Spor Toto 2.lig Beyaz Grupta mücadele eden temsilcimiz Gümüşhanespor, sezonun ilk dört haftasında aldığı kötü sonuçların ardından, Giresunspor karşılaşmasıyla başlayan çıkışıyla son 5 karşılaşmada 4 galibiyet 1 beraberlik alarak müthiş bir çıkış yakaladı.

Bu sonuçların ardından puan sıralamasında hızla yükselerek altıncı sıraya tırmanan temsilcimiz herkesi mutlu etti. Artık taraftarlar bundan sonra oynanacak karşılaşmalara umutla bakıyor.

Buraya kadar her şey istediğimiz gibi gidiyor. Galip geliyoruz, puanlar alıyoruz ve her geçen hafta zirveye biraz daha yaklaşıyoruz.

Ama…

İşte tüm bu güzelliklerin bir de ama'sı var.

Her profesyonel takım gibi temsilcimizde de, prim sistemi var. İçerde ayrı, dışarıda ayrı olmak üzere her galibiyette futbolcular, teknik heyet, malzemeci ve masöre ödenen bir bedel var.

Aldığımız bilgiye göre, deplasmanda alınan galibiyetin primi en az 25 bin lira, iç saha galibiyetinin primi ise 15 bin lira civarında. Ortalama bir hesapla alınan 4 galibiyet ve 2 deplasman beraberliği sonrası, temsilcimizin kasasından 100 bin lira civarında bir para çıktı.

Peki, yıllardır sabit bir gelire kavuşturulamayan temsilcimizde bu paralar nasıl ödeniyor? Tabi ki, kulüp başkanı ve bir elin parmak sayısına ulaşmayan destekçileri.

Bir dönem İstanbul kanadı bu yükü taşıdı. Sonra çekilince herkes bir başkan bulmak için ele-ayağa düştü. Kulüp başkansız kalmasın diye büyük çaba sarf edildi ve ihale mevcut başkan İdris Çimen'e kaldı. Çimen başkan olduğu gün, kulübü çok seven ve geleceğini düşünür görünen herkes ortadan kayboldu. Ara ki, birini bulasın.

Sadece İdris Çimen değil, Gümüşhane gibi imkânları kısıtlı bir ilde bu yükün altından uzun süreli kimse kalkamaz. Siyasilerimizin yanı sıra yerel ve genel yöneticilerimiz, çok zaman geçmeden kulübün geleceğini sağlama almak için bir yol bulmalılar. Ayrıca bu yol bulunana kadar, İdris Çimen'in yükünü hafifletecek maddi kaynak sağlamaları gerekiyor. Aksi durumda, yarın tekrar yollara düşüp başkan aramaya başlarız.

Bazıları çıkıp bu kulüp bu şehre gerekli mi? diye sorabilir. Evet, ziyadesiyle gerekli. Bir ilin sosyal aynası kültür, sanat ve spordur. Gümüşhanespor, Gümüşhane Torul Gençlerbirliği Voleybol Takımı ve milli atletlerimizin Gümüşhane'ye kazandırdığı imajı maddiyatla sağlayamazsınız.

Gümüşhanespor'un mücadele ettiği grupta, özellikle zirve mücadelesi veren ekiplerin bazı karşılaşmalar için açıkladığı prim tutarını duyduğumuzda, çok ekonomik bir takım olduğumuz daha iyi anlaşılıyor.

Örneğin geçtiğimiz hafta sonu oynanan lider İnegölspor-Hatayspor karşılaşması için Hatayspor yönetiminin galibiyete açıkladığı prim, adam başı tam 7 bin 500 lira. Bizim Aydınspor karşılaşmasının primi ise sadece bin lira idi.

Bu yüzden bazılarına telaffuz edilen paralar çok gelebilir ama maalesef ülkemizde futbol piyasası bu. Gümüşhanespor, kazançta da kayıpta da hepimizin takımı olmalı. Galibiyete seviniyorsak, mağlubiyette şuursuzca eleştirme hakkını kendimizde buluyorsak, he-pimiz elimizi taşın altına koyacağız.

Yukarıda örneğini verdiğimiz para saçan kulüplerle yarışmamız için, onların seviyesine ulaşmamız bir tarafa en azından mevcut pozisyonumuzu koruyacak tedbirler almamız gerekiyor. Sayın Milletvekillerimiz, Sayın Valimiz, Sayın Belediye Başkanımız ve ilin imkânlarıyla bir yerlere gelmiş işadamlarımız bir araya gelerek kulübümüzü ayakta tutacak girişimlerde bulunmaları gerekmektedir.

İnanıyorum ki, temsilcimizin galip gelmesini Sayın Başkan İdris Çimen herkesten çok istiyordur. Ve yine inanıyorum ki, her galibiyet mutluluğu kadar olmasa da, en az o kadar da düşünceye sevk ediyordur. Çünkü futbolcunun performansı kim ne derse desin, antrenman kadar paraya bağlıdır. Tekrar ediyorum; Gümüşhane-spor, kazançta da kayıpta da hepimizin takımı olmalıdır.