KÖY ANILARI

Çocuk yaşta büyüklerimizin bizlere anlattıkları, öğüt verdiği ve bizimde onlar yaptı bir şey olmadı diyerekten yaptıklarımız.

Eminim ki çocuklukta herkesin başından geçen bir haylazlık, bir yaramazlık, bir güzel, birde kötü anısı vardır.

Bende köyde okuyup büyüdüm. Bende köylüyüm. Halada köyüme gider gelirim. Eskiden bunu bana yaptın hatırlıyor musun sorduklarında utanıyorum. Hepimizde utanıyoruzdur.

Yaptığım ve Arkadaşlarımla yaptığımız pek çok haylazlıktan ve yaramazlıktan biraz anlatsam. Okurlarımı Biraz Güldürüp birazda o zamanın günlerini düşündürmek istiyorum.

•     6 - 7 yaşındayım Babamın amcasının oğlu ağaç motorunu harmanda temizliyor. Bende rahat durmuyorum benzinle temizlediği için benzini döküp kaçıyorum. Oda bana eskiden biz bunu içiyorduk sonra araba tutmuyordu dedi. Bende çocukluk alıp içiyorum. 2 gün midem yanmıştı. Sakın denemeyin.

•    Yine 6 – 7 yaşlarındayım aylardan kış mevsimi harmanı kürürken harmandan aşağı kafamın üzerine kar yığınlarına saplanmamdı.

•    Yine 7 - 8 yaşlarındayım köyümüzde eskiden ve de hala maden işletmeciliği bulunmakta. Yolların toz olmaması için mahallenin yollarının sulanması gerekiyordu. Şirkette o zaman bir kamyonun üzerine bir tank yerleştirip vana sistemi koyarak mahalleye geldiğinde şoför inip vanaları açardı. Ama az su gitsin ve tüm mahalleyi sulamak için vanayı az açardı. Bizde çocukluk işte giden araca arkadan binip vanayı sonuna kadar acardık. Zavallı Şoför mahallenin yarısına gitmeden su biterdi.

•    Köylerde patates olayı çoktur. Kimse kendi bahçesine girmez. Herkes yabancı bir bahçeden patates çıkarır alır gelir. Ateşte Köze gömerdik.  Fazlalıklarla da savaş yapardık.

•    Lisede iken lise okul turnuva maçlarında kız kardeşlerimizin çantalarına yumurta doldurup statta getirmeleri ve karşı rakip seyircilere ve hakeme atmalarımız.

•    Şeytanın dahi aklına gelmeyecek bir işi bizim yapmamız. Lisede rahmetli hocamızın İngilizce dersi için ödev vermişti tek tek defterlere imza atıyordu ve ödevleri kontrol ediyordu. Arkadaşım evden ineklerin ve keçilerin boynuna takılan kelek ( zil ) getirip masanın altına yerleştiriyor. Sıra bizlere yaklaştı baktım masanın altından zili çalmaya başladı. Bizde hocam zil çaldı diyerekten dışarıya kaçmıştık. Allah’ım Değerli hocamızın mekânını cennet eylesin.

Anıları anlatmakla bitiremeyiz. Gülerek kaleme aldığım bu anılarımı. Sizlerin de birer anısını sizlere hatırlatmış isem ne mutlu bana.
YORUM EKLE