BAHARIN HABERCİSİ NEVRUZ

Nevruz: Yeni gün, gün ışığı, tabiatın yeniden dirilişi, baharın gelişi, gece ve gündüz sürelerinin eşit olması…

Nevruz geleneğinin milattan öncesine kadar uzandığı rivayet edilir. Nevruz insanlığın hayvancılığa ve yerleşik yaşama geçişi temsil eder. O çağlarda mevsimler insanoğlunun hayatında günümüzdekinden daha yaşamsal bir önem arz ediyordu ve yaşamla ilgili her şey dört mevsim ile çok yakından ilgiliydi. Zor geçmiş bir kışın ardından gelen bahar, tabiatın canlanması, çiçeklerin açması, yeşillenen bitkilerin uykusundan uyanması ve sığırların yavrulaması, insanoğlu için büyük bir fırsat ve bolluğun canlanması demekti. İşte böyle bir dönemde bu Nevruz kutlamalarının başladığı söylenebilir.

Türkler'de Nevruz nedir ne anlama gelir? Türklerin Ergenekon'dan demirden dağı eritip çıkmalarını, baharın gelişini, doğanın uyanışını temsil eder Nevruz. Doğu Türkistan'dan Balkanlara kadar tüm Türk kavimleri ve toplulukları tarafından, Milattan Önce 8. yüzyıldan günümüze kadar her yıl 21 Mart'ta kutlanır.

21 Mart, Kaşgarlı Mahmud’un eseri Divânı Lügati't-Türk'te de ilkbaharın gelişi olarak belirtilir. Türk edebiyatı ve musikisinde de Nevruz vardır.Nevruz tarihte pek çok devlet tarafından bayram ve gelenek olarak kutlanmıştır. Bunların başında Anadolu beylikleri, Eski Mısır, İran, Safavi, Sasani, Moğollar, Selçuklu ve Osmanlı gelir.

Selçuklu ve Osmanlı'da millî bayram olarak kutlanan Nevruz, Nevruziye adlı şiirlere ve şenliklerle ziyafet verilerek kutlanırdı. Özel olarak hazırlanan Nevruziye adlı macun Osmanlı döneminden kalan bir kültür olarak bu gün hâlâ Manisa'da 21 Mart'ta Mesir macunu şenlikleri yapılmaktadır.

Türkiye'de bir gelenek, Türk Cumhuriyetleri'nde ise resmî bayram olarak kutlanırken, 1995 yılından itibaren Türkiye Cumhuriyeti tarafından Bayram olarak kabul edilen bir gün haline gelmiştir. Nevruz  Türk devlet ve topluluklarında değişik isimlerle kutlanmaktadır. Azerbaycan'da Novruz, Kazakistan'da Navrız meyrami Kırgızistan'da Nooruz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Mart Dokuzu, Kırım Türklerinde Navrez, Batı Trakya Türkleri'nde Mevris adları ile anılmaktadır.

Başka ülkelerde de Nevruz kutlanır. Bu ülkelerin Nevruz’u kutlama sebeplerinden biri de yılbaşı olarak gece-gündüz eşitliğinin yaşandığı 21 Mart, Nevruz günü olarak kutlanır. Bu güne ve yeni yılın başladığı bu ana “ yeni gün” demişler.

Yeni Gün’le her yıl tabiat canlanırken yeniden dirilirken insanlık alemi bu canlanma ve dirilişi her yıl gerçekleştirebiliyor mu? Bırakın her yıl yeniden dirilmeyi, ömrümüzde belki doğumdan sonra hiçbir zaman gerçekleştiremediğimiz bir olgu. İnsanlık her yıl Nevruz günü gerçekten yeni bir anlayışla yeni duygularla yeniden dirilse. Kötü duyguların bir kenara atıldığı, haset ve kindarlığın ötelendiği, hoşgörünün benimsendiği, kardeşlik duygularının yeniden yeşerdiği bir Nevruz’a ne kadar da ihtiyacımız var değil mi?
YORUM EKLE