Hem çiftçi hem ressam

Gümüşhane’nin Merkeze bağlı Dörtkonak köyünde hayatına devam eden resim sanatçısı Mete Balki ‘Sanat her şeydir’ diyerek üretmeye devam ediyor.

Hem çiftçi hem ressam
HABERİN GALERİSİ
Hem çiftçi hem ressam

Hem çiftçi hem ressam

Gümüşhane’nin Merkeze bağlı Dörtkonak köyünde hayatına devam eden resim sanatçısı Mete Balki ‘Sanat her şeydir’ diyerek üretmeye devam ediyor.

Emekli resim öğretmeni ve resim sanatı konusunda tanınmış isimlerde olan Mete Balki, bir yandan çiftçilik yaparken bir yandan da sanatıyla ilgileniyor. Çiftçilikle uğraşan ve kendi köyünde ürettiklerinin fazlasını salı pazarına getirerek satan Balki, kalan zamanını resim yapmaya ayırıyor.

Sanata ilgisi küçük yaşta başladı

1952 yılının Ocak ayında Gümüşhane’nin Torul ilçesinde dünyaya gelen Balki, İlk ve ortaokul eğitimini Gümüşhane’de tamamlayarak Gazi Üniversitesi Resim Öğretmenliği bölümünden mezun oldu.Balki, mezuniyetinin ardından eğitim Eskişehir, Çorum ve Gümüşhane’de uzun yıllar öğretmenlik yaptı. 

Resim ile olan ilişkisinin ilkokul yıllarında aşılandığını ifade eden Balki, “İlkokulda Bekir diye bir arkadaşım vardı, onunla birlikte çiziyorduk. Okuldaki Tarih şeridini falan hoca bize çizdirirdi. Sonra 5. sınıftayken öğretmen bana okulun resmini çizdirdi. Dışarıya oturtturdu beni. Okulu çizmemi istedi. Sonra benim resmi herkese gösterdi. Burada farklı bir şey var dedi. Perspektif var burada dedi. O yaşta perspektif biraz zor bir şey. Öyle başladı bu ilgimiz. Sonrasında üniversiteyi de resim üzerine devam ettirdim” diye konuştu.

8 Büyük Sergi Açtı

Şu ana kadar farklı illerde toplam 8 sergi açan Balki’nin resimlerindeki ağırlıklı tema ise ekolojik denge olarak göze çarpıyor. 

İnsanoğlunun tabiata verdiği rahatsızlığı resmederek dile getirmek isteyen Balki, “Daha çok ekolojik denge üzerine çalışıyorum. İnsanın doğaya verdiği zarar üzerine çalışmalar yapıyorum. İnsan bilerek ya da bilmeyerek doğaya zarar veriyor. Geri dönüşü mümkün olmayan yaralara sebebiyet veriyor. Ben de sanatımı bu alanda konuşturmayı tercih ediyorum. Ancak farklı türlerde de resimlerim mevcut. Yani bazen ne yaptığımı karıştırıyorum ister istemez. Ben Gümüşhane’ye geleceğim zaman bir kamyon sadece resimlerim için ayarlamıştım” diyerek resimlerindeki tema ve üretkenliği ortaya koyuyor.

Resimlerde Barkot Kullanıyor

Resimlerinde kendisine ait bir işaret bıraktığını ifade eden Balki, resimlerine ilişkin şöyle konuştu: “Resimlerime ağırlıklı olarak barkod şeklinde numaralar veriyorum. Barkot hayatımızda her yerde kullanılıyor. Bir markete gitsen her şeyin üzerinde barkot var. Giydiğimiz elbiseden, ayakkabıya hayatımızda her şeyde bir barkod uygulaması görüyoruz. Hayatımız Barkod ile düzenleniyor. Aynı zamanda parayı işaret ediyor. Günümüzde de her şey parayla ifade ediliyor.  Her şey maddiyat temelli, bunu vurgulamak için bu metodu kullanıyorum”.

Çok Geniş Bir Fotoğraf Albümü Var

Fotoğrafçılık ile de uğraşan Balki, 1979 yılında Gümüşhane’de bir de fotoğraf sergisi açtığını dile getirdi. ‘Resimle ilgilenen bir insanın fotoğraf merakı nasıl olmaz’ diyerek büyük de bir fotoğraf koleksiyonu olduğunu ifade eden Balki, 1’i fotoğraf olmak üzere 8 tane resim sergisi açtı. 

Türkiye’de resimden gelir elde etmenin zorluğundan bahseden Balki, “Sergilerdeki resimler satılıyor. Ama Türkiye şartlarında sadece sanatçı olup buradan gelir elde edemiyorsun. Türkiye’de öyle bir durum söz konusu değil. Dolayısıyla farklı meslek kollarına yöneliyor ve sanatı ikinci bir alan olarak görüyorsunuz. Benim resimlerim sergilerde satılıyordu. Dönem dönem bana büyük desteği olduğu gibi kendi maliyetlerini ortaya çıkan eserler kendiliğinden kurtardı” diye konuştu.

Sanat Lüks Gibi Algılanıyor

Toplumda sanatın bir lüks gibi algılandığına değinen Balki, şöyle devam etti: “Sanat sadece farklı kişilerin yapabileceği bir işmiş gibi algılanıyor. Yani elimizi attığımız her şeyde sanat var. Ama kimse bunun farkında değil. Bir pantolona elbiseye çok fazla para verebiliyorsun ama evini süslemek için bir resme 5 lira vermiyorsun. Bu da sanatın zoraki götürülmesi sonucu ortaya çıkıyor.”

Türkiye’de Sanat ve Sanatçıya Bakış Farklı 

Türkiye’de sanata ve sanatçıya yeteri kadar ilgi gösterilmediğini söyleyen Balki, yeterli sanat eğitiminin de olmadığı görüşünü savunuyor. Sanat eğitimi düşüncelerini paylaşan Balki, şunları söyledi:  “Sanat eğitimi bizde doğru dürüst bir şekilde verilmiyor. Ben ilköğretimde çalıştım. Resim dersi haftada bir iki saat olur. O da genellikle farklı amaçlar için kullanılırdı. Lisede bile öğrencinin aklına gelen ilk şey test çözmedir. Ben güzel sanatlar lisesinde çalışmıştım bir dönem. O dönem Milli Eğitim Bakanı bizleri toplamış ve şöyle bir şey demişti; ‘Biz bu okulları çocuk hem normal derslerini alsın hem de sanat dersleri alsın. Yetişen kişiler vali, kaymakam olsun ama sanattan anlayan insanlar olsunlar.’ Onlar bile o amaçla yürümedi. Sonunda o okullar güzel sanatlara kurs veren kurumlara dönüştüler”.

Şehir Hayatı İnsanı Usandırıyor 

Uzun yıllar çok farklı şehirlerde resim ile ilgilendikten sonra gelip köye yerleşen ve burada hayatına devam eden Balki, “Son 3 yıldır İstanbul’da kalıyorum. Yani genellikle kış ayları kar yoğun olarak yağmaya başladığında İstanbul’a gidiyorum. İstanbul sanat ve sanatçının kalbinin attığı yer. Aradığın her şeyi bulabiliyorsun. Tam bana göre bir yer aslında. Ama bu yetmiyor. Çok kalabalık ve yaşanmaz bir halde. İnsan ilişkileri bitmiş durumda. İnsan ilişkileri yapaylaştı. Toplu taşıma kullanıyorsun kimse kimseyle konuşmuyor, Selamlaşmıyorlar bile. Herkes kendi dünyasında. Aynı apartmanda oturuyorsun, soruyorlar karşıda kim oturuyor diye tanımıyorsun karşı komşunu. Bu durumlar artık büyük şehirleri yaşanmaz hale getirdi. Bıktım artık anlayacağınız. Teknolojinin o yapaylığından ilişkilerin maddiyat ve çıkarlara dayanmasından bıktım. Kaçtım buraya geldim. Eski tempom olmasa da yine burada bir şeyler üretmeye çalışıyorum” şeklinde konuştu. 

Hayatım Garipsendi

Köyde geçirdiği zamanlarında pazarcılık yapan Balki, çevresi tarafından ilk zamanlarda oldukça yadırganmış. Çevresindeki İnsanların bir öğretmenin pazarcılık yapmasına tuhaf baktıklarını kaydeden Balki, köy yaşamına ait süreci şöyle anlattı: “Öğretmen pazarda gidip bir şeyler satmaz mantığı vardı. Okumuş adamsın nasıl pazarcılık yapıyorsun diyenler vardı. Ama ben üretim yapıp ekonomiye katkı yapmaya çalışıyorum. Yani toplum birazda farklılaştı. Rüşvet, hırsızlık ve daha pek çok şey normal karşılanırken bir öğretmenin pazarcılık yapması normal gelmiyor millete. Ama bu durumu takdir edenlerde var.”

Haberin Kaynağı: Olay Gazetesi

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER