EBULFEZ ELÇİBEY’İ RAHMETLE ANIYORUZ…

Tüm gündemi bir yana bırakıp, aradan hatırlanması gereken bir ismi vefat yıl dönümünde rahmetle anarak sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Kısa süren bir dönemde Azerbaycan halkının gönlünde taht kurmuş olan Elçibey, İran ve Rusya’nın ortak çalışması sonucu devrilmiş bahtı kapatılmıştır. Ekranlarda ve yazılı basında aslında çokça kendisine yer verilmeyen Elçibey’in hakkını teslim edemezsek te bize düşeni yapma görevini yerine getirmiş olacağız.

Peki, Kimdir ELÇİBEY;

Asıl adı Ebulfez Kadir Güloğlu Aliyev olan Ebulfez Elçibey, 24 Haziran 1938’de Nahcivan’ın Keleki köyünde doğdu. Babası İran Azerbaycan’dan Kadirkulu Bey, annesi Anadolu'da doğup Keleki'ye göç etmiş Mehrinisa Hanım'dır. Babası 1943 yılında II. Dünya Savaşı'na katılmış ve bir daha kendisinden haber alınamamıştır. İlköğrenimini ve liseyi Nahcivan’da zor şartlar altında tamamlamıştır.

1957-1962 yıllarında Azerbaycan Devlet Üniversitesi Doğu Dilleri Enstitüsü, Arapça bölümünde okumuştur. Öğrencilik yıllarında Azerbaycan tarihini ve Azerbaycan inkılâbı tarihini öğreten dernekler kurmuştur. 1963-1964 yıllarında ise Mısır'da tercüman olarak çalıştı.

Elçibey, Azerbaycan'ın Rusya İmparatorluğu içinde bir sömürge olduğuna ve elbet bir gün bağımsız, demokratik bir cumhuriyet olacağına inanmıştır. Kuzey ve Güney Azerbaycan'ın mutlaka birleşmesi ve Dağıstan'a, Gürcistan'a ve Ermenistan’a verilen Türk topraklarının tekrar Azerbaycan'a geri verilmesini savunmuştur.

Elçibey, 1970'lerde SSCB toprakları içindeki ülkesinin bağımsızlığı için çalışmaya başladı. 1975 yılında 'milliyetçilik' suçundan 1,5 yıl hapis yattı. KGB zindanlarında ve taş ocaklarında ağır şartlar altında kaldı. 1976 yılında Sovyetler Birliği'ne karşı propaganda yaptığı gerekçesiyle tekrar tutuklandı ve 1978 yılında şartlı olarak serbest bırakıldı. Serbest kaldıktan sonra, Azerbaycan Millî İlimler Akademisi'nde el yazmaları enstitüsünde görev yaptı. Görevi sırasında da bağımsızlık çalışmalarına devam etti. 1989'da Azerbaycan Halk Cephesi'ni kurdu ve başkanı seçildi. Halk Cephesi, Rus istihbaratının engellemelerine rağmen kısa sürede bir halk hareketi haline geldi. Öyle ki, 1989'da Gorbaçov hükümeti cepheyi resmen tanımak zorunda kaldı. Elçibey'in ilk aktif eylemi ise, binlerce Azeri'nin İran sınırına yaptığı ünlü yürüyüş oldu. Nahçıvan ve Astra'dan onbinlerce Azeri, 30 Aralık'ta 'Yaşasın Tebriz-Bakü' sloganlarıyla sınıra dayandığında, ne Rus askerleri ne de İran askerleri çatışmayı göze alabildi. Dikenli teller 'Birleşmiş Azerbaycan' sloganlarıyla parçalandı.

Elçibey, Dağlık Karabağ’daki Ermeni ayrılıkçılığına yol vermemek ve Azerbaycan'ın SSCB’den bağımsızlığını kazanması için çalışmış ve 1991’de SSCB’nin dağılması ile Azerbaycan’a bağımsızlığını kazandırmıştır. Fakat, Elçibey’in Azerbaycan’ın cumhurbaşkanlığına geçmesi engellenmiş, cumhurbaşkanlığına KGB tarafından Azerbaycan SSR (Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti) Komünist Partisi başkanı Ayaz Mutallibov getirilmiştir. 1992’de Ermenilerce yapılan Hocalı Soykırımı’na karşı koyamaması sonucunda Mutallibov istifa etmek zorunda kalmış, Azerbaycan’ın ilk demokratik seçimleri yapılmış ve Ebulfez Elçibey cumhurbaşkanı seçilmiştir. Elçibey, Azerbaycan’ın demokratik yollarla başa gelen ilk cumhurbaşkanıdır. "Elçibey" soyadı da Ebulfez Elçibey'e meclis tarafından verilmiştir. Elçibey, iyi, güçlü asker anlamına geldiği gibi; lider, önder anlamına da gelmektedir.
 
1993'e girildiğinde Elçibey yönetimi petrol anlaşmalarını belli bir noktaya getirmişti. 15 Haziran'da Ermenilerle muhtemelen Kelbecer'in geri alınması için masaya oturacaktı. Ülke ekonomik ve siyasi bağımsızlığa adım adım yaklaşıyordu. Ama bu kez devreye girecek olan Suret Hüseyinov, Elçibey'in kaderini değiştirecekti. Elçibey, Gence'deki birliklerin komutanı olan Hüseyinov'a Karabağ'daki başarıları için kahramanlık unvanı vermişti. Ama onun hesabı başkaydı. Rusya'nın ve İran'ın desteğini aldığı söylenen Hüseyinov'un bir başka ilişkisi de o sıralarda Nahçıvan'da bulunan KGB tedrisatından geçmiş Haydar Aliyev'leydi. Aliyev, Bakü'de yavaş yavaş etkinliğini artırmıştı. Darbe 'geliyorum' diyordu. Hüseyinov, Haziran 1993’te Gence’de ayaklanma başlattı. Elçibey, 3 Haziran'da Gence ve Bakü'deki olağanüstü hal ilanını uzatıp Gence'ye birlik gönderdi. Ama isyanı bastıramadı. Hüseyinov, Bakü'ye doğru harekete geçti. Çaresiz kalan Elçibey, Haydar Aliyev’i Bakü’ye çağırdı. Ülkenin yönetimini Aliyev’e devreden Elçibey, doğum yeri olan Nahçıvan’ın Keleki köyüne döndü. 2 hafta sonra geri dönmeye çalışmasına rağmen şahsi koruması tarafından uçağı kurşunlandı ve Nahçıvan’dan çıkış yolu kapandı. Ardından 4 yıl Keleki’nin abluka altında olması sebebiyle oradan ayrılamadı ve 4 yıl aradan sonra Bakü’ye döndü. Fakat Elçibey’in Bakü’ye dönmesi bir işe yaramadı, Haydar Aliyev, cumhurbaşkanlığını resmen ilan etti.

Elçibey, bunun üzerine 1997’de Bütöv Azerbaycan Birliği'ni kurarak Azerbaycan muhalefetine katıldı. Çalışmalarını Kuzey ile Güney Azerbaycan'ın birleşmesi üzerine yoğunlaştırdı. 1998 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerine “demokratik ve adil olmadığı” gerekçesiyle katılmadı.

Elçibey 2000 yılında “prostat tümörü” hastalığına yakalandı. Tedavi için Ankara’daki GATA’ya yatırılan Elçibey, 62 yaşında tedavi gördüğü Ankara’da 22 Ağustos 2000’de vefat etti.

Elçibey’in defin törenine 800.000 kişi katılmıştır. Haydar Aliyev, Elçibey’in defin törenine katılmak için alana gelmiş, alana girdiği an halk Aliyev’i "En büyük Elçibey, başka büyük yok!" sözleriyle protesto etti… Bunun üzerine Haydar Aliyev, alanı terk etmek zorunda kaldı.

Elçibey, tam bir Türk sevdalısıydı. Cumhurbaşkanlığı boyunca da “Turan Birliği”ni kurmak için uğraştı. Tüm bağımsız Türk devletlerini tek tek ziyaret etti. Hatta bazı tarihçiler tarafından, Elçibey’in tüm Türk devletlerini birleşme konusunda ikna ettiği, fakat tam birleşme gerçekleşecekken Elçibey’in cumhurbaşkanlığını bırakması üzerine birleşmenin gerçekleşemediği söylenir. Ermeniler ile savaşırken kendi coğrafyasını Azerbaycan’a kaptırmaktan korkan İran’ın Ermenilere destek vermesi Azerbaycan’ı Şia karşıtı olarak daha güçlü ehli sünnet çizgisine getirmiştir. Bu bile hizmet olarak Elçibey’e yeter düşüncesinde olanların sayısı az değildir…

Mekânı Cennet, makamı Ali olsun…

Sevgi Saygılar…
YORUM EKLE