Darbeyi ve darbecileri püskürtmek için 15 Temmuz gecesi ve 16 Temmuz günü vatanını, milletini, bayrağını, mukaddesatını korumak için sokağa çıkan vatandaşlarımızı kanunen korumak devletin en başta gelen görevidir. Darbecilere direnen,  darbecileri elbirliği ile engelleyen insanları koruyan KHK’yı bu şekilde acımasızca eleştirmek haddi aşmaktır. Neden derseniz o gece vatan millet bayrak sevdası olan herkes darbeye direnmek için sokakta idi. Bir gün birileri çıkar efendim siz neden sokağa çıktınız, darbecileri derdest ettiniz, askeri araçlara zarar verdiniz diye dava açarsa ne olacak. Bu vatansever insanlar mı hakim karşısına çıkıp hesap verecek? Yok böyle bir şey. Darbe gecesi darbeye direnenleri koruyan KHK aslında daha önce çıkması gereken bir KHK idi.  

Ne diyor KHK Darbe girişimini ve bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden sivil kişiler hakkında, resmi sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın, hiçbir idari, mali veya cezai işlem yapılamayacak. Tabi ki yapılmamalı. Efendim bu hukuk devleti açısından kabul edilemezmiş. Demokrasimiz açısından da tehlikeli imiş. Peki hukuk devleti demek darbeye karşı direnenlere ceza vermek mi demek, onları korumasız bırakmak mı demek? Demokrasi demek, darbecilerin darbe yapmalarına göz yummak mı demek? Bu nasıl bir anlayış anlamak gerçekten güç. Darbe gecesi darbecileri durdurmak için canını hiçe sayanlar korunmayacak da o gece darbecilerle hareket edenler koruma altına alınacak öyle mi?

Vatanı için canını hiçe sayan vatandaşlarımız, bir zaman gelecek bir şeylerle suçlanacak devletimiz de bunları savunmasız bırakacak. Böyle bir şey olmaz, olamaz. Bu KHK’yı acımasızca eleştirenler herhalde şunu söylemek istiyorlar. Darbeciler iş başında iken biz de birileri gibi bankamatiklerden para çekecektik, alışveriş yapacaktık, köşemize çekilip darbecilerin zaferini bekleyecektik herhalde. Bu şekilde düşünmek darbecilerin ekmeğine yağ sürmek demektir. Darbeciler ve işbirlikçileri her şeyi bırakıp köşelerine çekilmiş değiller. Ülkemizde kalan darbeci kırıntıları ve yurt dışındaki darbeci kaçaklar aracılığı ile ülkemizi zora sokacak her türlü girişimi yapmaya devem ediyorlar. Darbe gecesi beceremediklerini darbe sonrasında hain planlarını devreye koyarak yapma cüretini hala gösteriyorlar. Darbeci kafaların yaptıklarını , yeni planlarını bertaraf etmek için devlet kendi reflekslerini devreye koyacaktır. Devlet bu refleksi devreye koyunca  vatan ve millet hassasiyeti olmayanlar ayağa kalkar hukuk devletinde böyle şeylerin olamayacağını bağıra bağıra söylerler. Bağırsanız da çağırsanız da devlet darbecilere karşı vatanını korumak için direnen vatandaşlarını koruyacaktır. Devlet  darbeye direnen o asil insanları  korumazsa yanlış yapmış  olur. Darbeye direnenler bir şekilde bu işten olumsuz olarak etkilenirse Allah göstermesin bir daha böyle fütursuzca bir olay olursa millet ikilem içinde kalır tereddüt eder.

Darbenin başarıya ulaşamamış olması, belli ki birilerinde travma oluşturmuş bu yaralı haletten kurtulamıyorlar. KHK’ya karşılar, sivil direnişçilere yargı muafiyeti getiren düzenlemeyi hukuk tekniğine uygun bulmuyorlar ama “bir gün hepiniz sanık kürsülerinde oturacaksınız” diye tehditler savuran “mağdur” (!) militanları kollamayı “hukuk”la pek bir bağdaştırıyorlar. Tek-tip kıyafete de karşılar. Bunu insanlık onuruyla bağdaştırmıyorlar. “Burası Guantanamo mu?” diye yüksek perdeden tepkiler veriyorlar ama yeri geldiğinde, “Eh, bu kıyafete ve rengine siz karar verdiniz; bir gün giymek zorunda kalabilirsiniz” diye şerh düşmeyi de ihmal etmiyorlar. Demek ki, tek-tip kıyafete karşı değiller. Bunların darbecilere giydirilmesine karşılar.

 Birilerinin derdi hukuk filan değil. Sivil direnişçilere yargı muafiyeti getiren düzenlemeye karşı çıkmalarının nedeni, müteakip darbe girişimlerinin geleceğini güvence altına almak, dolayısıyla istikbaldeki darbecilerin elini rahatlatmak. Aynı zamanda 15 Temmuz direnişini itibarsızlaştırmak. Birileri çıkıp darbeye direnenlere ağza alınmayacak laf ediyor. Bu utanmaz arlanmaz adamlara, bu milletin asil evlatları haddini hukuk devleti kuralları çerçevesinde bildirecektir.