Suriye’de yıllardan beri süren savaş neticesinde yüzbinlerce insan hunharca öldürüldü. Milyonlarca insan yerlerinden yurtlarından uzaklarda yaşamlarını mülteci kaçak şeklinde sürdürmeye çalışıyor. Bunlar biraz daha şanslı. Kimlerden daha şanslı olabilirler diye bir soru soracağınızı biliyorum. Vatanlarını terk edip giderken yolda yolakta hedeflerine ulaşamadan ölenlerden daha şanslılar. En azından hayattalar. Vatanlarından, eşlerinden, dostlarından uzakta olsalar da nefes alıyor, ölmeyecek şekilde karınlarını doyuruyorlar. Bu şekilde hayata tutunmaya çalışıyorlar. Bu insanları yerlerinden yurtlarından eden kim?  Kendi liderleri. Ne uğruna? Kişisel hırs uğruna, İktidarı kaybetmeme uğruna. İktidardan düşerse adalet önünde hesap veremeyeceğini kendisi çok iyi bildiği için iktidarını sürdürme telaşı içerisinde. Konvansiyonel silahlarla, kimyasal silahlarla katliam yapıyor. Dünyanın efendileri kimyasal silahla yapılan katliamlara karşı olduklarını ifade ederek Suriye’ye bir gece vakti saldırdıklarını bunu bir kez yaptıklarını ifade ettiler. Tekrarının olmayacağını belirttiler. Peki nerelere saldırı yapıldı? Nereler bombalandı? Sorularının cevabı ise genelde boşaltılmış tesisler. Askeri üslerin vurulduğu iddia ediliyor. Rus askerlerinin bulunduğu hiçbir nokta bombalanmadı.
 

ABD Suriye'de kimyasal silah saldırısının yapıldığını iddia ettiği Şayrat Hava Üssü'nü vurduğunu duyurdu. Şayrat Hava üssü daha önceden silah deposu olarak kullanıyormuş. ABD'nin vurduğu Şayrat Hava üssü Humus vilayeti sınırları içinde bulunuyor. Saldırıda Tomahawk Land füzeleri kullanıldı. Şayrat Hava üssü 2013 öncesinde de Beşar Esed rejimi tarafından kimyasal silah deposu olarak kullanıldı. ABD Saldırısının hedefi olan Şayrat Hava üssünden İdlib'deki kimyasal saldırının yapıldığı öne sürülüyor. ABD saldırısında üsde bulunan füzelerle, uçaklar, hangarlar, yakıt ve lojistik destek depoları, güçlendirilmiş uçak sığınakları, mühimmat depoları, hava savunma sistemleri ve radarların vurulduğu iddia ediliyor. Bu bilgilerin ne kadar doğru olduğu konusunda herkes hemfikir değil. 
 

Buraya yapılan saldırı neden bu kadar kısıtlı tutuldu. Devamı neden gelmedi? Bunlar kafaları karıştıran sorular. Burada Rusya’nın bu saldırılar devam ederse "olumsuz sonuçları" olacağı konusunda uyarısı gözlerden kaçmadı. Saldırılar bu tehdit karşısında mı durduruldu? Bu bilinmez. Fakat burada üzerinde durulması gereken  en önemli mesele gözden kaçırılıyor. Bu tutum Suriye rejiminin bu güne kadar yaptığı katliamları normalmiş algısı oluşturma gayretinin bir sonucu. Yani şunu söylemek istiyorlar kimyasal silah kullanmadan insanları katledebilirsiniz buna bir sözümüz yok. Fakat kimyasal silah kullanamazsınız. Tabiki kimyasal  silah kullanarak masum insanları öldürmek en büyük suçtur. Bunu yapanlar en ağır şekilde cezalandırılmalı. Bu konuda herkes hemfikir. Doğru olan da budur zaten.  Burada kafa karışıklığına sebep olan şey yüzbinlerce insan ölürken sessiz kalanlar son olay karşısında ortaya çıkıp şov yapıyorlar. Şavaş çığırtkanlığı yapıyorlar. Suriye’ye müdahale eden devletlerin ikiyüzlülüğü gün gibi aşikâr. Masum insanların öldürülmesi hiçbir şekilde kabul edilecek bir durum değil.  Bu ölümler hangi şekilde olursa olsun kabul edilemez diyerek dünya devletleri ayağa kalkmalı ve bu ölümleri derhal durdurmalı. Masum insanların katledilmesinin hiçbir meşru gerekçesi olamaz. Sadece Suriye’de değil dünyanın neresinde olursa olsun masum insanların ölümüne sebep olanlar mutlaka ve mutlaka hesaba çekilmeli en ağır ceza ile cezalandırılmalı.