AĞABEYİMİZDEN(!) ÖĞRENECEKLERİMİZ VAR…

“Trabzon’da Nitelik Gelişmesi” başlıklı yazısını Dünya Gazetesinde okurken, Rüştü Bozkurt hoca bir de Gümüşhane tahlili yapsa diye iç geçirdim….

Komşumuz Trabzon elindeki argümanları mevcut konjonktürü de iyi okuyarak son derece akıllıca kullanmayı becerebilen bir il.

DÜNYA Gazetesi ile Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın ortaklaşa düzenledikleri “Trabzon Lojistiğinin Geleceği” konulu toplantı, bir nevi ortak akıl toplantısı olmuş. Trabzon’un gelişimini dert edinen paydaşların bir araya geldiği, söylemden ibaret kalmayan, dokümanların ve araştırma çalışmalarının servis edildiği bu toplantıyı Sn. BOZKURT’un çok faydalı bulduğunu yazısındaki şu ifadelerden anlıyoruz:

“Konunun paylaşımcı bir anlayışla ele alınması çok önemliydi. Ankara’da ve yerelde 22 adet toplantı, çalıştay gerçekleştirilerek düşüncelerin fikre dönüştürülmesi, fikir kalitesinin artırılması sağlanmıştır.

Singapur ve Dubai Limanları incelenmiş, başarılı örneklerden gereken dersler çıkarılmak istenmiştir.

Bir lojistik altyapısına hayat katacak olan yörenin birincil ve ikincil derecedeki “besleyici arka planı” analiz edilmiştir.

Arka planda mevcut üretim altyapısı, yük akışlarına ilişkin veriler değerlendirilmiş, yakın ve uzak bölgede olası sosyo-ekonomik ve politik gelişmeler dikkate alınmıştır.
Trabzon’da, atanmışların, seçilmişlerin ve sivil inisiyatiflerin yapılan ortak çalışmaları bir “ortak dile” çok yaklaştırdıklarını söylersek abartı olmaz.

Bu gelişmeyi bir basmak daha yukarı taşımalıyız: Talep edilen her konuda kapsamlı “fizibilite çalışmaları” aşamasına geçmeliyiz…”

Özellikle son 2 yıldır Harşit Platformu tarafından gündemde tutulmaya çalışılan “Demiryolu Gümüşhane’den geçsin” talebi, Trabzon tarafında ise temenniden ödeye geçirilmiş. Konu, Ticaret ve Sanayi Odası, KTÜ, DKİB, Valilik ve Makine Mühendisleri odası gibi kurumlarca sahiplenilmiş; KTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Orhan Aydın ve Ahmet Sarı’nın birlikte hazırladıkları “Demiryolu  Neden Trabzon’a Gelmelidir?” başlıklı çalışma bu toplantıda ele alınmış.

Öz mü üvey mi tartışılır, lakin “ağabey” Trabzon’dan öğrenecek çok şeyimiz olduğu aşikar.

Gümüşhane’nin iktisadi ve sosyal gelişimi için daha fazla zaman kaybetmeden ve tribünlere oynamadan “ortak akıl toplantı”larına başlamalı...

Sadece il dışındaki Gümüşhanelilerin ivmelendirmesini beklemeden, yerel dinamikleri de harekete geçirerek artık yeni bir şeylerin söylenme zamanı gelmiştir.
Memleketim, sloganların icraatların önüne geçmesinden hep kaybetmiştir. Umuyorum ki geçtiğimiz hafta İstanbul’dan yapılan çıkartma ile ilimizin turizm potansiyelini seyahat acentalarının dikkatine sunmayı başaran çalışma modeli, bundan sonraki çalışmalar için bir milad olur.

Birçoğu merdivenaltı diye tabir edilen pestil-köme üreticilerinin standart ve kaliteli ürün üretebilmeleri için işbirliği-güçbirliği yapabilmelerini sağlamak, KOSGEB hibe desteği alarak donanımlı bir gıda analiz laboratuvarı kurulmasını mümkün kılmak, kurulması düşünülen İş Geliştirme Merkezini(İŞGEM) sıradan bir yapı değil de “ihtisas İŞGEM” olarak kurabilmek, ilimizin marka değeri olan pestil ve kömenin hammaddeleri olan dut ve cevizde dışa bağımlılığa dur diyecek projeler geliştirerek taşıma su ile değirmenin dönmeyeceğini görmek…

“Yazılım” gibi stratejik sektörlere öncelik vererek “Türkiye’nin Silikon Vadisi Gümüşvadi” diyebilmek, bu bağlamda Gümüşhane Üniversitesinde Teknopark kurabilmek  “ha diyende” ilk akla gelenler.

Gümüşhane’nin, stratejik gelecek planlaması ve rekabetçilik endeksi gibi kapsamlı “fizibilite çalışmaları” ile yaşanabilir iller sıralamasında üst klasmana tırmanabilmesi için görünen o ki çok yolumuz var. Yerimizde sayarsak tünelin ucundaki ışığa hep uzaktan bakarız.

Biliyoruz ki gözlerimizi açmazsak kaçınılmaz olarak gece olacak….
YORUM EKLE