HIRSSIZ TİCARET

Günümüzde  ticaret ahlakı değişti. Özellikle büyük marketlerin açılması, küçük bakkalları (tabiri caizse) katletti.Küçük bakkalda veresiye vererek ve satışı standart olan ürünleri satarak ayakta durmaya çalışıyor.

Büyük marketlerin açılmasının maddi olarak halka faydası olmuştur. Ancak çeşitliliğin fazla olması da yeni yeni ürün alınmasına ve de tanıtılmasına neden olmuştur. Bu durumda ister istemez tüketimin daha da artmasına neden olmuştur. Bu da bütçe dengelerini sarsmıştır.

Eskiden bakkalda bulamadığımızı yan bakkalda bulabilirdik. Bulmadığımızı da nerede bulabileceğimizi söylerdiler.

Şimdi ise  şu pozisyondayız sanırım:

İki esnaf vardır. Birbirlerinden nefret ederler.Aralarında hırslı bir rekabet vardır.Bu esnaflardan biri bir rüya görür.Rüyada ne istersen sana verilecek,denilir.Yalnız unutma sana ne verilirse komşu esnafa iki katı verilecek.  Esnaf biraz düşündükten sonra kurnazlığı tutar ve cevap verir:‘’İşimin yarısını kaybetmek istiyorum ‘’der.
Belki birçok esnaf böyle değildir ama olanlarda çoktur.

Şimdi ise Fatih Sultan Mehmet o zaman ki esnafları tebdili kıyafetle dolaşırken  gördüğü manzarayı  göz önüne getirmeye çalışalım:

Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul' u fethetme plânları yapıyordur. Daha henüz 21 yaşında bulunan hükümdar, İstanbul'un fethine girişmeden önce, halkını imtihan etmek istemiştir. Sabahın erken saatlerinde tebdili kıyafet ederek, Osmanlı'nın başşehri olan Edirne'de çarşıya çıkar.

Çarşının bir tarafından girip, alış veriş yapmaya başlar. Birinci dükkâna varıp bir şey alır. İkinci bir şey istediğinde dükkân sahibi vermez. Fatih Sultan Mehmet Han'ı tanımıyordur dükkân sahibi. Fatih Sultan Mehmet mal olduğu halde neden vermediğini sorar.

Adam:

-Ben sana bir şey satmakla sabah siftahımı yapmış oldum, ikinci alacağını da karşıdaki dükkândan al. Çünkü o henüz siftah etmemiştir, der.

Fatih Sultan Mehmet memnun olmuştur. Öbürüne varır, bir miktar mal alır... İkincisini istediğinde o da vermeyip komşu dükkâna gönderir. Böylece Hazreti Fatih koca çarşıyı baştan sona kadar dolaşır... Hepsinden aynı mukabele ile karşılaşmıştır.

Aldıkları erzakı, medresede ilim tahsil eden talebelere gönderir, kendisi de saraya gelip Allah'a şükür secdesine kapanır ve şöyle dua eder:

-Ya Rabbi sana hamdolsun... Bana böyle birbirini düşünen millet ihsan ettin. Ben bu milletimle değil Bizans'ı, dünyayı bile fethederim, der ve İstanbul' un fetih planlarını hazırlamaya başlar.

Esnaf sadece kendini değil yanındaki yöresindeki esnaf arkadaşını da düşünmelidir. Oysa günümüzde  esnaf sadece benim olsun, daha çok olsun zihniyetini yıkması gerekir. Çünkü bu ters zihniyet İslam düşüncesine de Türk kültüründen gelen geleneklerimize de aykırıdır.  Günümüzdeki kapitalist zihniyeti bırakıp özümüze dönmeliyiz. Yoksa bu durum birlik ve beraberliğimizde de olumsuz yaralar açacaktır.

Ticarette olmaz hırs, buna inan arkadaş
Yaparsan da  kasayı  boş bulursun arkadaş
Kimsede arama kabahat pişman olursun
Sonra pişmanlıkta fayda vermez arkadaş
  (mtok)
 
Yazımızı bir hadis ve ayet meali ile bitirelim.

Ticaret ahlakı ile ilgili Hz.Peygamberimiz şöyle buyuruyor:’’Doğru sözlü,dürüst ve güvenilir tacir,nebiler,sıdıklar ve şehitlerle beraberdir.’’ Tirmizi

Yine ticaretle ilgili olarak  Yüce Mevlamız da şöyle buyuruyor: ‘’ (Öyle hakiki er kişiler vardır ki) onlar, ne ticaret ne de alışverişin, kendilerini zikrullahtan, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoyamadığı kimselerdir.Onlar,kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.’’ (Nur,24/37)

Allah’tan herkese  bol kazançlar ve hırssız ticaret ahlakı diliyorum…
YORUM EKLE