DİRİLİŞ - DEVLET -VATAN

TRT -1’ de Osmanlı Devletinin kuruluşundan önceki zamanı anlatan Diriliş dizisi herkesin dilinde; beğeni ile izlendiği gibi tarihin aktörlerini tanıtıp, tarihi sürecin nasıl oluştuğu hakkında ışık tutuyor. Yaklaşık olarak 1230-1290’lı  yılların geçtiği süreçte yaşananlar ile günümüzde yaşayan insanların derin bir mukabelesi, hissi bir yakınlaşması kaçınılmaz hale geliyor. Çünkü Türk çocuklar, gençleri, yaşlıları yevmel  yekün herkes atasının ve dedelerinin hem mücadelesinin nasıl zaferle sonuçlandığına kafa yorarken hem de onların kahramanlığını yalnızca kuvvetli olmaya indirgemeyen insancıl, medeni, özgürlüğüne düşkün ve devlet olma bilinçlerini hayranlıkla izliyorlar. Bu tarihi film bizdeki ölü hücreleri de yeniliyor adeta diriltiyor. Böyle kahramanların torunları olmaktan gururlular. Atalarıyla gurur duymak doğru bir şey midir? Şimdi bunun  üzerinde duralım.

Atalarından övgüyle bahsetmenin ayıp sayıldığı ender ülkeler vardır veya benim bildiğim hiç yoktur. Bizlere üç türlü atalarımızdan nefret etmeyi öğrettiler:

1-Dediler ki: Bizler önümüzü batıya çevirdik; Batılılaşmak ve çağdaşlaşmak istiyoruz; geçmişin köhne zihniyetini överek cumhuriyeti yüceltemeyiz ve insanları alışkanlıklarından vazgeçiremeyiz öyle ise geçmişi silmeden yeni bir tarih yazamayız.

2-Dediler ki: İnsanların atalarını övmesi dini inançlara terstir çünkü Kur’an hükümlerince üstünlük takvadadır  ve Acemin Araba üstünlüğü yoktur.

3-Dediler ki: Atamızla övünmek bizim için bir ideolojidir ve biz ideolojimizi herkese benimsetmek zorundayız. Böylelikle; atalarıyla övünmeyi erdem kabul eden düşünce  sahipleri de övgüyü biraz abartmışlardı dersek yalan değildir.Bu abartılı ideolojik sevgi bazı insanlarda tepkiye sebep oldu.

Amma ve lakin: her üç görüşünde göz ardı ettiği daha doğrusu gözden kaçırdığı üç husus vardı: Bunlardan birincisi yeni bir tarih yazmak için geçmişi yok saymak dünyada bu güne kadar görülmüş en büyük düşüncesizlikti. Tarih kesintiye uğramış bir dönem yok sayılarak çocukların atalarıyla gönül bağı kopmuştu. Anne- baba sevgisinden mahrum çocukların durumu neyse tarihindeki atalarıyla bağı kesilen milletin durumu da oydu ve bu gerçeği inadına görmezden geldiler. Bizler atalarımızı övmediğimiz için övünecek atamız yok edildiği için çocuklarımız bizi cezalandırdı ve bizlerde de örnek alacak yan bulamadığını belli ederek kendilerine duygusuz, aşksız, katıksız ve içi boş bir hayat seçtiler.. İkinci olarak atalarımızı övmede aşırıya gidilmemesi örneği ile bize Kur’an hükümlerini söyleyenler ki: Ametü billahi biz Kuranın bütün emirlerine iman ettik bunda şüphe yok fakat bir ırkı diğerinden üstün kılmak ile atalarını yeni nesillere sevdirmek arasındaki farkı anlayamadan çocukların atalarıyla övünmesinin önüne geçtik . Şucu dedik aşağıladık bucu dedik günahkar kabul ettik ve böylece tarihin derinlerinde bizlerin yaşaması için emsalsiz bir onur ve vakarla nesillerini devam ettirtmiş onca atamızı incittik. Kuranda  iyiliklerin zerre misgal karşılık göreceği ve kötülüklerinde zerre misgal de olsa cezasını bulacağı belirtilirken iyi insan ve kötü insandan ve helak olan kötü kavimlerden de bahseder. Örnek olarak: Nuh Kavmi, Ad Kavmi, İrem, Semûd Kavmi, Hicr Ashabı, İbrahim ve Ress Kavimleri, Lut Kavmi (Sodom ve Gomore), Mü’tekife, Medyen Ashabı, Eyke halkı, Firavun, Âl-i Firavun, Hâmân, Karun, Sebt Ashabı, Tübba Halkı, Karye Ashabı, Uhdud Ashabı, Fil Ashabı, Sebe halkı gibi kötü yaşayıp helak olanları ve helak olma sebeplerini anlatır. Bunlara karşılık İbrahim kavminden övgüyle bahseder. Mademki iyi ve kötü Kuran’i  bir kavramdır; öyle ise bizler atalarımızdan bahsederken onların  nezih, yardım sever, kadın haklarını bilen, büyük küçük tanıyan, yaşlıyı koruyan ve gözeten  diğer  yönüyle de kahramanlıklarından neden sitayişle bahsetmeyelim. Neden onlarla gurur duymayalım. Neden onları övmeyi  ırkçılık boyutuyla bir kabul edelim..

Neden peki..?

Bir cevabı var: ahmaklığımızdan…

Diriliş dizisi elbette sinema formatıyla kurgulanmış ancak tarihi kaynaklara sadık kalınmıştır. Ve biz öğreniyoruz ki ;1240 yılında bundan tam 780 yıl önce Türklerde toya(kurultay) bir kadın başkanlık edebiliyor. Beyi Süleyman şah öldüğünde çocukları küçük olan Hayme Hatun meclisi topluyor; onlara başkanlık ediyor; saygı görüyor ve sözü dinleniyor. Benim hayme hatuna benzeyen akrabalarım var desem size abartı gelir. Amcamın Eşi Türkmen hatunda benzer şekilde  geniş bir ailenin Hayme hatunu idi.

Yine dirilişten öğreniyoruz ki;  Atam oğuz töresinde; yaşlıların hepsi bilge muamelesi görür, hürmet görür, merhamet görürmüş . Bir kavmin Cenabı Hakkın gönderdiği  İslam dinini henüz öğrenmeden asil bir duruş göstermesi ve asil bir hayat sürmüş olması neden  övülmesin ve neden övenlere ırkçı densin. Kaldı ki Osmanlı devletinin kurulması imparatorluğa dönüşmesi ve pek çok ırkın birbirine karışmasından sonra dünya nizamını Allah’ın emrettiği üzere kurmaya çalışan atalarımızın çoğu yabancı ırktandırlar ve biz onları da çocuklarımıza övmek zorundayız. Irkları farklıdır ama yetiştikleri ev bizim hanemiz olduğundan bizim örf adetimiz ve inancımız üzere yetiştikleri için yani bize benzedikleri için övünüyoruz.  Mehmet Akif Arnavut ,Sokullu Mehmet Paşa Boşnak, Mimar Sinan Ermeni kökenlidir. Ve hepsi  bizim gurur kaynağımızdır. Peki Tuğrul ve Çağrı Beyler; Bilge Kağan, Bumin Kağan, Tarkan, Selahattin Eyyubi, Selçuk Sultan, Kutalmış, Fatih, Kutluk Bilge Kağan, Yavuz, II.Abdulhamit siz bunların hangisiyle gurur duyuyorsunuz?

Efendim anlamadım .

Tekrar soruyorum hangileriyle diye..

Cevap  verenleriniz ve “hepsiyle” diyenleriniz şimdiden “şucu” yaftasını yedi bile..

Cevap vermeyenler sizi biliyorum; siz bekliyorsunuz, çoğunluk kimi severse sizde onu seveceksiniz.!

Nurettin Özdemir'in vatan şiiriyle konuyu bitirelim:

Vatan,

Isparta halısında gül / Ve Kütahya çinisinde/Ateşten bir laledir.

Vatan,

Hazar Gölünde şiirli bir akşam/Ve eski Harput’ta / Burcu yıkılmış bir kaledir.

Vatan,

Hakkâri’de sıra dağlar /Ki bölünmez; /Yürek yüreğe el eledir.

Vatan,

İzmir yollarında doludizgin bir süvari /Ve yağız atların boynunda /Zaferle köpüklü bir yeledir.

Vatan

Ankara’da Anıt kabir’de, / Yanıp da /Sonsuza dek /Sönmeyecek bir meşaledir.

Ve vatan : bunu hak etmek demektir: Atasını kucaklayarak, vatanını severek; milletini yücelterek ve Allah korkusunu bilerek….

YORUM EKLE