Ara
Gümüşhane
Hafif kar yağışlı
-4°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,9259 %0.13
50,6303 %-0.18
6.250,52 % 1,29

Devlet Vatandaşına kulak mı veriyor?

YAYINLAMA:
Geçtiğimiz hafta içerisinde Gümüşhane’de Hidro Elektrik Santralleri hakkında bilgilendirme toplantısı yapıldı.
Birçok yönüyle önemli bir toplantıydı.
Doğru bir mecrada, doğru insanlar tarafından bilgilendirme yapılıyordu.
Organizasyon ne HES şirketleri eliyle, ne de onların desteğiyle düzenleniyordu.
İlk kez, “altını çizerek ifade etmek istiyorum” evet ilk kez, bölgede yaşayan vatandaşın bu konudaki sıkıntıları öğrenilmek isteniyordu.
Devlet yaşananlardan ders almış, enerji üretimi konusunun çıkmaza girdiğini görerek, yeni bir yöntem peşine düşmüştü.
Yetkililer başlarını ellerinin arasına koymuş, yapılan yanlışlıkları tekrarlamamak niyetindeydi.
Devlet, artık müteahhitlerin değil, vatandaşın yanında yer alacaktı.
Dönelim toplantıya.
Sayın Valimiz ve Sayın Belediye Başkanımız da keşke orada olabilselerdi.
Ne değişirdi diye bir soru akla gelebilir. Bu soruya verilecek birçok cevaptan sadece biri:
“Devlet, her durumda vatandaşının yanında olur. Hatalı uygulamalara, yanlış uygulayıcılara karşı, her zaman halkının yanında yer alır. Güçlü azınlığın değil, aciz çoğunluğun sesi olur”
İşte bu resim net olarak ortaya konulabilirdi.
Toplantıya katılanların tamamı, enerji üretiminin önemi konusunda hemfikirdi.
Üzerinde anlaşamadıkları nokta, yaşanan çevre katliamıydı.
İnşaat şirketlerinin kendi yaşam alanlarında sergiledikleri sınır tanımaz duyarsızlıklardı.
Kendi çıkarları doğrultusunda dere yataklarını, bitki örtüsünü, yaban hayatını ve köy yollarını tahrip eden yıkıcı özellikleriydi.
Yetkililer ne kadar da “biz sizlerle birlikteyiz” deselerde, şimdiye kadar olan uygulamalar nedeniyle aradaki bu güvensizlik giderilemiyordu.
Vatandaş haklıydı.
İşte örnekler:
Özkürtün beldesine birkaç kilometre mesafedeki HES inşaatı nedeniyle yol harap, dere yatağı artık yok.
Yine Yukarı kürtün grup yolu güzergâhındaki HES nedeniyle geniş bir alanda doğa yok, dere yok.
Gavraz’da, Sapmaz’da ise yoklar farklı. Kısa süre sonra Sapmaz Köyü yok. Proje dâhilinde kesildiği söylenen on binlerce ağaç yok. Sapmaz köyüne devlet erkânından sapan yok. Arayan soran yok. Denetim yok, denetim yapmak isteyen de yok.
Yazılacak yoklar çok.
Konuya toplantıdan başladık, yoklarla noktaladık. Son bölümde toplantıya katılan bir belediye başkanımızın isyanını paylaşmak istiyorum.
“HES’ler nedeniyle kanalizasyon suları Harşit’in yatağında birikiyor. Bu birikintilerde dayanılmaz bir koku yayıyor.”
Eeeee. Belediye ne iş yapıyor?
Pes yani…
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *