FİZİKİ COĞRAFYANIN ÖTESİ GÖNÜL COĞRAFYASI

Birleşmiş Milletler Genel Kurul Toplantısı için ABD’ye giden Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan dördüncü sırada konuşmasını yapacak. Toplantı öncesi birçok etkinliğe katıldı. Pazartesi sabah Cumhurbaşkanımız 'Mülteciler İçin Küresel Sözleşme’ başlıklı üst düzeyli etkinliğe katıldı. Mülteciler meselesine ilkeli, insani yaklaşımı her ülke tarafından kabul edilen Türkiye bu toplantıda da Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın duruşu sayesinde etkin bir şekilde yer aldı ve dünyaya bizim duruşumuzdan alması gereken dersler hatırlatıldı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres ile BM binasının 27’nci katında özel görüşme  gerçekleşti.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler toplantısına katılmak için gittiği Amerika’da New York’a iner inmez Türk Amerikan Yönlendirme Komitesi’nin düzenlediği Türk ve diğer Müslüman ülkelerin halklarının kendisini karşılama toplantısında "Türkiye’nin bir fiziksel coğrafyasının yanı sıra bir de 'Gönül Coğrafyası' vardır" ifadesini kullanmış. 

'Gönül Coğrafyası' tabii ki Türkiye’nin Müslüman ülkelerin yüreklerindeki Türkiye sevgisiyle oluşan büyük bir coğrafya. 

Toplantı salonu tamamen dolmuş, yüzlerce kişi de dışarıda Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı beklemiş.

Türklerin yanı sıra hemen her ülkeden Müslümanlar, salona girişinde Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a büyük sevgi göstermiş. Türkiye’nin 'Gönül Coğrafyası' gerçekten çok büyük ve çok güçlü olduğu tam anlamı ile kendini göstermiş. Cumhurbaşkanımıza büyük bir teveccüh olduğu, bunun gurur verici bir durum olduğu ifade edilmiş. Yanına yaklaşabilenler ona dokunmaya ve kucaklamaya çalışıyorlarmış. Onlara hitaben Cumhurbaşkanı Erdoğan coşkulu bir konuşma yapmış.
Türkiye’nin her Müslüman ülkenin sorunlarıyla nasıl ilgilendiğini, onlara dünyada nasıl liderlik yaptığını ve ortak sorunlara nasıl sahip çıktığını o kalabalığa anlatmış.

Suriye’de,  yapılanlarla insanların hayatının nasıl kurtarıldığını söyleyince salonda büyük alkış kopmuş. Mültecilere şefkatle yaklaşan dünyada tek ülkenin Türkiye olduğunu söyleyince salondan teşekkür sesleri çeşitli lisanlarla yükselmiş. Başka ülkelerden gelmiş insanlar Türk bayraklarını sallıyorlarmış.

Türkiye’nin Gönül Coğrafyasının liderliğini bu şekilde elinde tutan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, bunun kendisine verdiği büyük güç ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin adaletsiz konumunu tekrar gündeme getirmiş.

‘Dünya beşten büyüktür ’cümlesiyle gündeme taşıdığı ve buradaki toplantılarda üzerine gideceği belli olan sorunu bu toplantıda yeniden açmış. Sadece beş ülkenin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni kontrol etmesinin yarattığı adaletsizliği tekrar anlatmış ve Güvenlik Konseyi'nde her ülkenin sırayla girebileceği dönüşümlü sisteme geçilmesini gündeme getirmiş. Bu şekilde Birleşmiş Milletlerin yapısını eleştiri Cumhurbaşkanımız tarafından daha önceden de dile getirdiği herkesin malumu.

Birleşmiş Milletler Güvenlik konseyi yapısı ile ilgili görüşlerini yaptığı ikili görüşmelerde bu konuyu açık ve net şekilde ifade ediyor Yapılacak ve genel kurulda yapacağı konuşmada da bunun üstüne gitmeye kararlı olduğu belli. 

Filistin meselesi konusunda Cumhurbaşkanımız Erdoğan konuşmasında farklı bir yaklaşım sergilemiş. "Filistinli kardeşlerimizin bugün yaşamakta olduğu sorunlar sadece İsrail’in adalet tanımayan tutumundan değil Müslüman ülkelerin aralarında tam anlaşmamasından da kaynaklanıyor" diyerek Müslüman ülkelerin dünyada birlikte hareket etmelerinin önemine vurgu yapmış. Bu konuşma da salondan büyük alkış almış. Eğer Müslüman ülkeler bir araya gelebilseler bunun lideri olarak kimi görmek istedikleri salondaki sevgi selinden açıkça belliymiş. Müslüman ülke liderlerinin Filistin konusundaki sessizliği karşısında Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın sesi olabildiğince gür çıkıyor. Filistin meselesi çözüme ulaşıncaya kadar da mücadeleden vazgeçmeyecek bir lider aynı zamanda.

Biz tarihin her safhasında Müslüman devletlere liderlik yapmış, hizmet etmiş bir milletiz. Bu gün de bu liderliği yapma gibi bir sorumluluğu üzerimizde hissediyoruz. Nerede bir gözyaşı varsa onu dindirmeye çalışıyoruz. Nerede bir mazlum varsa elimizi uzatmaya çalışıyoruz. Bunu hem devlet kanalı ile hem de sivil toplum kuruluşları aracılığı ile yapmaya çalışıyoruz. Fiziki sınırlarımız sınırlı olsa da gönül coğrafyamızın ulaşabildiği her yere dokunmaya çalışıyoruz.

YORUM EKLE