BÜYÜK İNSANLIK

Uzun zamandır elim yüreğimde yaşıyorum. Nefesim kesiliyor, uykularım kaçıyor. Korkularla, kâbuslarla ve hep o bir yerlerden düşme hissiyle uyanıyorum. Huzursuzum ve bu histen kurtulamıyorum. Bir dağ başında kimsesiz ve iletişimsiz yaşasaydım belki daha kolay olurdu bundan kurtulmak. Ama yaşadıkça, gördükçe ve haberleri izleyip bir günün daha nelerle geride kaldığını öğrendikçe, bir adım daha giriyor huzurla arama. Misal dün yeni bir adımım daha oldu. Sabah mesaj aldım arkadaşımdan. Okuduğu bir haberin nasıl midesini bulandırdığını anlattı bana. Öfkesini, üzüntüsünü döküverdi birkaç satıra. Ben haberi yazmayacağım. Zira gazetelere bakınca emsali bir sürü olay çıkıveriyor karşımıza.

Akşamına kalmadan bir başka telefon aldım. Oğuz Atay’ın Tehlikeli Oyunlar kitabını okuyan bir başka arkadaşım, muhteşem bir yer okudum, dinlemelisin dedi. Sadece telefondan işittiğim bir bölüm, bu defa uyanıkken yaşattı bana o düşme hissini. Yıllardır düşündüğüm, hissettiğim ama tarif edemediğim belki de umut etmek Allahtan, ümitsizlik şeytandandır diyerek şeytana uymaktan korktuğumdan hiç dillendiremediğim duyguları, bak ben yarım asır evvelinden anlattım diyordu yazar. Kıskandım.

Aklını kıskandığım insanlar vardır benim. Öyle bir söz der, ya da öyle bir şey yaparlar ki, gayrı söz gelmez üstüne. Dediğinin ya da yaptığının sonuna koca bir nokta koyar, konuyu kapatır ve giderler. Aklını kıskandığım yazar, büyük insanlık üstüne öyle laflar etti, öyle kıskandığım cümleler kurdu ki, ta 50 yıl evvelinden noktayı koydu da gitti. Umuyorum ben aldım payıma düşeni, artık sıra sizindir;

YALNIZLIĞIN OYUNCAKLARI

‘Nihayet insanlık da öldü. Haber aldığımıza göre, uzun zamandır amansız bir hastalıkla pençeleşen insanlık, dün hayata gözlerini yummuştur. Bazı arkadaşlarımız önce bu habere inanmak istememişler ve uzun süre, ‘ Yahu insanlık öldü mü?’ diye mırıldanmaktan kendilerini alamamışlardır. Bu nedenle gazetelerinde, ‘insanlık öldü mü? ’  ya da ‘insanlık ölür mü?’ biçiminde büyük başlıklar yayımlamakla yetinmişlerdir. Fakat acı haber kısa zamanda yayılmış ve gazetelere telefonlar telgraflar yağmıştır, herkes insanlığın son durumunu öğrenmek istemiştir. Bazıları bu haberi bir kelime oyunu sanmışlarsa da, yapılan araştırmalar bu acı gerçeğin doğru olduğunu göstermiştir. Evet, insanlık artık aramızda yok. İnsanlıktan uzun süredir ümidini kesenler, ya da hayatlarında insanlığın hiç farkında olmayanlar bu haberi yadırgamamışlardır. Fakat insanlık aleminin bu büyük kaybı, bir çok yürekte derin yaralar açmış ve onları ürkütücü bir karanlığa sürüklemiştir; o kadar ki, bazıları artık insanlık olmadığına göre bir alemden de söz edilemeyeceğini ileri sürmeğe başlamışlardır. Bize göre, böyle geniş yorumlarda bulunmak için vakit henüz erkendir. İnsanlık artık aramızda dolaşmasa bile, hatırası gönüllerde her zaman yaşayacak ve çocuklarımız bizden, bir zamanlar insanlığın olduğunu, bizim gibi nefes alıp ıstırap çektiğini öğreneceklerdir. İnsanlığın güzel ve çekingen yüzünü bende görür gibi oluyorum. Zavallı insanlık kendini belli etmeden sokaklarda dolaşır ve insanlık için bir şeyler yapmağa çalışanları sevgiyle izlerdi. Bugün için insanlık ölmüşse de, onun ilkeleri akıllara durgunluk verecek bir canlılıkla aramızda yaşamağa devam edecektir. İnsanlıktan paylarını alamayanlar için o zaten bir ölüydü; onun bu kadar uzun zaman yaşamasına şaşılıyordu. Yıllar önce küçük bir kasaba da dünyaya gelen insanlık, dünya savaşlarından birinde, çok rutubetli bir siperde göğsünü üşütmüş ve aylarca hasta yatmıştı. Bu olaydan sonra, hastalığın izlerini bütün ömrünce ciğerlerinde taşıyan insanlık, önce ki gece sabaha karşı nefes alamaz olmuş ve gösterilen bütün çabalara rağmen gün ağarırken doktorlar, insanlıktan ümitlerini kesmek zorunda kalmışlardır. Doğru dürüst bir tahsil görmeyen ve kendi kendini yetiştiren insanlık hiç evlenmemişti. Küçük  yaşta öksüz kalan insanlığa doğru dürüstte bir miras kalmamıştı; bu yüzden sıkıntılarla geçen hayatı boyunca insanlık, başkalarının yardımıyla geçinmeye çalışmıştı. İnsanlığın ölümüyle ülkemiz, boşluğu doldurulması mümkün olmayan bir değerini kaybetmiştir. Gazetemiz, insanlığın yakınlarına başsağlığı ve sonsuz sabırlar diler. Not: merhumun cenazesi önce uzun yıllar yaşamış olduğu Hürriyet caddesinden geçirilecek ve ölümüne kadar içinde barındığı Ümit apartmanı bodrum katında yapılacak kısa ve sade bir törenden sonra toprağa verilecektir.’

NOKTA
USTASINA SAYGIYLA…SENA ÇUBUKCU
YORUM EKLE