanmayasınız, yok yok öyle düşündüğünüz gibi değil…

Hem artık vitaminlerden ve minerallerden bahsedecektik ama araya 14 Şubat girdi.

Önceki aylarda ideolojik taarruz konusuna değinmiştik.

Neydi İdeolojik Taarruz: Bir Milletin ortak aklına yapılan hücumdu.

Eskiden doğru karşılanmayan Noel kutlamaları için bu gün kutlamamak ayıp olarak addediliyor… O derecedeyiz yani.

Ortak aklımız bu sefer 14 Şubat Sevgililer Günü adı altında bombardıman ediliyor.

Kapitalist ve de emperyalist düzenin içimize milim milim işlediği 14 Şubat…

Artık tüm değer yargılarımız bir bir sıradanlaştırılıyor.

Televizyon kanallarında aile yarışmaları adı altında, aile olmasan da sevgili olsan da kabul olur türünden yaklaşımlar ile toplumsal olarak illegal görünen yapılar bir bir legal görüntüye dönüştürülüyor.Bilinç altlarında kabullenme ön şartları ortadan kaldırılıyor. İki cins arasındaki ilişki sevgi bağı altında maske ile  nikah mefumu ortadan kaldırılarak meşrulaştırılıyor.Artık toplum olarak iki cins arasında nikah akiti ile oluşturulan aile kavramı tam kalbinden 12’den vuruluyor.Her iki cinste neye uğradığının farkında değil.Çığ gibi büyüyen bir gösteriş havası içerisinde savrulup gidiyoruz.

“Bak onun eşi aldı sen neden almadın“

“hem bak onlarda yapıyorlar ne olmuş canım…”

“ Aman canım sende, bir doğru senmisin”

gibi türden cevaplar ile psikolojik olarak akla uygun hale getiriyoruz.

Bu günlerde telefonlarınıza bankalardan, birçok alış veriş mağazalarından 14 Şubat ile ilgili birçok mesaj geliyordur. Şu kadar indirim, şu kadar fırsat diye…O güne o haftaya özel nice türlü türlü teklifler…Bu taarruzlara hangi delikanlı dayanacak ayakta kalacak, hangi delikanlı girdaba kapılıp gidecek.Şuurlu olmaya ve kalmaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.Bunları yapmayınca belki de dışlanacaksınız, hor görülecek, aşağılanacak, yobaz olarak nitelendirileceksiniz o zaman şunu söyleyeceksiniz o dilden ve o telden Bize her gün 14 Şubat…

Zor bir hafta ve zor bir gün bizleri bekliyor…

Delinin biri kuyuya bir taş atmış bin akıllı çıkaramamış gibi görünse de, o kuyuya taş atan emin olunuz ki deli değildi, rivayete göre aziz mi aziz bir peder’di…

Sevgililer günü bir pazarlama stratejisidir.

Kapitalizm sevginizi gösterebilmeniz için alınacak hediyeleri, izlenecek romantik komedileri, çıkılacak tatilleri ve tabii bunları yapabilmeniz için para harcamanızı şart koşar.

Bu top yekün bir saldırıdır, en büyük kapitalistten en küçük orta sınıfa kadar(çiçekçi, parfümcü ...) bu pastadan paylarını alabilmek için çırpınır.

Yok kardeşim sen ne dersen de ben bu günü kutlayacağım diyorsanız

Alternatif bir çözüm olarak

Sevgilinize işte yukarıda sıraladığımız gerekçeleri anlattığınız sürece ve

“Gözlerin ayın rengini barındırmasaydı
ve balçıktan günleri, çalışmayı ve ateşi,
ve yakalayamadığın havanın esnekliğini,
kehribar olmasaydın bir hafta uzunluğunda,
ve sonbaharın boru çiçekleri arasında yükselen
o sarı an olmasaydın
ve uğraşarak gökteki unun arasında
pırıltısında ayın yaptığı ekmek de olmasaydın,
sevmezdim seni o zaman, ey çok sevdiğim!

Diyebildiğiniz sürece, kalp şeklinde yastığa ihtiyaç duymazsınız.”

Sevgi ve saygılar…
YORUM EKLE