Neden Batıyoruz!

Ülkemiz ekonomik olarak aşırı sıkıntılı bir dönemden geçiyor.  Son yıllarda ülke ekonomisinde istikrarlı bir tablo sergilendiğinden bu günlerde % 20’yi geçen enflasyon rakamları öcü gibi görünse de ülkenin son 80 senesini ele aldığımızda %20 rakamları biraz iyimser kalıyor. Detaylıca incelediğimizde 1943’de % 65 tüketici enflasyonu gören ülkemizin 1994 yılında %124’ gördüğü bile çıkıyor karşımıza.

Tabi 1945-1950’li yıllarda eksi rakamlardaki tüketici enflasyonunu da gördü ülkemiz. Kısacası kadim yıllar boyunca ülke olarak çalkantılı süreçler yaşadık.

Enflasyon, mal ve hizmetlere ilişkin genel fiyat düzeyinin yükseldiği ve dolayısıyla paranın satın alma gücünün düşme hızıdır. Dedikten sonra şöyle bir dünya ülkelerindeki rakamlara göz atalım. 

Örneğin Almanya’da 2017 yılındaki % 2,2’lik artış ‘‘son 5 yıldaki en büyük enflasyon artışı’’ diye flash haber olurken Avrupa birliği ülkelerindeki ortalama enflasyonun 2017 yılında yaklaşık %,6,5 olduğunu görüyoruz.

Ülkemizde enflasyon artışının ya da ekonomide ki kötü gidişin vatandaşa TV ekranlarından nasıl yansıtıldığı kısmına baktığımızda ise, açık olan kanal A haber ise, göreceğiniz tablo Ülkemizin dünya ekonomisine yön veren bir güçte ekonomik modele sahip olduğunu ve dünya ülkelerinin bizi kıskandığını falan görüyoruz. Şayet açık olan kanal Halk TV ise ‘’ülkenin Allah belasını vermiş’’ demeniz içten bile değil. 

CNN, NTV izlediğinizde ‘’eh işte iş güveyinden hallice’’ bir ekonomiye sahibiz moduna girebiliyorsunuz.

Pekâlâ, hangi kanal tamamen doğruları söylüyor diye bir düşündüğümüzde benim cevabım kocaman bir sıfırdan öteye geçemiyor. Çünkü ülkemizde maalesef bağımsız ve tarafsız bir medya şirketi göremiyorum.

Şimdi ülkemizin neden bu çıkmazın içerisine girdiğini biraz irdeleyelim. Kuşkusuz üretim ve tüketim arasındaki uçurum ilk karşımıza çıkan etkendir.

Sonrasında kamusal israf gelmektedir. Bu gün dünya ülkeleri arasında kişi başına düşen makam aracı sayısı en fazla olan ülkeyiz. Alakalı alakasız kişilere tahsis edilen araçlar, bu araçların şoförleri, bakımı, satın alma ya da kiralama bedelleri kesinlikle ekonomimizin sırtındaki kamburlardan birisidir. 

Bu günlerde deniliyor ya ‘’resmi araçlarda tasarrufa gideceğiz’’ diye görün bakın bu durumdan bile yönetimlere yakın kişiler fayda sağlayacaktır.  Çünkü yöneticilerin veya milletvekillerinin peşinde koşan yalaka tayfanın aslında vatan, millet veya devlet gibi bir dertleri yok. Unutulmasın ki onlar ceplerini doldurma peşindeki acizlerdir. Neden batıyoruz sorusunun cevabı; bu yalaka ve ahlaksız, devlet terbiyesi olmayan şahsiyetsizlerin para hırsıdır. 

Oy uğruna yapılan uygunsuz planlamalardan da bahsetmek gerekli elbette. Karayolu yatırımlarımız elbette çok güzel, rahatımız yerinde her yer çift yol olmuş Fakat 20 yılda yapılması gereken ihalelerin 5 yıla sığdırılması üretmeyen ekonomimizin sıkıntıya girmesine neden olmuştur.

Özelleştirmelere baktığımızda kan üreten damarlarımızı kendi elimizle kestiğimizi görüyoruz.

Bunca başarısızlık içerisinde yöneticilerimizin her şeyi günlük gülistanlık göstermesi ise anlaşılamaz durum. Devletçilik anlayışına uymayacak şekilde makam ve oy uğruna gerçekleri göstermekten çekilenler, kamuoyunu yanlış yönlendirenler büyük bir ihanet içerisindedirler.

Hani bu günkü iktidar mensupları kamuoyuna Erbakan hocanın devamı olduklarını her seferinde ifade ediyorlar ya eski MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Bolat’ın Erbakan Hoca ile ilgili ifadelerini son olarak sizlerle paylaşmak istiyorum;

"Enkaz olarak devraldığı ekonominin bütçe açıklarının kapatılması için denk bütçe modelini uyguladı.

Kamu sektöründeki israfı önleyerek önemli tasarruf sağladı.

Yüksek faizi düşürebilme noktasında da havuz sistemini getirmişti. 

Kamu kuruluşlarının gelir ve giderlerini tek bir hesaptan yönetme olan bu modelle 2 milyar dolarlık tasarruf sağlanmış ve faiz oranlarında ciddi azalmalar meydana gelmişti. 

Mahalli idarelerde de halka hizmeti, kamu kaynaklarının kullanımında tasarrufları önceleyen, israftan kaçınan ve Türkiye'nin gelişmiş ülkeler seviyesine gelebilmesi için canla başla mücadele eden biriydi.

Türkiye'nin milli ve yerli üretiminin önündeki engelleri kaldırmaya dikkat ederdi. Yer altı zenginliklerimizin çıkarılması ve işlenmesi konusunda çok önemli gayretleri olmuştu. Bu yaptığı faydalı icraatlarıyla kendisini yâd ediyoruz."

Peki ya bu gün nasıl medyanın bize gösterdiği yönetenlerimiz, acaba hoca ile kıyaslanabilirler mi?

Sağlıcakla Kalın.

YORUM EKLE