BEDAVADAN YAŞAMAK

Doğanın her şeyiyle yaşanılır kıldığı, insanlık tarihinin harmanlandığı . güzelim bir ülkenin, “zamansız ölümler diyarı”na dönüştürülmesine, yüreği yaşamdan ve emekten yana atan hiç kimse sessiz kalmamalı. Bende kalamadım ve bu haftaki makaleyi bu konuya ayırdım.

Hani, Orhan Veli diyor ya ‘Bedava Yaşıyoruz Bedava’

Hava bedava, bulut bedava,

Dere tepe bedava;

Yağmur, çamur bedava;

Otomobillerin dışı,

Sinemaların kapısı,

Camekanlar bedava;

Peynir ekmek değil ama

Acı su bedava;

 Kelle fiyatına hürriyet,

Esirlik bedava;

Bedava yaşıyoruz, bedava.

Türkiye’de yaşıyorsan eğer, tüm bunların yanında  ‘Ölmek’ de bedava.

Trafikte gidersin kural ve kuralcılara uyarak, bir sarhoş kafadan vurur aracına ‘Trafik Canavarı’ bedava.

Aydın olursun, gazeteci olursun ‘Hakkı, Hakça’ yazarsın, birileri düğmeye basar aracına bir bomba, havaya uçarsın ‘Terör’ bedava.

Yaralanırsın, hastalanırsın acil hastaneye götürürler, yanlış müdahale, yanlış tedavi ‘Kader’ bedava.

Tersanede asgari ücretle çalışırsın, gaz patlamasında yaralanırsın ‘Kaza’ bedava.

Doğuda kış çok sert geçer, kar yağar, her taraf buz tutar. Çaresiz mahsur kalırsın ‘Donmak’ bedava.

Çevreyi kirletirler, temiz doğayı mahvederler, kirlilik dolu tesisler, santraller kurarlar ‘Kanser’ bedava.

Ekmek parası için gurbete çıkarsın, işçi olursun, inşaatta yatarsın, gece evdeki çoluk çocuğunun kokusunu çekerken yanıp gidersin ‘Yangın’ bedava.

Kış olur karlar yağar dağlarımıza sonra, Nisan gelir sular erir, Harşit Çayı sularıyla coşar, aracınla sele kapılırsın ‘Boğulmak’ bedava.

Töre derler adına, aile meclisi kararıyla kafana sıkarlar, genç yaşta vurulup gidersin ‘Can’ bedava.

Evden çıkarsın pazardan sebze meyve almaya, pazaryerinin çatısı göçer kafana düşer ölürsün ‘Alın yazısı’ bedava.

Kömür madenlerinde yerin 700 m. altında patlamada kalırsın, çöker üstüne maden ‘Grizu’ bedava.

Nedir bu haksızlık, nedir bu yaşanan kara yazgı dersin, sokağa dökülürsün ‘Hak’diye bağırırsın yediğin ‘Cop’ bedava.

Yaşamak, nefes almak pahalı, bir anlık ‘Ölüm’ bedava.

Liste uzun dostlar ama bu ülkede ölümler böyle sahipsiz kaldıkça, sorumlu diye en alt düzeyde, belki de aslında en sorumsuz kişilere "Günah keçisi" muamelesi yapıldıkça. Mahkemelerimiz en komik tazminatlara hükmettikçe, hiç kimse kendini, idari, ya da siyasi sorumlu hissetmedikçe, yani her ölüm birilerinin yanına kar kaldıkça, yani her ölüm bu kadar ucuz oldukça, biz daha çok bedava ölürüz.

Yine son söz usta Orhan Veli’nin;

‘Biliyorum, kolay değil yaşamak;

Ama işte Bir ölünün hala yatağı sıcak,

Birinin saati işliyor kolunda.

Yaşamak kolay değil ya, kardeşler,

Ölmek de değil; Kolay değil bu dünyadan ayrılmak’’

Ne kadar ilginç biliyor musunuz? Yukarıdaki şiirlerin yazarı Orhan Veli, 10 Kasım 1950 gecesi Ankara’nın bir sokağında, onarım için açılmış bir çukura düşerek başından yaralanıyor. İstanbul’a geliyor ve bir arkadaşının evine misafir oluyor. Dört gün sonra aniden fenalaşıp Cerrahpaşa Hastanesi’ne kaldırılıyor. 14 Kasım 1950 gecesi beyin kanaması nedeniyle hayatını kaybediyor. Mekanı Cennet olsun. Yani henüz 36 yaşında O’da “bedava” dan ölüyor. Selam ve Sevgiler

YORUM EKLE