BizdenBiri

Bizi biz yapan, geleceğimize yön veren, gençlerimizin enerjisiniarttıransosyal ve kültürel değerlerimizdir. Bu değerlere sahip çıkmak, korumak ve yaşatmak hepimizin görevi olsa gerek. Aile bağlarını, kültürel ve sosyal değerlerini,  doğup büyüdüğü toprakları unutmayan insanların bende ayrı bir yeri vardır.

“Benim güzel memleketim Gümüşhane’m. Yıllardır o şehir senin bu şehir benim çalışıp duruyoruz.Allah bizlere kendi memleketimize hizmet etme şansıda verir inşallah” diye düşünen,memleketinin özlemiyle kavrulan, sılasına dönmek isteyen çok insanımız var.İşte o şansı elde eden, duası kabul olan, memleket özlemini hizmete ve sevgiye dönüştüren, bu anlamda geleceğimiz olan gençlerimize de örnek teşkil eden bizden biri var.

Bu ay köşe yazımda;bu değerleri yaşayan, gelenek ve göreneklerine bağlılığı, memleket sevdası, köyünün aşığı bir ismi sizlerle paylaşmak istedim.Ekmeğini başka memleketlerde kazansa da aklı, hizmeti, yüreği doğduğu topraklarda olan bir isim. Bir çoğunuzun yakından tanıdığı Hasan Kulaksız hemşerimiz.

Yolu Konya’ya düşen herkese kapısı açık, samimi  sohbeti ile insanlarımızın gönlünde yer alıyor.Hasan Bey’de benim dikkatimi çeken ailesine olan bağlılığı örf ve adetlerini yaşatması, memleketine toprağına düşkünlüğü.

Bir sohbetinde “Annem hacca gitmek istiyordu. Benimde gitmeme bir vesile olacaktı.İşlerimi bir yana bırakıp annemle birlikte gittik.  Allah nasip etti götürdüm. Annem üç yıl önce vefat etti. Düşünüyorum da içim çok rahat, keşke diyeceğim bir konu yok” Babasını genç yaşta kaybetmeninde hüznünü yaşıyordu. Anne ve babasından söz ederken gözleri yaşarıyordu. İyi bir evlat duygusu uyandırmıştı bende.

Ailesine, sevdiklerine, yakınlarına hele de anne ve babasına öf bile demeyen gençlere çok ama çok ihtiyacımız var.

Milletleri ve devletleri ayakta tutan gelenekleri görenekleri ve değerleridir. Anne ve babalarının dualarıdır. Bir millet ki köklerine sahip, değerlerine sahip ise, gençlerine ve sınırlarına da sahip demektir.

Memleketine olan sevdası da benim dikkatimden kaçmadı.Gümüşhane Şiran YukarıKulaca Köyü’nden. Köyünün adı telaffuz edildiğinde Hasan Beyin heyecanını görebilirsiniz. “Hayalim” dediği Köy konağı projesini bitirdiğini söyledi. Köy sohbetlerine, iftar yemeklerine köyün birlik ve beraberliğine hizmet vermek üzere,Mayıs 2017 de açılışının yapılacağı müjdesinide vermiş oldu. Atacağı bir adım, bırakacağı bir eser sonraki kuşaklara da örnek teşkil edecek ve güdüleyecektir.

Hasan Bey “Biz hayatımızı hizmet üzerine kurmuşuz. Allah ömür verdiği müddetçe hem işlerimi yürütecek hem de memleketime hizmet etmeyi sürdüreceğim. İşim yoğun, vaktim kısıtlı da olsa çocuklarıma evime sevgimi ilgimi elimden geldiği kadar hissettiriyorum” diyor.

Aslında bu cümle çok kıymetli.Yoğun iş temposu aile ve çocukları ihmal anlamına gelmemeli. Günümüz gençlerinin en çok yakındığı “annem babam çalışıyor, çok az görüyorum, yeterli olmuyor, sevgilerini hissedemiyorum.”

Aile sevgisi çocukların gelişiminde ve öğrenim hayatında büyük rol oynar. İhmalinin telafisi olmayan bir durumdur. En kıymetli zamanımızdan evimize, evlatlarımıza ve büyüklerimize pay etmemiz gerekiyor.

Hasan Bey sosyal sorumluluk kapsamında da hassasiyetini dile getiriyor.  Sosyal Projelere olan duyarlılığını;Konya’da bir Sivil Toplum Kuruluşu’nun “madde bağımlılığından gençlerimizi koruyalım” projesinde yer aldığını, hatta bu proje gereği ilgili Bakandan randevu alındığını, görüşmede çaydan önce konunun görüşülüp karara bağlanmasını talep ettiğini belirtiyordu. Hasan Bey’in bu davranışı bize gösteriyor ki, gençlerimiz söz konusu olduğunda hassasiyetinin bu noktada da ne kadar önemli olduğudur. İnsana, topluma, millete ve devlete hizmet etmeyi bir vazife olarak görüyor.

Herkes kendi kararınca maddi ve manevi katkısını esirgemediğinde birlikten dirlik doğduğu aşikârdır. Bizim geçmişten gelen maneviyatımız, dostluk kardeşlik ve dayanışma anlayışımız bizi yüceltir. Doğru işler yapmamıza vesile olur.Özlem duyanlar da var, bunun yanında hali vakti yerinde olupmemleketine gitmeyenlerde var. Yıllardır memleketini görmeyen, baba yadigârlarını ziyaret etmeyen, memleketinin insanıyla kucaklaşmayanlar.

Çok şahit olmuşumdur, kendi kimliğini gizleyen veya doğduğu şehri küçümseyen hakir görenleri. “Gümüşhane’ye yatırım yapsam ne olur” diyenler de olmuştur. Hatta Gümüşhane’de ne yapabilirim, iki günde sıkılırım gibi düşünenleri. Böyle düşünen Gümüşhaneli hemşerilerim mutlaka Hasan Beyle tanışmalı ve konuşmalıdır.Onu dinlediğinde ertesi gün bilet alacaktır.İnsan özünü kaybetmemelidir. Geçmişinde yaşadığı meşakkatli günlerini çabuk unutmamalıdır. Bu şirin memleketimizi, köylerini, yaylalarını “ah şimdi köyümde olsam” diyenleri de duyar gibiyim.

Hasan Beyin babasını kaybettikten sonra işine sarılması, bulunduğu konuma tırnaklarını kazıyarak gelmesi gençlerimizin örnek alması gereken bir hayat hikâyesidir. Düşünün çocuk yaşta babanızı kaybediyorsunuz, yük size kalıyor.Çok erken yaşta sorumluluk omuzlarına biniyor.

Bizde güzel bir söz vardır:“davulun sesi uzaktan hoş gelir.” Alın teri olmadan ekmek yemek karnını doyurmuyor insanın. Hasan Beyi tanıdığınızda sizlerde benim gibi düşüneceksiniz.

Mevlana’nın“der yemeni piş-i men-i, piş-i men-i der yemeni” sözü ile; farklı farklı yerlerde bulunan kişiler öyle bir bağ kurar ki, isterse Bağdat’ta, Küfe’de Yemen’de olsunlar birbirlerinin yanında gibidirler. Yan yana bulunan bazı kişiler de birbirlerine o kadar uzaktır ki Bağdat’ta, Yemen’de gibidir. Bu yazımdaki konuğum Hasan Bey nerde olursa olsun, memleket insanın yanında Gümüşhane de gibi..

YORUM EKLE