MEDYA OYUNLARI

Medya sektörünün önemli olan ana unsurlarından biride dizi ve film endüstrisidir. Bu sektörler dönemsel bazda kitleleri oldukça etkileyebilecek ürünler meydana getirmekte ve günlük yaşantıya, hatırı sayılır yönlendirmeler de yapabilmektedir. Bu öyle ki; bazı zamanlarda toplumlar gerçek yaşam ile gözler önüne serilen suni yaşamı bile karıştırır olurlar. İyi örnekleri vardır bilirsiniz, bir filmde hayatının kaybeden toplumun sevip benimsediği karaktere, güncel hayatta ölüm ilanı vermek, taziye mesajı yayınlamak vb gibi.

Daha üst bir örnek olarak USA (ABD) Hollywood veya daha farklı tabirler ile kutsal tahta, kutsal rüya film endüstrisini verebiliriz. Bu sistemin devlet destekli, bazı öncü ve sermayesi güçlü film – dizi yapım şirketleri, 80’li 90’lı yıllarda dünyaya öyle bir ülke yapısı çizmişlerdir ki, Amerikan rüyası ile büyülenen çocuklar, dünyanın polisliğini yapan devletlerinin onları değil teröristler, Marslıdan, Venüslüden, Orgdan, Elften ve bunun gibi sayısız mahlukattan kurtaran süper güç ülkeleri ile gurur duymuşlardır. Bu artık öyle bir safhaya gelmiştir ki; evde tek başına kalıp bir orduya bedel olan çocuk sonra büyüyüp yine tek başına Vietnam’a saldırıp, yağmur ormanlarından burnu bile kanamadan çıktığı da olmuştur. Daha sonra Vietnamlı kızları, afgan kızları, rus kızlarını kendine aşık ettiği de filmlerin olmazsa olmazıdır.

Burada USA (ABD) nin kendi milletine çizdiği bu olağan üstü yapının günümüzde ne denli hataları ve hayal kırıklıklarını ortaya çıkardığı da aşikardır.

Bu abiler; farklı kültürlere film sektörü ile büyüklüğünü, fırsatlar ülkesi olduğunu ve sosyo ekonomik yapısını aşılamak isterken, bu yapay etkiden kendi insanında etkileneceğini gözden kaçırmışlardır.

11 Eylül’de yıkılan kuleleri Süpermen’in tutamadığını, Demir Adam’ın Afganistan da Irakta patlayan bombalardan kurtulamadığını cümle alem görmüştür. Şimdilerde ise toplum yitip giden nüfus ve ekonomisini gördükçe, sorular ile ülkenin savaş stratejilerini ciddi sorgulamaya başlamış ve Amerikan rüyasının Orta Asya da çöküşüne birebir tanık olmuştur.

Buradan hareketle; ülkemizde medya ve yapım şirketlerinin şimdilerde benzer dizi ve filmler ile geçmiş ve yakın tarihten oldukça başarılı sunumlar ve yapıtlar ortaya koyduğu ve bunların değerlerimiz açısından ciddi katkılarının olduğu yadsınamaz. Desteklenmeli ve devam ettirilmelidir.

Lakin burada bize düşen ise; sağlam akıl ve irade ile daha çok çalışmak, daha çok okumak ve daha çok bilmektir. Oturduğun yerden etliye sütlüye karışmadan, ceddin kahramanlıklarını seyre dalıp, böbürlenmek, örfümüze pekte yakışır bir durum değildir.

Gün devir alınan sancağı daha yukarılara taşıma günüdür. Oturduğun koltuk da filme, diziye seyre dalıp, dolgun maaşın, keyfin ve bir o derece rahatın yerinde ise kusura bakma ama senin yolun da yol değil yönün de yön değil.


YORUM EKLE