5N 1K DEĞİL! ÇOK "N" ÇOK "K"

Zaman içerisinde devir, devirler arasında insanlar gelir geçer…

Şöyle fazla bir uzak zaman değil çok yakın bir zamandan bugüne doğru gelelim. Hafızalarımızı tazeleyelim…

Türkiye, 12 Eylül Askeri darbesinden sonra yeni bir devre giriş yaptı. Rahmetlik ÖZAL ile yeni bir sayfa açtı.

ÖZAL, Türkiye’nin önündeki engelleri kaldırmak için iyi bir ekip kurdu. Ordu ile işbirliği içerisinde çalışmalara başlandı. Sonra derken kaza süsü verilmiş suikastlar birbirini izledi.

24 Ocak, Araştırmacı-Gazeteci-Yazar Uğur MUMCU,

5 Şubat, Devrin En kafalı Bakanlarından Adnan KAHVECİ,

17 Şubat, Jandarma Genel Kom. Orgeneral Eşref BİTLİS,

17 Nisan, Cumhurbaşkanı Turgut ÖZAL…

1993 yılında 3-4 ayın içerisinde devletin zirvesinde bulunanlar birer birer öldürüldü. Hain suikastlara kurban edildi…
…………

Ülke, tekrar bir kesinti daha yaşamak zorunda bırakılıyordu.

Darbeler artık post modern bir yapı şeklini almıştı.

28 Şubat süreci ile bu ölüm gösterilip sıtmaya razı ediliyordu.

2003 yılı ile birlikte siyasette fetret devrinden sonra yeni bir dönem başlıyordu.

Geçen 13 yılın içerisinde birçok faili meçhul ölümlerin yanında ses getirecek ve birçok olayı karlar altında bırakacak olan Muhsin YAZICIOĞLU suikastı…

Bu gün 25 Mart’ın arefesindeyiz

Yıl dönümü itibariyle yoğunlaşmış soru işaretleri ile birlikte sıcaklığını korumakta…

“ Çözülmemiş, çö-zü-le-me-miş, çözülmek istenmemiş, rafa kaldırılmış bir hakikatin örtüsü var 2009 Mart ayı karlarının koynunda…


Kimin nerede durduğunu karıştırırız.

Kimin ne yaptığını…

Durulan yer açıktır da 2009’dan beri açık nerededir diye sorulur, durulur…

Soruların cevapları o günden beri kalkmayan karın altına gömülmüştür.

Bir masal kahramanının adıdır şimdilerde YAZICIOĞLU…

Nezaketi, cesareti, merhameti ile örnek olabilecek vicdanların kahramanıdır YAZICIOĞLU…

Dik duranların, diri duranların, topyekûn Türk Milleti’nin kahramanıdır YAZICIOĞLU…

Mart ayında karartılan karların içerisinde, inanç ve dua ile siyasetin üstünde bir veda, hüzne sahne bir perdelik dokunuşla diğerleri gibi Hakk’a yolculanan Muhsin YAZICIOĞLU’nu bir kez daha rahmetle anıyoruz…”

Şimdi sormak gerekir, MUMCU, KAHVECİ, BİTLİS, ÖZAL, YAZICIOĞLU neden ve de niçin öldürülmüşlerdi? 5N 1 K ile açıklayamazsınız bu kördüğümü. Çok “N”, Çok “K” ve araya sıkışanlar...

Bu insanlar hayatta iken bildikleri birçok olay, bilmelerinden çok engelledikleri bir takım olaylar vardı. Onlar hayatta iken birilerine hep engel olmaya devam edeceklerdi. O birileri tarafından ortadan kaldırılmaları gerektiği düşünülüyordu ve kaldırıldılar. MUMCU ile başlayıp ÖZAL ile devam eden bitirici vuruş sonrasında birilerinin önü açıldı. Çünkü onlar hayatta iken yapmak istediklerini yapamayacaklardı.

Peki, bu insanların varlığı neyi bu kadar tehdit ediyordu ki ortadan kaldırıldılar?

Yazılamayacak kadar çok…

Ve

En son YAZICIOĞLU…

Varlığı neyi, kimi, kimleri ürkütmüştü ki varlığına son verdiler…

Ve
Bu gün birilerinin ölmesi isteniyorsa, engel olarak görülüyorsa varlıkları kimi korkutuyorsa,
Bu millet nice Özallar, Nice Muhsinler, Nice Eşrefler çıkararak onların hain emellerini gerçekleştirememe adına kâbusları olmaya devam edecektir.

Sevgi ve saygılar…
YORUM EKLE