ALLAH’A EMANET OL KIZIM

İyi kötü ne yaşarsam yaşayayım yazıya veririm kendimi. Sözcüklerde deva bulurum ve her türlü halet-i ruhiye ile birçok yazı yazdım. Ama ilk defa bir yazıyı hıçkırıklarla ağlayarak yazıyorum:

Kadın mısın? Yaşaman mucize bu ülkede.

Senin kadın başın var. Onu alıp gecenin bir vakti sokağa çıkamazsın.

Çıkarsan her şeyi müstehak bil kendine(!)

Kadın başınla insanın doğasına uygun hareket etme özgürlüğünü kullanmaya kalkma sakın.

Mesela gece vakti kadın başına minibüse binme.

“Akşam ezanı okunmadan evde ol kızım.” Diyen anne ve babana şimdi kızma.

Onlara ne zaman kızmalısın biliyo musun;

Seni erkeklerden korumaya çalışırken oğullarına kadınlara zarar vermemeyi öğretmediklerinde kızmalısın.

Sana tekerlemeden önce İslamın şartlarını öğretip, Müslümanlıkta kadına ne kadar değer verildiğini öğretmediğinde kızmalısın.

Onlara, erkek yetiştirmekle adam yetiştirmenin aynı şey olmadığını anlamadıklarında kızmalısın.

Kadına saygısı olmayan, sahiplenmekle sahibi olmanın arasındaki farkı oğullarına öğretmediklerinde kızmalısın.

Sana, gece dışarıya çıkmaman gerektiğini söyleyip, oğullarına gece dışarda olmanın aranmak olmadığını anlatmadıklarında kızmalısın.

Sen erkek arkadaşından bahsettiğinde “Sus kızım ayıp!” deyip, oğulları aynı şeyi yaptığında “Helal olsun benim oğluma, erkek adam yapacak tabii.” dediklerinde kızmalısın.

Ama üzgünüm;

Siz suçlusunuz, erkek çocuklarınıza kız tavlamaktan önce kadına saygı duyması gerektiğini öğretmeyen anne babalar.

Siz suçlusunuz, kadın haklarını koruyabilecek yasaları oluşturamayan devlet büyüklerimiz.

Siz suçlusunuz , o işi yalnızca para kazanmak için edinmiş, idealist olmayan eğitimciler.

Siz suçlusunuz, anlattıklarınızla halkı yanlış yönlendiren yönetmenler, yazarlar.

Siz suçlusunuz, olayları siyasileştirip asla halka doğru bilgilendirme yapmayan politik gazeteciler, medyacılar.

Biz suçluyuz sevgili ülkem.

Bu canileri biz besledik. Bir değil iki değil onlar. Üç değil beş değil. Ve giderek artacaklar.

İdam edilmedikleri, işkenceye maruz kalmadıkları sürece korkmayacaklar canilik yapmaktan. Kısırlaştırın hepsini, dünyaya onların yetiştireceği çocuklar gelmesine izin vermeyin.

Kadının her türlü özgürlüğünü elinden alma hakkını kendilerinde bulmalarına daha fazla izin vermeyin!

Onları bir kadın doğurmamış mıydı ayakları altına cennet serilecek kadar kutsal?

Onların gözlerinden bile sakındığı kız kardeşleri yok muydu, kızları yok muydu canlarından çok sevdikleri, sevgilileri, karıları yok muydu?

Elbette en az biri kesin vardı, öyleyse nasıl bu kadar empatiden uzak olabiliyor bunlar hiç düşündünüz mü? Muhtemelen bütün erkeklerin  kendileri gibi cani olduğuna inandıkları için, analarını, karılarını, kızlarını sokağa çıkartmıyordur bunlar. Kıskançlık adı altında kendi kadınlarına da Özgecan’a uyguladıkları işkencenin başka versiyonunlarını uyguluyorlardır. Kendine bir gram saygısı kalmamış bu kadınların da en az gece sokakta yalnız yürüyemeyen kadınlar kadar, kadın haklarına, özgürlük bilincine ve devlet tarafından korunmaya  ihtiyacı var.

Ailenden uzak bir şehirde öğrenci olmak zordur. Savunmasızsındır. Başına bir şey gelse koşup sığınabileceğin, ailen kadar samimi insanlar yoktur yanında çoğu zaman. Arkadaşların ailen olur, doğru seçebilmişsen.

Yıllardır paranoyaklık haline getirecek kadar korktuğum şeyin Özgecan’ın başına geldiğini duyduğumda boğazım düğümlendi. Kendimi onun yerine koyuyorum. Minibüsün rotasının değiştiğini fark ettiği andaki çaresizliğini, o an aklından geçenleri düşününce ağlamaklı oluyorum.

Bütün hayalleri geçmiştir gözünün önünden, belki kardeşleri gelmişti gözünün önüne o an, beş dakika öncesinde geleceğe dair planlar yaptığı erkek arkadaşını düşünmüştür belki, bu minibüsçüden kurtulabilirsem minibüs şoförü psikolojisi üzerinde çalışmalar yapacağı diye geçirmiştir belki içinden psikoloji öğrencisi olan Özgecan.

Ama eminim, korkunun faydası kalmadığını anladığı o en çaresiz anında annesi gelmiştir aklına, annesinin bazen bunalttığı ama hepsi şefkat kokan cümleleri; “Dikkatli ol kızım, geç saatte dışarıya çıkma kızım, kalın giyin üşütme kızım, dikkatli ol kızım, insanlara hemen güvenme kızım, derslerine iyi çalış kızım, dikkatli ol kızım, güzel kızım, o çocuk seni üzer annecim, arkadaşlarını iyi seç kızım, dikkatli ol kızım, yediklerine dikkat et zayıflamışsın kızım, börek yaptım göndereyim mi kızım, dikkatli ol kızım, yalnız kalma kızım, Allaha emanet ol.”

Seni unutmayacağız diyemem Özgecan, birkaç gün sonra herkes unutacak seni de Gizem’ler gibi, biz aynı şeyleri yaşamaya devam edeğiz ülkecek ama bir kadın senin için her gün dua ediyor olacak: “Allaha emanet ol kızım.”
YORUM EKLE