BİR GECEDE BİR ÖMÜR KAZANMAK

Ramazan ayı olması münasebetiyle bu haftaki yazımızı yine ramazana ve ramazanın içindeki en kutlu gün olan kadir gecesine ayıracağız. İnsanlık aleminin şu günlerde ne kadar da ihtiyacı var bu gibi manevi yolculuk yapacağı gecelere. En nurlu ve feyizli geceyi Kadir Gecesinde idrak ederiz. Kur’ân’da adı geçen tek ay Ramazan ayıdır; tek gece de Kadir Gecesidir.

Mana ikliminin zirvesindeki saatler, Kadir gecesini oluşturan saatlerdir. Kadir gecesi, bir yılın en kıymetli ve en önemli gecesidir. Cenabı Hak, bu geceye verdiği değeri, hakkında özel bir sure indirmekle apaçık ortaya koymuştur: “Biz onu Kur’an’ı  Kadir Gecesinde indirdik. Bilir misin nedir Kadir gecesi?  Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. O gece melekler ve rûh (Cebrail a.s.) her iş için iner dururlar. O gece esenlik doludur; tâ fecrin doğuşuna kadar.”

Evet; bir gecede, yaklaşık on iki saatte, bin ay kazanmak… Tam seksen üç yıl üç aylık, bir ömür. Bir gecede yaptığınız her amel, seksen üç yıllık bir ömürde sürekli yapılmış bir amel olarak hesabınıza geçiyor.

Kadir Gecesinin en önemli özelliği, insanlara iki cihan saadeti bahşeden, kâinat kitabının ezelî bir tercümesi olan yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerimin bu gecede ilk olarak dünya semasına indirilmesidir.

Yine bu mübarek gecede insanlığın ebedî refahına sebep olacak, ona bereketli bir ömrü kazandıracak bir fırsat verilmektedir. Bu geceyi dua, zikir ve ibadetle geçiren kişi, kaza namazlarını kılar, nafile ibadetler yapar; yaptıkları hata ve günahlarını düşünür; pişmanlık duyar ve tövbe ederler. Geceyi idrak edenler, birbirlerinin kandillerini kutlar, ihtiyaç sahibi kimselere yardımda bulunurlar ve böylece seksen sene gibi uzun bir ömürde kazanabileceği ecir ve sevabı bir gecede elde etme bahtiyarlığına ermiş olurlar.

Bu mübarek gece hakkında İslâm'ın en güzel açıklayıcılarından olan gönüller sultanı  Mevlâna ne demiştir, ne tavsiye etmiştir.

Mevlâna Kadir gecesinin Ramazan ayının hangi gününe rastladığını açıkladığı beyitte, bu gecenin önemli olduğunu, fakat insanın her geceyi Kadir gecesi gibi bilip Allah'a ibadet, etmesi gerektiğini vurgulayarak şöyle der:

"Bedenin kadir gecesidir. Onun yüzünden nice devletler elde edilir. Canın da dolunaydır. Karanlıklar onun yüzünden yarılıp yok olur.
Hak Kadir gecesidir. Can, yani insan bütün geceleri sınasın diye geceler içinde gizlidir.
Bütün geceler Kadir gecesi değildir. Ancak her gecenin Kadir gecesi olma ihtimali de yok değildir."

Hz. Mevlâna Kadir gecesinin parlak bir dolunay olduğunu ve insanların gece karanlığını ortadan kaldırdığını ve eğer insan isterse bütün gecelerini Kadir gecesi haline getirebileceğini bu beyitleriyle bizlere aktarıyor.

Mevlâna bu gecede neler yapılması gerektiğini ve bu gecenin önemini de bir gazelinde şöyle dile getiriyor:

"Ey kardeşim bir gececik de uyumasan ne olur?
Mum gibi uyanık olsan, kıvılcım gibi diri olsan ne olur?
Gök kapıları geceleyin açılır, bahtlar gece uyanır.
Sen de ay gibi uyuma da talih yıldızın parlasın, güzelleşsin.
Sen göklere mensup bir kişi isen, elbette o âleme özlemin vardır.
Bu kirli dünyada gökyüzünden uzak kalamazsın;
yücelerden başla bir yerde yatıp uyuyamazsın ki!
Geceleyin yürü ki, yollar geceleyin alınır; menzillere geceleyin varılır.
Eğer sen O eşsiz padişahı istiyorsan, O'nun yoluna koyulmak için sefere çıkmışsan bu sefer de uyuma.
İyi insanlar, Allah'ın merhameti ve sevgisinin gölgesinde uyurlar.
Ey kardeş bunu anla da, sakın başka yerde uyuma."

İşte Mevlâna bu beyitleri ışığında Kadir gecesini, Allah'ın istekleri doğrultusunda geçiren Mü'minlerin amaçlarına kavuşacağını vurgular. Mesnevî'sinde de gerçek bayrama kavuşmak isteyenlerin bu gecede hizmete koşmalarını öğütler.

Mevlâna'nın şiirlerinde ve diğer eserlerinde, Kadir gecesini en güzel şekilde ihya etmenin geceyi uyanık geçirerek Allah'a ibadetle meşgul olmanın önemi sürekli vurgulanır:

"Canın için bir gececik olsun iş arasında uyuma.
Ömürden bir geceyi eksik say da, diri ol; uyuma.
Kendi hevesin için binlerce gece uyudun,
ne olur bir gece de Allah için uyuma.
Geceleri uyumaktan da münezzeh olan o Sevgili için uyuma;
Uyuma da gönlünü ona teslim et.
Yüce Allah'ın ‘Dostlar gece uyumazlar' sözünden utan da bir gececik uyuma."

Mevlâna, geceleyin ibadetten dolayı ayakta durmaktan Peygamber efendimizin ayaklarının şişmesini onun gelecek ve geçmişteki günahlarının bağışlanması veya Allah'tan korkusundan dolayı yapmadığını, bilâkis aşkının bir coşkusu olduğunu vurgular. Peygamber efendimizin bu özelliği de; yani "korkudan değil, aşktan ibadet" vasfı da örnek almamız gereken güzel hasletlerin başında gelmektedir. Tanınmış kadın sufilerden Rabia-yi Adeviyye de o meşhur sözünde şöyle dememiş miydi:

"Ey Allah'ım! Cehennem ateşinin korkusundan dolayı Sana ibadet ediyorsam, beni Cehenneminde yak. Eğer Cennet vâdinden dolayı da Sana ibadet ediyorsam, Cennetinden beni mahrum eyle..."

Tüm Müslüman âleminin "aşkla" ve lâyıkıyla eda edeceğini umduğum bu mübarek gecede Yüce Allah'ın, yani varlığımızı ve her şeyin varlığını borçlu olduğu Yaradan'ımızın istediği gibi bir gece geçirmek ve takva hassasiyetini kazanan kullardan olabilmek ümit ve duası ile…
YORUM EKLE