NE ŞAHANE GÜMÜŞHANE

Yıllık izinlerin serbest bırakılması ile birlikte soluğu kutsal topraklarda aldık. Geçtiğimiz hafta Lüks Gümüşhane seyahatle düştük memleket yollarına… Üniversite kayıtları ile birlikte otobüste yer bulmak ne mümkün, nasılsa yer buluruz rahatlığı ile son günde zor bela bir yer bulduk. Bu da bize ders oldu. Dayım Tahsin KARA günler öncesinden Bursa'dan Gümüşhane'ye gelmiş ve bina tamirat işleri ile uğraşıyordu. Dayı yeğen bir süre beraber takılacaktık. Bir yandan bina tadilat işleri devam ederken diğer yandan da akraba, arkadaş ve dostları ziyaret etme imkânımız olmuştu.

Gümüşhane'nin çehresi 2 yılın üzerine bayağı bir değişmişti. Harşit çayı ıslah çalışmaları hızla devam ediyordu. Köprübaşı Karakol köprüsü restorasyona hazırlanıyordu. Caddeler eskilere göre olağanca kalabalık. Üniversite ile birlikte kafe ve restoran sayısında müthiş bir artış görülüyordu. Simalar değişmiş, eski tanıdıklar yerine yeni genç simalar caddelere hakim olmuştu. Torul ve Kürtün tarafından merkeze bir göç olduğu gözlerden kaçmıyordu.    

Gümüşhane'de 15 Ağustos'tan sonra hava merkezde yayla havası niteliğindeydi. Geceleri üzerinize ceket almadan oturamıyordunuz. Hatta Trabzon'a gidip gelirseniz Gümüşhane'nin havasının değerini daha iyi anlamış oluyordunuz.

Cumhuriyet ve Atatürk Caddelerinin kaldırımları genişlemiş trafik tek yöne indirgenmişti. Yinede trafik ve otopark çilesinin devam ettiğini söyleyebiliriz. Karşıyaka Osmanbey Cad. çevre yolunun açılması ile birlikte rahatlayacağı günü beklemekte.

İller Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Feramuz ÜSTÜN'ün kızının düğününe katılmak için Kelkit' e doğru hareket ettiğimizde, Pekün kırsalının yayla havası tenimizi gıdıklıyordu. Kelkit ovasının dinginliğinde düğünden sonra serin hava  eşliğinde merkeze doğru döndüğümüzde Pirahmet'ten geçerken  korkulu kavşak'ta sağa bakmadan yola  hala çıkamıyorsunuz, görüş açısı hala  aynı.

15 Temmuz Meydanı adını alan Zafer Meydanı akşamları koyu sohbetlere ev sahipliği etmeye devam etmekte. Yan yana 5 adet çay evi müdavimlerini ağırlamakta. Yine böyle bir akşamda sohbet ederken eski milletvekillerimizden Sn. Kemalettin AYDIN'ı da sohbet masasında gördük, selam ettik.

O kadar yol gelmişken ahde vefa adına Trabzon'a geçmeden olmazdı. Gençliğimizin geçtiği sokaklara üniversiteye bir uğramak hal hatır etmek gerekirdi. Ruhumuzun köklerinin uzandığı Gül sitesinden Adnan Dede'yi, Metin Reis'i, Sedat Erdoğan'ı, Kadir Tanju Kunt'u, Adem Deniz'i, Oğuzhan Aşık Çaykaravi Hz.lerini görmek gerekirdi. Ortahisarda bir çay içmeli, köftenin anavatanı Akçaabat'a bir uzanmalı, Erdoğdu'da bir kahve molası verilmeliydi. Dostlarla özlem giderilmeli, eski günler yad edilmeliydi. Üniversiteye uğradığımızda 20 yıl önceki anılarımız bir anda depreşmişti. Dile kolay 20 yıl. Zaman ne çabuk geçiyor, hayat cidden çok garip her şey dün gibi…

Gümüşvadi ile dönerken Maçka'dan geçiyoruz.4 yıl öğretim görevliliği yaptığımız Maçka Meslek Yüksekokulu. Bir iki saatle burayı geçiştiremezdik. Buraya ayrıca bir gün ayırmalı ve gelmeliydi. Ve bir daha ya nasip…

Son satırları bir iki dize ile bitiriyoruz.

Acılar kılıçtan keskin,
Dostluklar kıldan ince
Ayrılıklar uzun, zaman dar
Gidip gelmemek, gelip görmemek var
Gör görebildiğince…
Karanlık başlayacak bugün bitince
Sor, kulak ver, düşün
Bilip bulmamak, bulup almamak var
Duy duyabildiğince…
Hayat yaşarken var, ölümse değişmez gerçek.
Uyuyup uyanmamak, kuruyup yeşermemek var
Sev sevebildiğince…

Sevgi ve Saygılar.   
YORUM EKLE