Bitmeyen eski, bitmeyecek yeni: Kuşburnu ve Enstitü

Adı Gümüşhane’mizle özdeşleşmiş meyve: kuşburnu.  Dünyanın neresinde olursak olalım kendini Gümüşhane ile özdeşleştirmiş, gerçek bir Gümüşhane sevdalısının kuşburnu kelimesini ilk duyduğu anda aklına gelen ilk şeyin Gümüşhane olduğundan eminin. Ancak ne yazıktır ki adı sadece Gümüşhane ile özdeşleşmiş. Boş bir teneke gibi vurduğunda oldukça güçlü ses çıkaran ama gerçekte içi boş bir özdeşleşme.  Bu özdeşleşme Harşit çayı gibi akıp denizlere hatta okyanuslara açılması gerekirken, kendi kabuğundan çıkamadan, Gümüşhane şehri gibi dağların arasında sıkışıp kalan bir perspektif. Perspektif diyorum; çünkü yöre halkının kuşburnuya bakış açısı ekonomik getirilerde olduğu gibi perspektiften, akademisyenlerin bakış açısından olduğu gibi 3 boyuttan, yerel yönetimlerin bakış açısından olduğu gibi suya sabuna dokunmadan kuşburnu üzerinden prim. Nitekim bu prim çalışmaları kendini her yıl düzenlenen “Kuşburnu ve Pestil Şenliği” ile gösterir. Gümüşhane ekonomisine bir kuruş katkı yapmadan birileri iyi prim yapabiliyor. 

Sakın yanlış anlaşılmasın, Dünyanın her yerinde festivaller, şenlikler düzenlenir. Hiçbir zaman festival, şenlik karşıtı değilim. Ancak bizde yani Gümüşhane’de sadece kuşburnunun adı var, tadı başkalarında. Türkiye’nin hangi ilinde hangi ulusal veya uluslararası market zincirlerinin Gümüşhane olarak raflarını süslüyoruz veya süsleyeceğiz. Kuşburnundan yeni bir ürün olarak “ketçap” üretimi yapıyoruz, belediyemizden ürün tanıtım toplantısında sahiplenmesini istiyoruz, cevap yok. Tokat ili ürünü sahiplenmek için ne gerekiyorsa biz yapalım diye ortaya çıkıyor. Utancımızdan ürünü Gümüşhane sahiplenmiştir deyip beyaz bir yalanla geçiştiriyoruz. Varsın yalanlar bizim doğrular onların olsun da sonuçta memleketimiz kazansın. Varsın arkamızdan tabir caiz ise “Horoz ne kadar öterse ötsün, civciv tavuğun dıkdıkına bakar” atasözüyle imalandırsınlar.

Sakın yanlış anlaşılmaya mahal vermeyelim. Bu yazımda kimseyi suçlamak gibi bir düşüncem söz konusu değildir. Amaç sadece doğruları uygun bir dil ve anlatımla sunmak suretiyle Gümüşhane’ye bir parça da olsa katkı sağlayabilmektir. Bu yazımdaki temel amacım Gümüşhane’nin kalkınmasında önemli bir paya sahip olacağını düşündüğüm “Kuşburnu Araştırma Enstitüsü ”nün kurulması için Gümüşhane’yi yönlendirebilmektir. 

Türkiye’nin birçok ilinde farklı isimlerle araştırma enstitüleri kurulmuştur. Antep fıstığı Araştırma Enstitüsü, Zeytin Araştırma Enstitüsü, Fındık Araştırma Enstitüsü, Zeytincilik Araştırma Enstitüsü, Kayısı Araştırma Enstitüsü, Patates Araştırma Enstitüsü bunlardan sadece birkaçı. Neden Kuşburnu Araştırma Enstitüsü olmasın? Şimdi üzerimize düşen görev sen ocusun ben bucuyum demeden, siyasi bir yaklaşım sergilemeden, sadece Gümüşhanemizin kazanımlarını düşünerek, valisi, belediye başkanları, rektörü, milletvekilleri, bürokratları, akademisyenleri, siyasi partileriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla tek yürek olarak bu amaca hizmet ederek Kuşburnu Araştırma Enstitüsü’nün kurulması için çaba sarf edelim. Bu enstitüyü kuralım ki istihdam oluşsun, projeler yapılsın, ekonomik girdi sağlayacak imkanlar oluşturulsun. Bu enstitüyü kuralım ki şu an sadece adı olan kuşburnunun varlığı da Gümüşhane için daim olsun. Kuralım ki Türkiye ve hatta Dünyanın farklı noktalarında görev yapan gıdacı, ziraatçi, botanikçi akademisyenleri ortak çalışabilecekleri bir Enstitü bünyesinde toplayabilelim. Bu bağlamda her ne kadar son yıllarda kuşburnuyu sahiplenme anlamında Tokat ilimiz ön planda olsa da Tokat’lı olduğunu bildiğimiz Gümüşhane Üniversitesi rektörümüz sayın Prof. Dr. Halil İbrahim Sağlam’dan ve Giresun’lu valimiz sayın Okay Memiş’ten bu Enstitü’nün kurulmasında artık elini taşın altına koymalarını rica ediyorum. Valimizin ve Üniversite rektörümüzün ellerini taşın altına koyduğu bir yerde Gümüşhanenin kalkınması ve kuşburnu festivallerinin daha da anlamlı hale gelmesi bakımından belediye başkanlarımız, milletvekillerimiz, bürokratlarımız, akademisyenlerimiz, siyasi parti il başkanlarımız ve Gümüşhane halkı kolunu dahi taşın altına sokmaktan geri durmayacaktır. 

Sevdamız Gümüşhane diyorsanız, yaşamaksa seni sevmek, ben hiç ölmedim Gümüşhane diyorsanız: HODRİ MEYDAN.

YORUM EKLE