“Zat-ı Celâl”inden rahmet dileyen kullarını hayır ve ihsan kapılarına yönlendiren, müminleri salih amele muvaffak eden ve talepkâr kullarını rahmetine nail kılan Allah’a hamd olsun.

Zamana dair fazilet ve hikmeti, zaman ve mekândan münezzeh olan Rahman’ın zaman ve mekân üzerindeki rahmet tecellilerini insanlığa beyan buyuran Rasulü’ne salât ve selam olsun.

Mübarek Üç Aylar’ın ikincisi olan Şâban-ı Şerif ayı içerisindeyiz. Mümin gönüller Berat Gecesi’nin sevinç ve heyecanıyla kurtuluş kapısına yöneliyorlar. “Kurtuluş Gecesi”, “Rahmet Gecesi” olarak da isimlendirilen Berat Kandilimizin, İslâm ümmetinin Hakk’ın rahmeti ile dünya ve ahiretteki sıkıntılarından kurtuluşuna vesile olmasını niyaz ederiz.

Müminlerin Annesi Hazreti Aişe r.anha, Rasulullah s.a.v.’in Berat Gecesi’nde secdeye kapanmış olduğu halde şu duayı ettiğini bildirmiştir:

“Sana bütün benliğim ve duygularımla secde ediyorum. Kalbim sana iman etti. İşte bu elim; onunla kendime karşı haksızlık ettim. Ey Yüce Allahım! Günahları senden başka kim bağışlayabilir ki… Bütün günahlarımı bağışla!

Allah’ım, bana senden korkup sakınan, her türlü şerden, şirkten, günahtan uzak tertemiz bir kalp ver.

Ey Rabbim! Sana kardeşim Davud a.s. gibi dua ediyorum: ‘Efendim için yüzümü toprağa buluyorum ki, bütün yüzler O’nun rızası için toprağa bulanmaya müstehaktır!’”

Berat Gecesi ile ilgili Fahr-i Kâinat s.a.v. Efendimiz şöyle buyurur:

“Şâban ayının yarısı gelince gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz. Cenab-ı Allah (o gece dünya semasına tecelli eder ve) şöyle der: ‘Benden af dileyen yok mu, onu affedeyim. Benden rızkının artırılmasını dileyen yok mu, onun rızkını artırayım. Benden isteği olan yok mu, ona istediğini vereyim. Allah Tealâ bu gece fecir vaktine kadar her dileyenin dileğini verir.”

Allah Tealâ’nın Berat Gecesi’ndeki af ve mağfiret tecellisini Rasulullah s.a.v. şöyle işaret eder:

“Allah Tealâ Şâban ayının yarısında kullarına nazar eder ve yeryüzünde bulunanlardan şirk koşanlarla haset edip kin tutanlar hariç herkesi mağfiret eder.”

Yine bu gece için Rasulullah s.a.v. buyurmuştur ki:

“Her kim bu geceyi namaz kılmak suretiyle ihya ederse Allah Tealâ o kişiye yüz melek gönderir. Otuzu ona cennet müjdesi verir. Otuzu onun cehennem azabından kurtulması için dua eder. Otuzu onu dünyevî afet ve belalardan korur. On tanesi de onu şeytanın hile ve tuzaklarına karşı muhafaza eder.”

Enes b. Malik r.a. Rasulullah s.a.v.’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

“Allah Tealâ şöyle buyurmuştur: Ey Ademoğlu! Sen bana dua ettiğin ve benden affını umduğun sürece, işlediğin günahlar ne kadar çok olursa olsun, onların büyüklüğüne bakmadan seni bağışlarım. Ey Ademoğlu! Günahların gökyüzünü kaplayacak kadar çok olsa da sen benden affını dilesen, seni affederim. Ey Ademoğlu! Sen yeryüzünü dolduracak kadar çok günahla karşıma gelsen, bana hiçbir şeyi ortak koşmadı isen, şüphesiz ben de seni yeryüzü dolusu bağış ile karşılarım.”

Merhaba Ey Ramazan-ı Şerif

Ey İman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. (Bakara, 183)Rasulullah s.a.v. Ramazan-ı Şerif’in ilk gecesi hakkında şöyle buyurmuştur:

“Ramazan ayının ilk gecesi girince şeytan ve cinlerin şerli olanları zincire vurulur, cehennem kapıları kapatılır ve hiçbiri açılmaz. Cennetin kapıları açılır ve hiçbiri kapanmaz. Bir ses şöyle haykırır: ‘Ey hayır isteyen, ibadet ve kulluğa gel! Ey şer dileyen, günahlarından vazgeç!’”

Hayır ve hasenatın Ramazan-ı Şerif’te diğer zamanlara göre fazlasıyla karşılık bulacağını Efendimiz s.a.v.’in şu mübarek beyanından anlıyoruz:

“Kim bu ayda hayırlı bir (nafile) amel ile Rabbine yaklaşırsa, diğer aylarda bir farzı yapmış gibi sevap kazanır. Yine bu ayda bir farzı yerine getiren kimse, diğer aylarda yetmiş farzı yerine getirmiş gibi sevap kazanır.””

Berat Kandilimiz Mübarek olsun.