GÜNEŞ BAZILARI İÇİN DAHA GÜZEL PARLAMIYOR. GÜZEL BAKABİLENLER İÇİN…

Bugün pozitif psikolojinin kavramlarından biri olan mutlulukla ilgili son satırları aktarmaya çalışacağım. Bir sonraki yazının konusu UMUT kavramı olacak. Her zaman dediğim gibi güçlü özelliklerimizi ve potansiyellerimizi bilimsel çalışmalar eşliğinde incelemeye devam ediyoruz.

Mutluluğa giden yolları ararken bir kavramı açıklama gereği duymuştuk. Sonja lyubomirsky’ nin mutlulukla ilgili bilimsel çalışmalarını incelerken çıkmıştı bu kavram karşımıza: HEDONİK ADAPTASYON.

İnsanlar duygusal ve fizyolojik değişikliklere adapte olmakta inanılmaz derecede yeteneklidir.  Buz gibi soğuktan kaçarak eve girdiğinizde ateşin çatırtısı ilk başta içinizi ısıtıp çok hoşunuza gidebilir.  Fakat bir süre sonra sıcağa alıştığınızda da bir anda terlemeye başlarsınız. Evinizde hafif ama yine de dikkat çeken bir koku peyda olmuştur. Bir süre sonra o kokuya alışırsınız ve dışarıya çıkıp eve tekrar gelmediğiniz sürece onu fark etmezsiniz. Bu olaya fizyolojik ya da duygusal adaptasyon adını veriyoruz.  Aynı olaya ilk başta bizi mutlu eden ama etkileri kısa sürede geçen hedonik değişiklikler ( taşınma, evlilik, iş değişiklikleri) olduğunda da tanık oluyoruz. Somut bir örnek vermek gerekirse, neredeyse kör ve rahatsız bir şekilde gözlüklerden nefret ederek geçirdiğimiz koca bir ömürden sonra 36 yaşında gözlerimiz için lazer ameliyatı olduğumuzu düşünelim. Sonuç mucize gibi olur herhalde hatırladığımız kadarıyla yaşamımızda ilk kez tabelaları okuyabiliyor, karanlıkta saati söyleyebiliyor ve duşta ayak parmaklarımızı görebiliyoruzdur artık. Ameliyat bizi inanılmaz şekilde mutlu etmiştir. Fakat yaklaşık 2 hafta sonra yeni görme kapasitemize tamamen alışmışızdır, ilk gün hissettiğimiz mutluluk seli yok olmuştur artık. İşte korkunç olan da budur. Herkesin böyle hatıraları olduğuna eminim: terfi ya da zam almak, estetik olmak ya da birinci sınıf konforuyla uçmak gibi.

Araştırmacı psikologlar konuyu sistematik olarak inceleyip insanların evlilik, ani zenginlik ya da kronik hastalık gibi insan hayatındaki ani değişikliklere de hedonik adaptasyon gösterip göstermedikleri gibi sorulara yanıt arıyorlar. Hedonik adaptasyonun kötü yanı, olumlu olaylardan bir süre sonra tüm mutluluğunuzu ve memnuniyetinizi yok edecek olması, ama bir de iyi yanı var. İnsanların yaşadıkları değişikliklere bir süre içinde adapte olabilmesi aslında çok büyük bir şans, özellikle de değişiklikler kötü yönde ise. Hedonik adaptasyon üzerine yapılan araştırmalar, bizi zayıf düşüren bir hastalıktan ya da bir kazadan sonra tekrar eski halimize dönmekte ne kadar başarılı olduğumuzu gösteriyor.

Son safhasında bir böbrek hastalığınızın olması mutluluğunuzu etkiler miydi? Haftada dokuz saat kanınızı bir makineden geçirerek filtreleyen bir diyaliz makinesine bağlı olduğunuzu düşünün. Günlük  et, tuz ve sıvı alımını sınırlayan katı bir rejime tabi olmak zorunda kaldığınızı düşünün. Birçok kişi böyle bir durumda çok mutsuz olduklarını düşünüyor. Araştırmacılar Tabii ki bu düşünceyi de sınadılar.  Sağlıklılar ve diyaliz hastalarından oluşan iki grup insandan 90 dakika da bir bipleyen birer alet taşımaları ve her bip'te nasıl hissettiklerini ( Memnun? Neşeli? Endişeli? Mutsuz?) kaydetmeleri istendi. Böyle deneylerde önyargıya ya da  yanıltmaya yer olmadığından bir hafta boyunca toplanan bu sonuçların kişilerin gerçek hislerini yansıttığından emin olabiliriz.  Deneyin sonunda ortaya ilginç tablo çıktı: Böbrek hastası olan denekler en az hasta olmayanlar kadar mutluydu; yani durumlarına adapte olmuşlardı. Sağlıklılar, eğer böbrek hastası olsalar ve her hafta diyalize girmeleri gerekseydi çok mutsuz olacaklarını düşünüyorlarken,  hedonik adaptasyon kapasitelerinin farkında olmayan böbrek hastaları da sağlıklı olsalar kim bilir ne kadar mutlu olacaklarını düşünüyorlardı. Ne kadar inanılmaz görünse de insanlar felç körlük ya da bir başka fonksiyonu yitirmeyi içeren diğer sakatlıklara çok ciddi bir adaptasyon gösterebiliyorlar.

Kısacası her şeye adapte olamayız ve olamayacağız. Ama özellikle pozitif olaylara karşı hedonik adaptasyonumuzun  varlığına dair güçlü kanıtlarımız var. İnsanlar zenginlikle, evleriyle, mallarıyla, güzellikleriyle, sağlıklarıyla  ve hatta evlilikle ilgili olumlu değişikliklere adapte oluyorlar. Bir önceki yazımda yeni aldığınız telefon örneğine gelecek olursak, ilk başlarda kırılmaz camlar, kılıflar alarak sevdiğiniz telefonunuzu işte bu yüzden bir süre sonra gergin bir anınızda duvara vurup, parçalayabilirsiniz. Dikkat ediniz efendim! 

Sağlıcakla kalın…

YORUM EKLE