ISTANBULDA BİR GÜMÜŞHANELİ

Harputta bir Amerikalı gibi değil elbet..

Öyleyse?..Istanbulda nice bir gümüşhaneliler var,on değil,yüzbinli sayıda..Yatlısı katlısı,sırtı kalını, garibanı..

Bizimkisi daha başka.

Istanbul Büyük Şehir Belediyesine bağlı bir huzur evi..

Huzur evinde Gümüşhaneli bir öğretmen emeklisi..

Sanki de doğunun temsilcisi..

Huzurevi sakinlerinin büyükçoğunluğu Istanbul ve çevresinden

Coğrafi ve kültürel farklılıkla öne çıkarılmış,örtülübir kast sistemi diyesi geliyor insanın;"Göbeğini kaşıyan"lar ve onları yazanlar var..

Emekli maaşıyla günübirlik ucu açık yaşantıyı satın alan öğretmen eskisi sakallarıyla imam eskisi sayılmışmış.Sonrasonra,Manş denizini geçen ilk Türk olan Boyca 1.90,yaşça seksen beşlik Murat GÜLER kendisine diyor k,"seni önce,yobaz hocalardansanmıştık."Bu üzücü söze hakettiği cevabı veriyorsa da şaşırmıyor.60 mevcutlu huzur evi mescidinde namaz kılan sakinlerin sadece ik ikişi olduğunu söylemek durumu anlatmağa yetmediyse, bir şey daha eklemeli:

Gümüşhaneli, odasında mukabele takibediyorken,birisi hışımla içeri giriyor:"Kes şu sesi."Ağzının payınıalıp tırsıyorsa da hal-i pürmelal kesin

Gümüşhaneli'nin buraya konuşlanmasının temel sebebi,verilen sağlık hizmetinin kalitesi:Üç veya dörtdörtlük.Kurum doktorunungerekli görmesi durumunda,en üst sağlık kurumlarına sevk sağlıkçı refakatinde özel araçlarla mümkün;rutingünlük hizmetler de güzel.

Derken,Sakinler kötü bir haberle âdeta şokeoluyor:"Bundan sonra,hasta sakinler,sevkedildikleri hastanelerdeki kayıt,muayene vediğer işlerikendileri yapacak." Gerekçe:Tasarruf,masrafları kısmak.Başka zaman afra-tafra yapan,anlışanlı beyler hanfendiler pusup kalıyor,Ağlamaklı olan ne kelime,ağlayan yaşlı bayanlar var.

Gümüşhaneli,bekliyor ki,  mebzul diplomalı,geçmişte yüksek makamları şereflendidikrlerini(!) gerine gerine anlatan "ağır toplar"bir salvoyla,sağlığın önüne çekilmek istenilen bu çılgınlık seddini bir salvoda yıksınlar.Ne gezeerr..Tepeden bakılan Gümüşhaneli hasbelkader öne fırlar,Belediye başkanlığına hitaben okkalı  bir dilekçe yazar,sonuç:24 saat geçmeden,"eski uygulama devam edecek"haberiyle herkes bayram eder.

Sırada,yemek macerası var..Kurumun yemekleri Darulacezede hazırlanıp geldiği,yani 1500-2000 kişi için hazırlandığından  nitelik,niceliğin gölgesinde kalıyor,sonuçta,yenilir,yutulur olmayan menüler masaya konuluyordu.Misal vermek,inanç ve geleneğimize aykırı düşer.

Netice itibariyle,mide,barsak takazasınagelmeği göze alan yoksullar dışında günler,yarı aç-yarı tok geçer.Sızlanma,dedikodu çoktur amma resmiyete döken,yetkili kurumlara başvuruya cesareteden yoktur.Gümüşhaneli'den başka..Hazırladığı dilekçeye sadece 14kişi imza koymak cesareti gösterir,onlardan da üçü,daha sonra imzasını geri çeker.Kurumun bağlı olduğu üst Müdürlük dilekçeyi imzalayanları makama çağırır,korku ıstanbulun bu köşesini beklediği için,yine bizim gümüşhaneli koordinatörle yola dışar.Vay beee..Buralara dayanmak için,meğer gümüşhaneli olmak gerekiyormuş.Duruşmayı,"vuruşmayı" anlatmk nefsi kabartır.SONUÇ:Yemekler yüzdeyüzdüzelir,yeni bir yemek firması hizmeti devralır.

Ha, eski firma,eski bir bakan olan AK Parti milletvekilinin oğlununmuş!

Derdiyoh gümüşhaneli, Anadolu insanına burun kıvıranların "sümsüğünü düşürttüğü" gibi,o yaşlarda,paralariyle askerlik veya öğrencilik yapmadıklarını da öğretmiş  oldu.

Sağol can!..
YORUM EKLE