KASABA

Bilinmeyen bir yerde ve bilinmeyen bir zamanda ovaların sırtını dağlara yasladığı yeşilin her tonunun seher vaktinde güneş ışıklarına sarıldığı, güzel yürekli insanların yaşadığı küçük ve huzurlu bir kasaba vardı.

Zamanın birinde bu kasabaya dışarıdan birkaç kötü niyetli adam kılığında yaratıklar gelir. Kötü ruhlu adamcıkların en büyük özelliği sinsice hareket etmeleri idi.

Bu şirin kasabada kasaba halkının ufkunu açan ve her dertlerinde onların yanlarında olan, dolunayı kıskandıran güzelliğiyle yağız bir anadolu delikanlısı vardı.

Yüreklerinde zerre kadar iman kırıntısı olmayan kötü yürekli kişiler, bu Yusuf yüzlü delikanlıyı beş yıl esir alırlar. Beş yıl içerisinde denemedikleri işkence yöntemi bırakmazlar.

Kasaba halkı, yapılan bu kötülüklere daha fazla dayanamayıp söylemeye başlar.

Korkuluklardan bile korkan bu hain vicdansız adam kılığındaki yaratıklar, beş yıl boyunca işkence edip yara bere içinde bıraktıkları delikanlıya son bir darbe niyetiyle paslı hanceri göğsüne saplarlar. Ve o kasabaya yeni gelen kısa süre içinde kasaba halkı tarafından yardım severliği, dürüstlüğü ve sağlam kişiliği ile sevilen adamın evinin bahçesine yaralı delikanlıyı tekme tokat atarlar.

Türk örf ve geleneklerine bağlı, zorda kalanlara yardımı inandığı dinin en önemli görevlerinden biri sayan yiğit adam, yara bere içinde ve göğsünde paslı hançerle evinin bahçesine atılan zavallı delikanlıya yardım için ilk önce hayince göğsüne saplanan paslı hançeri çıkarır.

Yılan gibi kıvrılarak bahçe duvarının arkasında duran hain ve vicdansız kişiler, bir anda ve hep bir ağızdan adam öldürüyorlar, adam öldürüyorlar! diye bağırmaya başlarlar; fakat bu kötü niyetli kişilerin haykırışlarına kasaba halkı hiç tepki vermez; çünkü kasaba halkı yaşanan bütün gelişmeleri bilmektedir. Sinsilikte yılanı kıskandıran kötü kalpli kişilerin onca yaygararlarına itibar etmezler.

Damarlarında cesaret dolaşan çalışkanlığı ve yardımseverliği inancının bir gereği sayan adam, bu yaygara koparanlara, KÜRŞATÇA bir bakış ve Hz. Hamza heybetinde gülerek dudaklarında şu cümleler dökülür: Boşuna yırtınmayınız, ahali sizin keçi gibi olduğunuzu biliyor.

Keçi kıçını örtemez.

''Allah, her daim doğruların yardımcısıdır.''
Seyit TOK (Ders Niteliğinde Hikâyeler)
YORUM EKLE