EN BÜYÜK ENGEL ENGELLEMEKTİR

Engellileri engelleyenler bir gün mutlaka engellenecektir. İnsan olarak hepimiz engelli olma ihtimalimiz vardır. Bunu kabul etsek de etmesek de. Empati yaparak engelli insanlara saygı duymalıyız. Engelli insanlara saygı aynı zamanda önce kendimize daha sonra bütün insanlığa saygıdır. Nasıl ki tohum toprağa emanetse, engelliler de topluma emanettir. Emaneti koruyup kollamak bir lütuf değil zorunluluktur. Bunu böyle bilmek lazım. Engellilere karşı vurdumduymazlığın temelinde sevgisizlik yatmakta. Sevgiyle engelleri ortadan kaldırabiliriz. Yeter ki birbirimizi sevmesini bilelim. Bunu becerirsek dünya kurtulur sadece engelliler değil.

Türkiye’de hayat, engellileri engelleyen pek çok engellerle dolu olduğu için engelliler mutlu değil. Onların rahat yaşayabileceği mahalleler, sokaklar, caddeler, binalar, okullar oyun alanları, eğlenme alanları yapamıyoruz daha doğrusu yapmıyoruz. Onların binebileceği toplu taşıma araçları yok veya çok sınırlı. Fiziksel engelli bireylerin binebileceği toplu taşıma araçlarının rampaları manuel çalışıyor. Bu da şöyle bir sıkıntı doğuruyor. Toplu taşımacılık yapan şoförler her gün böyle bir durumla karşılaştıkları için durakta inip engellilerin araçlara binmelerine yardımcı olamıyorlar veya olmuyorlar. Böyle olunca engelli vatandaşa mutlaka birilerinin yardım etmesi icap ediyor. Bu durumda engelliler bir engelle daha karşılaşmış oluyor. Engelli için düzenlenmiş araçlar dahi engelli insanlarımıza engel oluyor.

Engellilerle birlikte yaşamayı beceremiyoruz. Yaşamımızı onlara göre düzenlemiyoruz. Onlara göre bir yaşam hazırlamıyoruz. Siyasal iktidar engellilerin yaşam alanlarını düzenleyecek köklü çözümler üretmeli. Yerel yönetimler, kamu kurum ve kuruluşları engellileri yaşamda etkin, üretken, kılacak, ekonomik, sosyal-kültürel politikalar oluşturmalı. Göz boyamalık, göstermelik projelerle gün kurtarılmaya çalışılmamalı.

Engelliler gününde albenili sözlerle, vaatlerle engellilerin ne kadar önemsendiği anlatılarak geçiştirilmemeliler. Yılda bir gün hatırlanmaları gündeme gelmeleri onları önemsediğimiz anlamı taşımaz. Yılın kalan 364 günü onlar adına ne yaptığımız hepsinden daha önemli. Anma günlerinde onların sorunlarına çözüm yolları belki söyleniyor. Gündeme geliyor ama yıllar geçmesine rağmen bir çok şehirde ortada onlar için hiçbir somut düzenlemenin olmaması ayıplanacak bir durum.

Engelli kardeşlerimizin yaşamlarının daha güzel olmasının yolu, onlara yaşam alanı olarak sunulan alanların engel(siz)ler tarafından gasp edilmemesi. Onlara ayrılan park alanlarına arabalarımızı park etmememiz, onlara yapılan engelli rampalarının girişlerini kapatacak şekilde araç veya herhangi bir şeyle kapatmamamız, onlara ayrılan yolları işgal etmememiz bizim için çok şey ifade etmese de onlar için çok büyük hizmet olacaktır. Genel ve yerel yönetimler,  engellilerle ilgili politikaları üretecek projeler yapmalı ve hiç zaman kaybetmeden yapılan projeler hayata geçirilmeli.

Engelli bireylerin evinden çıkıp bir yere gitmesindeki en büyük engel araç trafiğine açık yollar. Bu yollar üzerinde da alternatif üstgeçitlerde asansör sistemi kesinlikle olmalı. Şehir içi dolmuşlar ve otobüsler engellilerin rahat binip inebileceği şekilde düzenlenmeli. Engelli rampası olmayanlara kesinlikle çalışma ruhsatı verilmemeli.

Pazartesi günü Dünya Engelliler Günü olarak kutlandı. Engelliler günü farkındalık günü olmalı, kutlama değil engellilerin yaşadığı sorunları farkında olma günü olmalı. Engelli, engelli diyoruz. Engel onlarda değil; onları engelli gören zihinlerdedir. Empati kurarak engelleri kaldırmak, herkes gibi toplumsal hayata tam katılmalarını sağlamak, hepimizin vazifesidir.

 Onların gününü kutluyor, başarılı, sağlıklı engelsiz günler diliyorum.

YORUM EKLE