Feyzioğlu’nun iki yüzü

Gümüşhane Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nu ağırladı. Yeni baro binasının açılışı için gelen Feyzioğlu, ilginç isimlerin de katıldığı bir topluluk ile karşılandı. Yazının konu bütünlüğünü dağıtmamak için bu konuyu daha sonraya bırakmak gerektiğini düşünüyorum.

Meslek üyeleri ve vatandaşların katıldığı açılış töreni sonrası sosyal tesislerde yapılan konuşmalardan öğrendiğimiz kadarıyla bu modern tesisin imarında Barolar Birliği Başkanının büyük emeği geçmiş. Her aşamasında katkı vererek Gümüşhane Bayburt Barosu’na güzel bir bina kazandırdığı için teşekkür etmek gerekiyor.

Yazının başlığına gelince…

Tesis açılışı ve sonrasında yapılan basın toplantısında iki farklı yüzünü gösterdi Sayın Feyzioğlu. Toplantı salonunda yaptığı ve tamamen mesleki sorunları ve çözüm önerilerini içeren konuşması, takdim edilen çiçeği eski baro başkanlarından Ali Günday’ın eşi hanımefendiye vermesi ve karizmatik duruşu ile karşısında bulunan insanların aklıyla dalga geçmeyen bir Baro Başkanı havasındaydı.

Basın toplantısında ise, önüne konan mikrofonlardan mı, karşısındaki kameralardan veya gazetecilerden mi bilinmez farklı bir renge bürünüydü Sayın Feyzioğlu.

Bir soru üzerine Erzurum Kongresinde yaşanan bir olayı hatırlatan Feyzioğlu şöyle diyor. “Atatürk Erzurum’a gittiğinde apoletlerini, üniformasını çıkartıp kaymakamdan ödünç aldığı sivil bir ceketle halkın karşısına çıkıp sine-i millete döndüm demiş ve ardından millet meclisinde generallere dönüp ya üniformanızla askerlik yapacaksınız ya da üniformanızı çıkartıp siyaset yapacaksınız demiştir.

Erzurum Kongresin’de yaşanan bu olayı, bir de hadisenin birinci derece kahramanı olan Gümüşhane Mebusu Zeki Kadirbeyoğlu’nun hatıralarından nakledelim.

Camekanlı kapı açılır açılmaz bütün ihtişamı ile büyük üniformasıyla kaşıklı, püsküllü apoletleriyle, irili ufaklı umum nişanlarıyla ve Yaveran-ı Hazret-i Şehriyari kordonu ile arkasında da Yüzbaşı Cevad ve diğeri Mülazım Receb Zühdü aynı büyük üniforma ile içeri girmesinler mi!..
…….
O darat, debdebe ile kılıç şakırdılarına karşı murahhaslar hep birden ayaklanmasınlar mı! İşte o vakit taş kafamdan fırladı, ayağa kalkmayan ben ve Rauf Bey’den başka kimse kalmadığını görünce ben de yerimden fırladım. Gayet sert bir seda ile:
‘-Efendiler oturunuz. Paşa hemen dışarı çıkınız, daha istifanızın mürekkebi kurumadan kongre üzerinde bir tesir icra etmek için bu kıyafetle gelmenize teessüf ederim. Hemen çıkınız, başka bir elbise ile gelirsiniz’ diyerek elimle de kapıyı gösterdim…(Meraklıları ve hadisenin tamamını öğrenmek isteyenler için; (“Kadirbeyoğlu Zeki Bey’in Hatıraları s:58”)


Basın toplantısından bir başka bölüm Sayın Feyzioğlu’nun; “Biz insanların hiçbir şekilde kılık kıyafetine karışmayız. Herkesin istediği gibi giyinmesine, istediği kıyafette yaşayabilmesine izin verilmesini şart koşarız… Bu gün Türkiye’de örtünmek istemeyenlerin üzerinde büyük bir baskı ve tehdit vardır. Dün yapılan yanlışlara nasıl karşı çıktıysak bu günde bu tür tehditlere karşıyız.

Siz inandınız mı bilemiyorum. Bana aklımla, yaşadıklarımla dalga geçiliyor gibi geldi.

Kısa bir bölümünü aktardığım basın toplantısında daha nice noktalar var ancak düşüncelerimi tam olarak ifade eden bir söz var, onu hatırlatıp kapatalım.

Söz bilirsen söyle ibret alsınlar söz bilmezsen sûküt dur insan sansınlar

Bir yönüyle baro başkanı beyefendi olarak tamamdı. Diğer yönüyle ise tarihi gerçekleri çarpıtan, karşısındakini aptal gören, tepeden bakma alışkanlığından vazgeçemeyen, her şeyin iyisini ben bilirim edasında, cahil ve tamamen akıllara ziyandı.

Velhasıl-ı kelam… Siyasi lider olmak arzusunda ise Sayın Feyzioğlu ki öyle görünüyor, bilinmelidir ki sonradan lider olunmuyor, bu vasıf doğuştan geliyor…
YORUM EKLE