KAZANANLAR-KAYBEDENLER

24 Haziran 2018 cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri ile Türk Milleti dünyaya bir demokrasi dersi daha vermiştir. Katılımın yüzde doksanlara yaklaştığı bir seçimdi. Bu da şunu gösteriyor. Ülkeyi idare edecekleri belirlemede vatandaş, üzerime düşeni yapacağım dedi ve öyle de yaptı. Türk Milleti Avrupa’nın tarihinde görülmeyen bir katılımla kendi geleceği için vatandaşlık görevini hakkıyla yerine getirdi. Türk Milleti bu seçimde de üzerine oynanan oyunları ve bütün planları bozdu. Kararını vererek gelecek beş yıl kendini idare edecekleri seçti.

Seçimin kazananını biliyoruz, orada sorun yok durum apaçıktır Türkiye kazanmıştır, milletimiz kazanmıştır, Türk ve İslam dünyası kazanmıştır, dünyanın bütün mazlumları kazanmıştır. Kaybedenlerin kimler olduğunu iyi kötü tahmin edebiliriz. Kaybedenler Türkiye’nin kaybetmesini arzulayan ihanet şebekeleridir. Türkiye’nin gelişmesini, büyümesini, ilerlemesini istemeyenler bu seçimde de hüsrana uğramışlardır. Türkiye’yi her zaman olduğu gibi ekonomik darboğaza sokma çabaları da bu seçimle yerle bir edilmiş oldu.

Ülkede kaos çıkarma adına her türlü argümanların devreye sokulduğu bu seçim döneminde avuçlarını okşayanlar bu hezimeti tabi ki içlerine sindiremeyeceklerdir. Yeni hainliklerini devreye sokma  için daha azimle ve hırsla  çalışmalara devam edeceklerini biliyoruz. Vatandaş bu bilgilere sahipken elinde devletin istihbaratı ve gücü olan devlet büyükleri de bunları alası ile biliyordur ve ona göre tedbirler de alınmaya başlanmıştır. Tarihin bütün safhalarında devlet adamlarımız vatan hainleri ve satılmış insanlarla mücadele etmiştir bu gün de etmeye devam edecektir. 

Son birkaç seçimdir bu seçimde her şey yeniden başlayacak diyen ihanet şebekesi bu son seçimle ümitlerini kaybetme noktasına gelmiştir. Bu ihanet şebekesi bütün ihanet kapasitelerini (ki bunlar arasında seçim öncesi terör eylemleri, sokak çatışmaları ve elbette bugüne kadar asıl idealleri olup da bir türlü uygulamaya sokamadıkları iç savaş vardır) harekete geçirmiş olmalarına rağmen bunu başaramamış olmanın şaşkınlığını, hayal kırıklığını yaşamaktadırlar. Bütün planlarını kaos üzerine koyan bu hainler milletten öyle bir tokat yediler ki bir daha ayağa kalkma dermanı bulamayacaklar.

Bu ihanet şebekesinin bütün hevesleri kursaklarında kalmış Türkiye yoluna devam etmiştir fakat burada bu gözü dönmüşlüğün, bu alçaklığın bu düşmanlığının nedenlerini çok iyi düşünmek durumundayız. Bu düşmanlığın temelinde Türkiye’nin yani liderinin dünya sisteminin taleplerine verdiği cevaplar, Ortadoğu ülkelerinin siyasi coğrafyasını değiştirmeye, Suriye, Irak, İran ve elbette ki Türkiye’nin sınırlarını yeniden çizmeye ülkeleri parçalamaya dönük dünya sisteminin patronlarından gelen talep karşısında, ortaya koyduğu tavır bulunmaktadır.

Bu düşmanlığın temelinde ABD’nin, pkk-pyd’ye yapılan binlerce tır silah yardımına, askeri eğitim ve organizasyon desteğine rağmen El Bab’da, Afrin’de, bütün bölgede Suriye’de uğranılan hayal kırıklıkları, Sincar’da, Kandil’de aldığı karşılıklar vardır. Bunların daha fazlasını bu yeni dönemde de göreceklerdir. 

Türkiye’ye karşı her türlü ihanetin içinde olan bu ömrü bitmiş, kullanım değeri kalmamış ihanet şebekelerini dost ve müttefik görünen devletler kullanmaya devam eder mi etmez mi onu şimdiden kestirmek zor.

Hiç kimse artık ayak oyunları ile Türkiye’ye ayar vermeye kalkamayacaktır. Böyle bir durum olduğunda en üst perdeden karşılığını bulacaklardır. Türkiye büyük devlet olma yolunda ilerlemeye devam etmektedir. Dev projelerle bunu göstermiştir. Birlik ve dirlik içinde el ele verirsek bu kalkınma hamlesini en kısa zamanda tam anlamı ile başarırız.

YORUM EKLE