MİLLETİN KARARINI HAZMEDEMEYENLER

Başlığı böyle attık belki ama demokrasiyi hazmedemeyenler desek daha iyi olur sanırım. Birileri demokrasiyi kendileri gibi düşünen veya kendileri gibi yaşam tarzı olanların iktidarı sanıyor. Demokrasi onlar için kendi kontrollerinde olan birilerinin kazanmasıdır. Ya kazanamazlarsa o zaman memlekette demokrasi adına bir şey kalmamıştır artık. Bırakın bu ağzınızdan düşürmediğiniz demokrasi ve demokratlık laflarını. Yeni nesil demokrasi bu olsa gerek. Efendim sandıktan biz çıkarsak tamam. Başkaları, yani Anadolu insanı, yani halkın içinden gelenler iktidarı kazanırsa çamura yatmaya başlarlar. İsteseniz de istemeseniz de demokrasi çarkı bu şekilde dönüyor, çoğunluğun kararı neticeyi belirliyor. Aklıma şu da gelmiyor değil acaba bunlar demokrasi diyerek başka yönetim şekilleri mi arzuluyorlar? Bu ülkede demokratik yollarla bu işi başaramayacaklarını anlayınca öteye beriye saldırmalarının sebebi ne acaba? Başka bir şeyler mi arzuluyorlar da bizim haberimiz olmuyor? Bir gazeteci ismini vermeyeceğim 2010 yılı tarihli bir röportajında: Türkiye’de başkanlık sistemi; benim kadın olmam, sizin de erkek olmanız kadar imkânsızdır! Demişti. Başkanlık sistemi sağcı liderlerin romantizmidir, demişti. Bu romantizm, evvela Türkeş'te vardı. Sonra, Özal ve Demirel devam ettirdi. Şimdi de Erdoğan sürdürüyor. Ancak, gerçekleşmez! Demişti. Âmâ gerçekleşti. Bunu diyenler 16 Nisan'da hayal kırıklığına uğradılar yüzde 51.41'lik sonuca kulp takma çabasına girdiler. Demokrasi, Batı Kulübü için bir sihirbazlık gösterisinden, gözbağcılıktan ibarettir. Küresel sömürü düzeninin maskesidir, der bir gazetecimiz. Bazıları için demokrasi, sadece kendi kontrollerinde olanların sandıktan çıkmasıdır; kendi adamlarının/maşalarının kimi zaman da darbe ile yönetime gelmesidir! Böyle olmayacağını görünce de yine işbirlikçilerini devreye sokarak seçime halel getirmeye çalışıyorlar. Yok, efendim seçimlere hile karıştı, mühürsüz zarf geçersiz sayılmalı.(Zarfların hepsi Yüksek Seçim Kurulu mührü ile mühürlü. Sandık görevlilerinin görev ihmali olarak, onların mührü eksik.)

Avrupalı ve Amerikalı demokratlar!!!

-“Demokrasi getiriyoruz!” yalanıyla Müslüman coğrafyada milyonlarca insanı, kasten öldürenler bunlar.

- Türkiye'de sandıktan Evet çıkarsa müzakereleri askıya alırız” diyenler bunlar.
-Avrupa'daki Hayırcılara koltuk çıkanlar bunlar

- Avrupa'da Evet toplantılarını yasaklayan bunlar.

-Atlarıyla itleriyle saldırıya geçenler bunlar.

-Bakanlarımıza kapıları kapayanlar bunlar.

-Terör örgütlerinin paçavraları ile toplantı yapmalarına müsade edenler bunlar.

  Bizdeki sözde demokratlar da bunlardan çok farklı değil.

 AB'nin “demokrasi “den anladığı, sandıktan, sadece kendi istedikleri sonucun çıkmasıdır. Sürekli “AB'nin değerleri” hikâyesi anlatanların, hakiki yüzü tam da budur. Hıristiyan Kulübü AB’nin Türkiye’miz için hayırlı olacak hiçbir şeyde desteği yoktur. Türkiye’yi karıştırmakta, gezi ve benzeri olayları desteklemekte, darbecileri desteklemekte ve akabinde onları koruma altına almakta çok mahirler. Türkiye’nin demokratik tercihine yönelik saygısızlık, hazımsızlık 16 Nisan'daki 'Evet' tercihinden sonra da devam ederek zirveye çıkmıştır. İki yüzlü  AB ve  sözcüleri topyekûn saldırıya geçerek aba altından sopa göstererek ülkemizdeki seçimi itibarsızlaştırma gayreti içindeler. Ama nafile, karşılarında Asil milletimizin verdiği hiç de tartışılmayacak bir sonuç var. Milletimiz en demokratik hakkını kullanarak ve çoğunluğu evet diyerek yeni anayasaya yol vermiştir. Hazımsızlar, her zamanki gibi yenilgilerini kabullenemiyorlar. Meşru olan referandum sonucunu kabullenmiyorlar. Milletten, seçmenden umudunu kesenler; AGİT'ten, provokatörlerden medet umuyorlar! Halkın seçtiği vekiller milleti sokağa davet ediyorlar. YSK Başkanı Sadi Güven, geçerli kabul edilmiş olan bu mühürsüz zarflardaki oyların “Evet'i kazandırdığına veya Hayır'ın aleyhine olduğuna” nasıl olup da kanaat getiriliyor? Diyor. Doğru söylüyor. Bu sandıkların hepsinden evet çıktığını garanti etmek mümkün değildir. Sandıktan Evet çıkacağını öngören yahut Evet çıkması halinde nasıl çamura yatılacağı hususunda düzenbazca planlar yapanlar sandık kurulu başkanlarının oyları geçersiz kılmak maksadıyla kasten zarflara/pusulalara mühür basmadıkları ne malum. Bunlar önceden sinsi bir hazırlığın yapıldığını ortaya koyuyor. YSK son noktayı koyarak bu kirli oyunu bozmuştur. Milletin iradesine sahip çıkmıştır vesselam.

YORUM EKLE