Ara
Gümüşhane
Hafif kar yağışlı
-4°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,9259 %0.13
50,6303 %-0.18
6.250,52 % 1,29

Eşitlik Başka Şey Adalet Başka

YAYINLAMA:
Kadın ile erkek eşit mi diye tartışılıyor ya hani sürekli, anlamaya çalışıyorum ben de. Özü ‘insan’ olan iki varlık arasında yıllardır paylaşılamayan bu ‘eşitlik’ kavramından anlaşılan nedir?

Sözlükte; ‘Bedensel, ruhsal başkalıkları ne olursa olsun, insanlar arasında toplumsal ve siyasal haklar yönünden ayrım bulunmaması durumu.’ olarak tanımlanıyor. Bu açıdan bakıldığında, kadını erkekle eşit görmemek akla, mantığa sığmıyor. En azından ben sığdıramam. Sığdıranı da anlayamam. Tabii ki insan olan kadın da insan olan erkek de toplumsal ve siyasal haklar yönünden aynı ayrıcalıklara sahip olmalı. Ancak, eşitlik başka şey adalet başka. Ve İnsanın insana üstünlüğü olmaması ancak adaletle sağlanabilir.

Farklı özelliklere sahip olan kadın ve erkek birbirlerine ihtiyaç duymak üzere yaratılmıştı. Birbirlerini tamamlasınlar diyeydi bunca farklılık. Nesillerin çoğalabilmesi böyle mümkün kılınmıştı.

Aralarındaki en belirgin fark, kadının daha fazla acıyla donatılmış olmasındaydı. Doğum sancısını çeken kadın, çocuk doğuran, dokuz ay karnında taşıyan kadındı.

Erkek güçlü, kuvvetli; kadın naif, korunmaya muhtaç yaratılmıştı.

Erkeklerden farklı olarak kadınların koruması gereken bir namusu vardı hep bir de.

‘Namus’ kadınlara özgü bir kavram olarak yerleştirildi beyinlerimize. En çok da erkeklere özgü bir kavram olmalıyken; Bknz. Hz. Yusuf.


Kadının sosyal hayattaki yeri eskisine oranla arttı, evet!

Misal, kız çocuklarının canlı canlı gömüldüğü, doğurmak istenmediği günlerden, “Çocuğumuzun eli ayağı sağlam olsun da cinsiyeti hiç önemli değil.” denildiği günlere gelebildik. Şükür!


Kadının erkeğe emanet edildiği yazılıdır Kuran’da. Yani bir güç eşitsizliği var yaradılışta. Ama ‘Cennet annelerin ayakları altındadır.’ da deniyor aynı zamanda. Erkeği doğuran annenin! Yani yalnızca erkeğin üstünlüğü üzerine kurulu bir eşitsizlik yok aslında. Birbirlerine göre farklı olan yanları var, farklı üstünlükleri var. Ve bunları eşitsizlik olarak görmek yerine kadınla erkeği bir bütün olarak görüp, bu farklılıklarının bütünleyici olduğunun idrak edilmesi gerekiyor. Ki bu da adaletle mümkün.

Eşitlik yaradılıştan var olansa, adalet sonradan sağlanandır.

Öyleyse, sağlayalım.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *