Büyük aşklar kavgayla başlar...

Eski Türk filmlerinin birçoğu büyük aşk hikâyelerini konu eder. Aşkların büyüklüğünü ifade etmek için olsa gerek filmin başlangıcında iki âşık veya aileleri arasında kesinlikle bir düşmanlık mevcuttur. Bu düşmanlık öylesine derindir ki, geçmişinde büyük kavgalar, yaralamalar ve hatta ölümler gerçekleşmiştir. İki ailenin bireyleri her buluştukları ortamda birbirlerine düşmanca tavırlar sergilemekten geri kalmazlar.  Aynı coğrafyada yaşamaları, hatta komşuluk, akrabalık ilişkileri bu düşmanlığı engelleyemez.

Zaman gelir düşman iki aile üyesi gençler, yüreklerinde büyüttükleri düşmanlığın aşka dönüşmesine engel olamaz ve birbirlerine sevdalanır. Yasak bir aşktır bu. Sonu olmayan, her iki tarafın tarifsiz acılar çekeceği bir yola girilmiştir.

Seyirci, yaşanan dramların karşılığında iki gencin mutlu olmasını bekleye dursun film genelde ölümlerle sonuçlanır. Sevdalı iki yüreğin buluşması öteki dünyaya bırakılır. Geriye ise dilden dile anlatılan, büyük kavgalar içerisinde yaşanan büyük aşkın hikâyesi kalır.

Bu filmler mutlu sonla bitmez mi peki? Nadiren de olsa sonuçta gençlerin kavuştuğu filmlerde vardır. Bir Hulusi Kentmen karakteri önderliğinde gelişen olaylar iki gencin kavuşması ile de son bulabilir.

Gelelim konumuza…   

Bir süredir iki siyasi partinin söylem ve eylem birlikteliği vatandaşın malumu. Düşmanımın düşmanı dostumdur fikriyatı ile hareket edilen bu birlikteliğin yansıması Cumhuriyet Halk Partisi’nin attığı adımlarda görülüyor. CHP Lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimlerde aday gösterdiği bazı isimler, geçmişte yaşananlara rağmen ittifak için atılan ilk adımlar olarak not edilebilir. Kılıçdaroğlu’nun Bozkurt işareti ise bu birlikteliğe olan inancının göstergesidir.

Bu ittifakın yerel deki aktörü ise Eski Belediye Başkanı Sayın Mustafa Canlı’nın ta kendisidir. Önceki yıllarda yapılan ve her seçimin sonrasında iddia edilen MHP-CHP birlikteliğinin işareti midir bilinmez ama Canlı’nın, Metin Feyzioğlu ziyaretinde ön sıralarda görüntü vermesi oldukça manidardı.  Baronun açılış töreni ile yetinmeyen Canlı’nın basın toplantısına katılması ise zihinlerdeki birlikteliğin hangi seviyede olduğunu ifade ediyordu. 

Vatandaş içinse durum çok ta farklı değildi. CHP İl Başkanlığı tarafından düzenlenen fener alayında yaşanan ilginç olay, kafa karışıklığının işareti olarak kabul edilebilir. Yaklaşık yüz kişiden oluşan grup coşkulu bir biçimde “Gün doğdu” Marşını söylerken gurubun içerisinde bulunan bir kızımızın tamda  “Yolumuz devrim yolu, Gelin kardaşlar gelin,Yurdumuza faşist dolmuş,Vurun kardaşlar vurun” mısralarının söylendiği anda bozkurt işareti yapıyor olması oldukça enteresandı.

 “Gün doğdu” marşı kendini devrimci, solcu, diye tarif eden herkesin bildiği ve geçmişte iki grup arasında yaşanan olaylar nedeniyle büyük bir coşkuyla seslendirdiği bir marş. Ülkücü Camia için “Çırpınırdı Karadeniz “ ne kadar özel ise; onları “Faşist” diye nitelendiren Devrimciler içinde “Gün doğdu”  aynı derecede kutsaldır. Sırası gelmişken farklı ortamlarda farklı sözlerle söylenen iki marşı, daha bilinçli olarak söylenmesi için hatırlatalım.

Gün doğdu hep uyandık
Siperlere dayandık.
Bağımsızlık uğruna da
Al kanlara boyandık.

Yolumuz devrim yolu
Gelin kardaşlar gelin
Yurdumuza faşist dolmuş
Vurun kardaşlar vurun.

İşçi köylü hep hazırız
Bozuk düzene karşı
Halk Savaşı vereceğiz
Emperyalizme karşı.
Çırpınırdı Karadeniz
Bakıp Türk'ün bayrağına
Ah ölmeden bir görseydim
Düşebilsem toprağına

Sırmalar sarsam koluna
İnciler dizsem yoluna
Fırtınalar dursun yana
Yol ver Türk'ün bayrağına.

Kafkaslar'dan esen yeller
Şimdi sana selam söyler
Olsun bütün Turan eller
Kurban Türk'ün bayrağına.

Sonuç olarak yapılan kavgaların, yaşanan düşmanlıkların nasıl bir aşka dönüşeceği merakla beklenirken bu filmin Ispartalı Hulisi Kentmen’inin yaşının doksana ulaştığını ve siyasi anlamdaki ömrünü tamamladığını hatırlatmak isterim.
YORUM EKLE