BELEDİYELER VE İFTAR YEMEKLERİ!

Eski dönemlerde böyle olmamıştı.

Geçmişte de toplumun dini hissiyatlarını suistimal eden siyasiler görev alırdı.
Ancak yakın dost ve arkadaş yemekleri olurdu.
Özellikle son on yıldır bu meselenin de cılkı çıktı.
Kimileri on bin kişilik sokak iftarları verdi. Kimileri yirmi bin kişilik, kimileri de elli bin kişilik.                                                                                                                           
Küçük iller ve ilçeler, yerleşim yerleri düzene uyarak, boylarını aşan yemek ikramları yapmaktalar.
Ama hiç kimse, verilen bu iftar yemeklerinin parasının nereden karşılandığını düşünmedi, hangi bütçeden karşılandığını açıklamadı ve sormadı.

Özellikle Belediyeyi hangi parti kazanmışsa, her yemekte o partili tanıdık simalar başköşeye kuruluyorlar.
Sanki babalarının çiftliği, buralar hep onların, diğer insanlar dış kapının mandalı cinsinden.
İşte Türkiye'de demokrasi anlayışı.
O yüzden Türkiye hiçbir zaman bu demokrasiyi öğrenemeyecek.

Aklıma şairin dediği: ‘Yiyin beyler yiyin, tıksırıncaya kadar yiyin’ cümleleri geliyor.
Aklıma paraları kutulara doldurduklarını gören halkın, çalıyorlar ama olsun bir şeyler de yapıyorlar, sözleri geliyor.
Aklıma, yesinler, yiyorsa bizim Müslümanımız yiyor diyenler geliyor...
Ve aklıma devlete ve belediyelere verdiğimiz vergiler geliyor.
Bizim vergilerimiz nerelerde heba oluyor?

Ama yok, hayır, bu toplu yemekleri bilmem hangi zengin veriyormuş.
Bilmem hangi fabrikatör veya müteahhit veriyormuş.
Peki bu adamlar sonra o Belediyelerden hangi tavizleri alıyor, biliyor musunuz?
Kim kime beş, on, yirmi, elli, yüz bin kişilik yemeği karşılığını almadan verir?

Oysa bu gösterişten vazgeçilse, hakiki fakir ve ihtiyaç sahipleri bulunup bu paralar o insanlara harcansa daha iyi olmaz mı?
Bu yıl mahallemizde verilen yemeğe acaba o fakirlerden kaç tanesi katıldı?

(Samimi oruç tutanları ayrı tutarak)
Çünkü yemek veren de aklı sıra siyasi reklam yapıp kazanıyor, bedava yiyen de aklı sıra kazanıyor düşüncesinde.

Oysa yüz binlere bedava yemek verenler Sevgili Peygamberimizin gösterişi hiç sevmediğini bilmiyorlar mı?
Elbette biliyorlardır...
Kimin malını kime, babasının malı gibi dağıtıyorlar acaba?
Kaç tanesi kendi parasıyla bu sofraları kuruyor?

Özellikle iktidar belediyelerinin devlete ve özele çok borcu var.
Bu borçlar neler yapılarak meydana gelmiştir?
Neden ödenmiyor?
Bilen, duyan, açıklayan olmadı.
Zaten soran da olmadı, isteyen de.
Her şeyimizin metalaştırıldığı Allah’la kul arasında olması gereken tertemiz inancımızın, kişisel çıkarlara alet edildiği bu karanlık günlere kaldı ülkemiz.

Açıkça ülkemiz bölünmeye ve karanlıklara doğru gidiyor.
Bunu görmemek, kör ve sağırlığa delalettir.
Yüce Mevla’m ışığını esirgeme bizlerden ve ülkemizden... Amin.
Saygılarımla...
YORUM EKLE