İNŞALLAH DİYELİM...

Annemin altın nasihatlerinden biri yine kulaklarımda çınlıyor bu sıralar…

Dünya meşgalesi içerisine dalmış gitmişiz,  Sanki yarına garantimiz varmış gibi şunu yapacağım bunu yapacağım diyoruz, Diyoruz da; Bir Türlü sonuna İNŞALLAH kelimesini getirmiyoruz.
 
Aklı başında dediklerimizde karıştı bizlere…
 
Öyle vaatler var ki biri bin para…
 
Bol keseden salla gitsin
 
Her gün bir sela çekiliyor, kimse demiyor ki ya yarın benim selam çekilirse,
 
Ölümü hep başkalarına yakıştırıyoruz,
 
Kendimizi düşünmek bile istemiyoruz.
 
Bir hengâmenin içerisinde
 
Hırsla, tüm gücümüzle dünyaları kazanmaya çalışıyoruz.
 
Zengin olacam, evlerim, arabalarım olacak.
 
Onu alacam, bunu alacam…
 
Ya sonra…
 
Sonrası Allah Kerim 
 
Allah her zaman Kerim…
 
Her haldeki insan olduğumuzu çoğu kez unutuyor da çok kısa zaman içerisinde hatırlıyoruz.
Oysaki yarınımızın ne olacağını bilmeden ümit ile korku arasında olmamız gerektiği söyleniyordu bize.
 
Unutulan, hatırlanır.
 
Her zaman hatırımızda olması gereken maalesef ki ara sıra hatırlanır oldu.
İNŞALLAH, Allah izin verirse diyemiyoruz bir türlü…
 
Sözün sonunu bir fıkra ile getirecek olursak;
 
Adam demiş ki hanımına
 
Hanım yarın, yağmur yağarsa bahçeye, güneş açarsa tarlaya gideceğim.
 
Hanımı: İnşallah de bey demiş.
 
Adam: Ne inşallahı, maşallahı hanım. Yağmur yağarsa bahçeye, güneş açarsa tarlaya
 
Ertesi gün adam ile hanımı sabahleyin kalkmışlar
 
Dışarıda yağmur yağıyormuş.
 
Adam haliyle tutmuş bahçenin yolunu.
 
Daha bahçeye varmadan yolda alacak verecek meselesinden adamın önünü kesmiş birileri
Bir güzel adamı benzetmişler, gözler mosmor olmuş.
 
Adam, bahçeye varamadan kan revan içerisinde eve doğru geri dönmüş
 
Kapıyı çalmış.
 
Hanımı: Kim o demiş.
 
Adam: İnşallah benim hanım demiş…
 
Sevgi ve Saygılar.
 
Not: İstanbul’da yaşanan menfur saldırıyı şiddetle kınıyor, şehitlerimize Allah’tan rahmet,   yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.
YORUM EKLE