AK Parti Gümüşhane Milletvekili Doç.Dr. Kemalettin Aydın, kenelerden insanlara geçen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının, sadece çiftçilikle uğraşanlar için değil, pikniğe giden vatandaşlar için de tehlike oluşturduğunu bildirdi.
Aydın, yaptığı açıklamada, KKKA hastalığının nairovirüslerin neden olduğu ateş, cilt içi ve diğer alanlarda kanama gibi bulgular ile seyreden kene kaynaklı bir enfeksiyon olduğunu, son yıllarda tedavide görülen gelişmelere rağmen bu enfeksiyonlarda ölüm oranlarının halen yüksek olduğunu belirtti.
KKKA'nın insanlarda klinik ve subklinik olarak seyreden, kenelerin vektörlük yaptığı ve insanlarda sendromlar halinde görülen önemli bir enfeksiyon olduğuna işaret eden Aydın, şöyle konuştu: "Kış mevsiminde pek aktif olmayan keneler, nisan mayıs aylarında yeniden canlanmaktadır. Bu dönemde, vatandaşlarımız pikniği sıkça tercih etmektedir. Vatandaşlarımız, kır alanlarına gittiklerinde zeminle direkt temas etmemeliler. Oturacakları yere en azından bir örtü sermeliler. Piknikte çorap, ayakkabı gibi koruyucu eşyaları çıkararak çıplak ayakla çimende yürümek yanlıştır. Vatandaşlarımız bu tür sosyal aktiviteyle stres atma çabası içindeyken, yeni bir tehlikeyle karşılaşabilirler. Kenelerin bu tür bir hastalığa neden olduğunu bilmek ve önlem almak gerekiyor. Doğanın her yerinde keneler vardır. Dünyada keneyi yok etme çalışmaları hiçbir zaman başarılı olamamıştır. Keneyi doğadan yok edemeyeceğimize göre kendimizi korumalıyız."
Doğada 830 kene türünden 30-35'inin KKKA hastalığının virüsünü taşıdığını, Türkiye'de 2002 yılında Tokat iline bağlı Erbaa ilçesinde bir takım hastalarla bu hastalığın farkına varıldığını ifade eden Aydın, şöyle devam etti: "Her yaz Nisan ve Mayıs aylarında başlayıp Eylül ve Ekim aylarında kaybolan bir hastalık. Bir kene yaklaşık 10 bin yavru yavruluyor ve yavruladığı zaman kendisi ölüyor. Bu doğan 10 bin yavru, yaza doğru olgunlaşıyor. Bu nedenle Nisan ve Mayıs aylarında vakalarda artış görülüyor. Buna karşılık Türkiye'de Kasım ve Aralık aylarında da bildirilen kene vakaları vardır. Kene insan vücuduna yapıştıktan sonra hemen ısırmıyor, uygun yeri bulup hortumuyla ısırması yaklaşık 20-24 saat sürüyor."
Kenelerden insanlara geçen KKKA hastalığının, sadece çiftçilikle uğraşanlar için değil, pikniğe giden vatandaşlar için de tehlike oluşturduğunu ifade eden Aydın, "Vücutta görülen keneler kesinlikle öldürülmeden, ezilmeden, patlatılmadan ve kenenin ağız kısmı koparılmadan bir pensle doğrudan düz olarak, döndürmeden yavaşça çekilip alınmalıdır. Isırılan yer bol sabunlu suyla yıkanıp temizlendikten sonra iyotlu antiseptik sürülmelidir. Çıplak el ile keneye temas edilmemelidir. Eğer elle tutulacak ise eldiven giyinmeli veya naylon bir poşet yardımı ile keneler toplanmalıdır. Vücuttaki kenelerin üzerinde herhangi bir kimyasal madde dökülmemeli, sigara veya ateş kullanarak keneler uzaklaştırılmamalıdır. Çünkü bu maddeler kenenin kusmasına sebebiyet vereceğinden hastalık bulaştırma riskini artırmaktadır. Isırılan kişinin iki hafta süre ile ateş, yoğun halsizlik, baş ağrısı, bulantı, kusma gibi belirtiler yönünden takip edilmesi gerekmektir. Ateşin 38,3 derece veya üzerinde olması halinde acilen tam teşekküllü hastaneye başvurulmalıdır." dedi.
Aydın, yaptığı açıklamada, KKKA hastalığının nairovirüslerin neden olduğu ateş, cilt içi ve diğer alanlarda kanama gibi bulgular ile seyreden kene kaynaklı bir enfeksiyon olduğunu, son yıllarda tedavide görülen gelişmelere rağmen bu enfeksiyonlarda ölüm oranlarının halen yüksek olduğunu belirtti.
KKKA'nın insanlarda klinik ve subklinik olarak seyreden, kenelerin vektörlük yaptığı ve insanlarda sendromlar halinde görülen önemli bir enfeksiyon olduğuna işaret eden Aydın, şöyle konuştu: "Kış mevsiminde pek aktif olmayan keneler, nisan mayıs aylarında yeniden canlanmaktadır. Bu dönemde, vatandaşlarımız pikniği sıkça tercih etmektedir. Vatandaşlarımız, kır alanlarına gittiklerinde zeminle direkt temas etmemeliler. Oturacakları yere en azından bir örtü sermeliler. Piknikte çorap, ayakkabı gibi koruyucu eşyaları çıkararak çıplak ayakla çimende yürümek yanlıştır. Vatandaşlarımız bu tür sosyal aktiviteyle stres atma çabası içindeyken, yeni bir tehlikeyle karşılaşabilirler. Kenelerin bu tür bir hastalığa neden olduğunu bilmek ve önlem almak gerekiyor. Doğanın her yerinde keneler vardır. Dünyada keneyi yok etme çalışmaları hiçbir zaman başarılı olamamıştır. Keneyi doğadan yok edemeyeceğimize göre kendimizi korumalıyız."
Doğada 830 kene türünden 30-35'inin KKKA hastalığının virüsünü taşıdığını, Türkiye'de 2002 yılında Tokat iline bağlı Erbaa ilçesinde bir takım hastalarla bu hastalığın farkına varıldığını ifade eden Aydın, şöyle devam etti: "Her yaz Nisan ve Mayıs aylarında başlayıp Eylül ve Ekim aylarında kaybolan bir hastalık. Bir kene yaklaşık 10 bin yavru yavruluyor ve yavruladığı zaman kendisi ölüyor. Bu doğan 10 bin yavru, yaza doğru olgunlaşıyor. Bu nedenle Nisan ve Mayıs aylarında vakalarda artış görülüyor. Buna karşılık Türkiye'de Kasım ve Aralık aylarında da bildirilen kene vakaları vardır. Kene insan vücuduna yapıştıktan sonra hemen ısırmıyor, uygun yeri bulup hortumuyla ısırması yaklaşık 20-24 saat sürüyor."
Kenelerden insanlara geçen KKKA hastalığının, sadece çiftçilikle uğraşanlar için değil, pikniğe giden vatandaşlar için de tehlike oluşturduğunu ifade eden Aydın, "Vücutta görülen keneler kesinlikle öldürülmeden, ezilmeden, patlatılmadan ve kenenin ağız kısmı koparılmadan bir pensle doğrudan düz olarak, döndürmeden yavaşça çekilip alınmalıdır. Isırılan yer bol sabunlu suyla yıkanıp temizlendikten sonra iyotlu antiseptik sürülmelidir. Çıplak el ile keneye temas edilmemelidir. Eğer elle tutulacak ise eldiven giyinmeli veya naylon bir poşet yardımı ile keneler toplanmalıdır. Vücuttaki kenelerin üzerinde herhangi bir kimyasal madde dökülmemeli, sigara veya ateş kullanarak keneler uzaklaştırılmamalıdır. Çünkü bu maddeler kenenin kusmasına sebebiyet vereceğinden hastalık bulaştırma riskini artırmaktadır. Isırılan kişinin iki hafta süre ile ateş, yoğun halsizlik, baş ağrısı, bulantı, kusma gibi belirtiler yönünden takip edilmesi gerekmektir. Ateşin 38,3 derece veya üzerinde olması halinde acilen tam teşekküllü hastaneye başvurulmalıdır." dedi.
