BİZ O NANEYİ NİYE YEDİK

Ne çok şey anlatacağım ne de karar sorgulayacağım. Sadece sizlere ufak bir hikâye anlatacağım.

Hikâye biraz ilginç biraz da abes ama faydalı olacağını düşündüğüm için yazmakta zarar görmüyorum.

Eskilerden bir ağa varmış. Bir gün pazara gitmek için kahyasına talimat vermiş Demiş ki kâhya hazırlan pazara gideceğiz. Kâhya başlamış hummalı bir çalışmaya. Faytonu ayarlamış, ağa gelmiş kurulmuş faytona. Nargilesini almış eline kâhya önde ağa arkada yola koyulmuşlar.  Gel zaman git zaman yolun ortasında ağaya bir haller olmuş. Birdenbire kalbinde bir yumuşama belirmiş ve dünya nimetlerinde vaz geçmek istemiş. Dönmüş kâhyaya demiş ki;

Kâhya ağa olmak ister misin? Gel seninle ağalığı değişelim. Ama bir şartım var. Şu kenarda duran pislikten yiyeceksin. Bunun karşılığında sana ağalığı veririm demiş. 

Kâhya durmuş düşünmüş. Ulan hep çile çekeceğimi bir kere çile çekerim sonra paşalar gibi yaşarım demiş. Dönmüş ağaya teklifi kabul ettiğini söylemiş. Rolleri değişmişler. Pazara gelinmiş. İhtiyaçlar görülmüş sonra dönüş yoluna başlamışlar.

Yola ağa bir anda düşünmüş. Kendi kendine demiş ki; 

Be hey aptal kafam. Sen koskoca ağaydın şimdi düştüğün hale bak. Bu hal nedir böyle. Bir şekilde ağalığı geri almalısın.

Dönmüş geriye kahyasına doğru, “yahu kâhya sen bu ağalığı bana geri ver” demiş. Kâhya, “al senin olsun ağam. Bizim neyimize ağalık. Biz sırtı cıbıl marabayız zaten” demiş. Ama ağalığı geri vermek için bir şartı varmış. O da yine aynı şekilde kenarda duran pisliği yemesini istemiş. Ağa bakmış kimsecikler yok. Hemen halletmiş meseleyi. 

Varmışlar köye. Kâhya yine arabanın önünde ağa arkada nargile içiyor. Ağa durmuş düşünmüş. Dönmüş Kâhya’ya “kâhya sen çarşıya giderken kahyaydın şimdi yine kahyasın, ben ağaydım yine ağayım” 

Bre gafil “ağa değişmeyecekse, kâhya değişmeyecekse biz o naneyi niye yedik” demiş.

Bilmem bir şey anlatabildim mi?

YORUM EKLE