Hiç düşündünüz mü?...

İnsanla hayvan arasındaki en büyük fark, insanda aklın olmasıdır.

Aklı sayesinde insan çevresini tanır, dünyayı tanır. Zarar ve menfaatini öğrenir, en önemlisi de kendisini tanır ve diğer insanlarla kıyas eder.

Yüzünü, gözünü, simasını görmeyen, kendisini tanımayan bir insan, başkalarının kendi hemcinsi olduğunu ise aklı sayesinde bilir.

Sinekler, böcekler, develer, aslanlar, filler, karıncalar, kelebekler, sürüngenler, koyunlar, velhasıl aklınıza hangi hayvan gelirse gelsin, hayvanlar âleminde kaç hayvan çeşidi ve kaç hayvan ferdi kendi yüzünü, gözünü, ağzını, burnunu, saçını görüp biliyor ve tanıyor?

Kobay olarak kullanılan hayvanları saymazsak hiçbir hayvan aynaya veya fotoğrafa bakıp kendini görmemiştir. Öyle ise hiçbir hayvan kendi resmini ve fotoğrafını tanımıyor demektir. Daha öz bir ifadeyle hayvanlar kendi simalarını bilmezler.

Peki, kendi simasını hiç görmemiş olan bir hayvan, karşısındakinin kendi cinsinden olup olmadığını nasıl anlayabiliyor?

Mademki, hiçbir hayvan kendi yüzünü görmemiş ve tanımıyorsa; hemcinsi olan hayvanları nereden biliyor da onların yanına koşuyor?

Bir koyun düşünün ki, kendisinin koyun olduğunu bilmiyor, kendisinin koyun suretini taşıdığını bilmiyor, ama kalabalık ve karışık hayvan topluluğu içinde nasıl oluyor da koyunların olduğu gurubu tanıyıp da onların yanına gidebiliyor?

Bir akrep düşünün ki, gözü bile olmayan bu yaratık, kendisinin de diğer akreplerin de cismini, şeklini görmediği, bilmediği halde, diğer hayvanların yanına değil de akreplerin yanına gidiyor ve onlarla mutlu oluyor.

Ormanlar kıralı aslanlar da kendilerini hiç tanımıyorlar, hiç kendi yüzlerini, gözlerini görmemişler. Peki, ama başka aslanların kendi cinslerinden olduğunu nereden biliyorlar da onların yanına gidiyor, onlarla beraber olabiliyorlar?

Yüz binlerce hayvan çeşidini incelediğinizde aynı garip durumla karşılaşırsınız. Bu garip durum da şudur: Hiçbir hayvan, kendisiyle kıyas yaparak hemcinslerini tanıma imkânına sahip değildir.

Diğer taraftan bir hayvan, düşmanı olan bir diğer hayvanın kendi cinsinden olmadığını nereden biliyor da ondan kaçıyor?

Bir koyun, bir kurdu gördüğünde ondan ürküyor. Hâlbuki kendi yüzü ve cismi de belki kurdunkine benziyor... O zaman, koyunun, kurttan kaçmaması gerekir. Ama, bunları bilmediği halde, ona düşman olanlardan kaçıyor, dostlarına ise yaklaşıyor.

Yaratılışın bir bilmece karesi daha bu şekilde insanın önüne çıkmış oluyor.

Bu tanıma işi mademki bakmayla olmuyor, o zaman geriye bir his kotlaması kalıyor ki, her bir hayvan kendi hemcinslerine sevgi ve dostlukla, diğerlerine karşı da farklı bir cinse karşı oluş özelliği ile kotlanmış olarak yaratılıyor demektir.

Yüz binlerce hayvan türünün milyarlarca ferdi üzerinde uygulanan muazzam bir kotlama.

Bu kadar karışık ve geniş bir kotlama sistemi ancak mükemmel bir programcıyı gösterir ki, âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’tan başka bu mükemmel programı yapacak bir ilim ve kudret sahibinin olamayacağını aklı olan her insan anlamış olacaktır.

Güzel günler dileğiyle.

( NOT: Yazarın, ‘Oraya Gidip De Gelen Var’ adlı kitabından alınmıştır.)
YORUM EKLE
YORUMLAR
gürbüz gök
gürbüz gök - 11 yıl Önce

yüzünüze bakdık ça gençleşiyoruz sevgili hocam yazılarınızla daha hoşnut oluyoruz
saygılarımla