BİZ ÖLÜYORUZ

Çaresizlik, omuzlarında yük Halepli adamın "Biz ölüyoruz" diye feryadı yüreklerimizde ve zihinlerimizde en şiddetli depremlere neden oluyor. Üzüntü, bir mengene gibi ruhumuzu sıkıyor. Gözyaşları kurşun yağmuru olup yüreğimizi dağlıyor.

Acıların, kan ve gözyaşının esir aldığı adam, ölümün kırbaçladığı Halep’ten, dünyanın katliama sessiz kalmasına isyan ediyor, avazı çıktığı kadar tüm dünyaya çaresizliğini, yok olmuşluğunu, tükenmişliğini ve yaşadığı dehşeti haykırıyor:  

"ÇOCUKLARIMIZ KESİLİYOR, NEREDESİNİZ"

"Biz açız. Çocuklarımız kesiliyor, kadınlarımız çöktü! Hiçbir şeyimiz kalmadı. Neredesiniz? Bizi dinleyenler Allah'tan korkun. Ey Araplar! Ey Müslümanlar! Ey Allah'ın yarattığı insanlar neredesiniz? Biz ölüyoruz. Bizi duyan kimse bizi kurtarsın"         Yıkıntılar içerisinde kalan umutlar, yaşamlar… Vahşet ki ne vahşet…

Bedenleriyle değil, yürekleriyle insan olanların bu isyan çığlıklarını duymaması ve acıyı yüreklerinde yaşamaması mümkün mü?  

Yaşanan katliama gücümüz yettiğince karşı çıkmaya devam edeceğiz. İnşallah tez zamanda zalimlerin kırbacı altında inleyen şehir, bütün ıstıraplarından kurtulur. Ancak şunu da iyi biliyoruz ki Halep’te yaşananların bir benzerini hatta daha kötüsünü bu yüce millete yaşatmak istemektedirler.  

Yıllardır stratejik ortak dediklerimiz bizi terör örgütleriyle köşeye sıkıştırıp üzerimizde çeşitli operasyonlar denediler ve denemeye devam etmektedirler. Şunu da belirteyim ki bu sinsi ve hain operasyonlar canımızı zaman zaman çok yaktı.

15 Temmuzda kahpeler kanlı bir oyunu daha sahneye koydular.  Hain darbe ve işgal girişimi eğer başarılı olsaydı bu milletin yaşayacağı travmaları hayal etmek bile istemiyorum. 15 Temmuzda yüce Türk milletine diz çöktüremeyen emperyalistler, başta bölücü PKK terör örgütü olmak üzere çeşitli terör örgütlerini her alanda acık bir şekilde desteklemeye başladılar. Yani elin oğlunun ne yapmaya çalıştığı herkesin malumu.

Şimdi Halepli adamım ‘’Biz Ölüyoruz’’ feryadını millet olarak duyuyor ve gücümüz yettiğince de acılarını dindirmeye çalışıyoruz. Allah muhafaza bizim başımıza böyle felaketler gelmiş olsa sıcacık yuvalarımız bir taş yığını olup, çocuklarımızın, kadınlarımızın başına yıkılsa millet olarak ne sığınacak bir limanımız ne de feryadımızı duyacak birileri var.         

O zaman gücümüzü inancımızdan almalıyız yüce Allah, Enfâl Suresi, 46. ayette: Allah’a ve Resûl’üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” diyor.

İmdi, ayırıcı ve bölücü unsurlara izin vermeden birliğimizi ve dirliğimizi canlı tutmalıyız. Çünkü milli birlik ve bütünlükle millet sımsıkı birbirine bağlı olur ve onu yeryüzünde ölümden başka hiçbir güç yenemez.   

YORUM EKLE