ABD'li Pastör Andrew Craig Brunson'ın İzmir'de "terör örgütü adına suç işlemek ve casusluk" suçlamalarıyla yargılandığı ve Türkiye ile ABD arasında krize yol açan davada karar çıktı. İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, Brunson "örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Bununla birlikte, Brunson hakkındaki adli kontrol şartları ve yurtdışına çıkış yasağı da kaldırılırken, içeride geçirdiği süre göz önüne alınarak serbest bırakıldı.
Bu denli kirli ilişkilerin içinde olan bir şahsın, elini kolunu sallayarak mahkemeden çıkması ve elini kolunu sallayarak hemen Türkiye’yi terk etmesi eminim benim gibi bu ülkenin büyük çoğunluğunu üzmüştür. Burada yargı kararının kabul edilmez bir durum olduğunu söylemek istemiyorum. Yargı kararını bir şekilde vermiş, Papaz tahliye olmuş. Yargı kararlarına karşı saygımız var buna amenna. Yargının bu kararı Türk milletinin arzuladığı bir karar değildi bunu belirtmekte fayda var.
Cumhurbaşkanlığı tahliye ile ilgili yaptığı açıklamada yargının bağımsızlığına vurgu yaparak karara saygı gösterilmesi gerektiğini vurgulamasına rağmen, daha önce Can Dündar'ı tahliye ederken bağımsızlık sergileyen yargı, daha dün Enis Berberoğlu’nu tahliye ederken bağımsızlık sergileyen yargı, birilerine göre Brunson'u Erdoğan'ın talimatı ile serbest bıraktı. Bu algıya en büyük hizmeti de tahliyeden bir gün sonra Erdoğan'a teşekkür tweeti atan Donald Trump yaptı. Tabi ki bu şekildeki bir düşüncenin doğru olmadığı kanaatindeyim.
Bazı art niyetli kişilerin “Erdoğan Papazı verdi neyi aldı” diye çıkışlar yaparak algı operasyonu yaptıklarına birkaç gündür şahit oluyoruz. Yargı bazılarının istediği bir şekilde karar verirse bağımsız oluyor. Onların istemediği bir şekilde karar verirse yargı bağımsızlığını o anda kaybediyor. İnsan biraz tutarlı olacak. Bukalemun gibi olaylar karşısında kılıktan kılığa bürünmeyecek.
15 Temmuz gecesi bankamatiklerin önünde kuyruk oluşturanların, birileri canlarını tanklara siper ederken, aç kalacağız korkusuyla marketlerde makarna ve pirinç bırakmayanların, Gezi olayları sırasında her gece mütemadiyen balkonda aile boyu tencere tava orkestrası oluşturanların, Dolar yükseldikçe hükümet düştü düşecek diye ellerini ovuşturanların bu son günlerde pek bir vatanseverliği pek bir antiemperyalistliği pek bir antiamerikancılığı tuttu!
Bu millet, tam da bu tiplerin milli çıkarlarımız söz konusu olduğunda sergiledikleri tavrı çok iyi biliyor. MİT tırları davasında görüldüğü gibi Devletin en gizli sırlarını tam da Amerika’nın çıkarlarını koruyacak şekilde basına nasıl servis ettiklerini, Amerika’nın var gücüyle desteklediği 15 Temmuz darbe girişimini nasılda kuruldukları koltuklarından izlediklerini çok iyi biliyor. Bu tipler son günlerde hepimizden çok daha antiamerikancı, daha vatansever daha bir antiemperyalist.
Kendilerine göre de çok kurnazca bir taktik uyguluyorlar, özellikle sosyal medyada vatansever insanların arasına karışıp, bu kitlenin Brunson olaylarına gösterdiği tepkiden nemalanmanın derdindeler.
Sağ seçmenin kafa karışıklığını kullanmaya çalışırken, taktıkları antiamerikan maskesinin altından kabak gibi sırıtan bu toprakların yabancısı olan zihniyeti görmediğimizi zannediyorlar. Kendine yabancı olan bu zihniyet puslu havalarda ortaya çıkar insanları provoke ederek kaos oluşturmaya çalışır. Bu kargaşa ortamında onların yularını elinde tutan baronların talimatları ile kılıktan kılığa girerler. Bazen vatansever olurlar, bazen milliyetçi olurlar yeri gelince terör destekçisi ve hamisi olurlar. Kendi milletine yabancı olan bu zihniyet papazın gitmesi ile arzuladıkları olumsuz şeyler olmayacak diye çok üzülmüş olmalılar. Tabi ki varsın üzülsünler hiç umurumda değil. Hâsılı kelam artık papaz gitmiştir, bu iş de burada bitmiştir.