PEYGAMBERİMİZ BANA İSMİMLE HİTAP ETMİŞ !

Bir gün zengin bir tüccar iflas eder. Borçlarını ödeyemez. Herkesin horul horul uyuduğu bir gece yarısı kalkar iki rekat teheccüd namazı kılar ve Allah’a yalvarır.Ve Rüyasında peygamberimizi görür.Peygamberimiz ona  saraya git Selimime söyle sana yardım etsin diye buyurur.Adam sabah ilk iş saraya gider.Muhafızlara  Sultan Selim’le görüşeceğini söyler.Ama içeri almazlar.Bu olaya sultanın veziri Hasan Can  şahit olur.Vezire de durumu anlatmaz. İlla da sultana anlatacağım,  der. Israrı karşısın da Vezir Hasan Can adamı sultana götürür. Sultan üzgündür. Adama da kızar.Ne diyeceğini de merak etmez.Hemen gönderin, der.Ama adam Sultanım, beni peygamberimiz gönderdi der demez ,Sultan ayağa kalkar.Hemen söyle.Peygamberimiz ne buyurdu?Adam  rüyasını anlatır.Sonunda peygamberimizin mesajını sultana söyler.’’Dün gece Selimim bana salavat getirmeyi unuttu.Onunu için Selimime söyle sana yüz altın versin.’’ Sultan Selim,’’Hasan Can duydun mu peygamberimiz bana ismimle hitap etmiş.’’ Bu ne büyük müjde diyerek, her tekrar ettirmede adama bir kese altın verir. Bir müddet sonra vezir Hasan Can araya girer ve sultanım müjdeyi aldınız, misafirimizi de mesut ettiniz. Başı sıkışınca tekrar gelir,der. Ve vezir adamı yolcu eder. Vezir döndüğünde Sultan Selim Hüngür hüngür ağlamaktadır. Uzun aradan sonra Sultan Selim vezirine dönerek ‘’ sen adamı göndermeseydin, Peygamberimizin bir defa Selimim demesine malımı mülkümü, tahtımı sarayımı  feda ederdim.’der.

Ya biz!

Sultan Selim ne yaptı da peygamberimiz ona ismiyle hitap etti?

Mücadele kahve köşelerinde vara yoğa konuşarak olmaz. İcraat lazım. Dünyanın neresinde bir mazlum varsa maddi manevi yardımlarımızı esirgememeliyiz. Yaptığımız bu yardımların yanı sıra salavat ve ihlas okumayı da ihmal etmemeliyiz.

Allah Celle Celalühünun karşısına çıktığımızda hayır ve hasenatlarımızın onun rızasına uygunsa değer bulacağını unutmayalım. Onun için yaptığımız her iş ve davranışlarımızda (İlahi ente maksudi ve rızake matlubi_Yarabbi maksadım  sensin arzum ise rızan) hep Allah’ın rızasını kazanmak olmalıdır. Hedef cenneti kazanmak ve cehennemden kaçmak değil, Rabbimizin rızasını kazanmak olmalıdır.

Allah’ın rızasını kazanmanın yollarından biride sevgili peygamberimize bolca salavat getirmektir. Çünkü  O  bize şefaatçi olacaktır. Ayrıca kainatın, onun yüzü suyu hürmetine yaratıldığını da unutmayalım.

Evet,nasıl yaşarsak öyle de ölürüz.Kahramanca yaşarsak,kahramanca  ölürüz.Müslüman gibi  yaşarsak ,Müslüman gibi de ölürüz.

Unutmayalım ki bu dünya müminin zindanıdır. Çünkü mümin bu dünyaya yan gelip yatmak için değil, batılla mücadele etmek için gelmiştir. Nerede bir zulüm varsa oraya adaleti götürmek için gelmiştir. Belki bazı durumlarda fert olarak müdahale edemez ama onu da diliyle düzeltmeye çalışmalıdır. Diliyle düzeltemezse o zaman da  kalbiyle buğz etmelidir.

Bu dünyanın geçici heveslerine aldanmayalım, mücadele edelim. Unutmayalım ki bu dünya geçici ve oyundan oyuncaktan ibarettir.

Ve son:

Ya İslamiyet’te eriyeceksin
Ya küfürde çürüyeceksin
Yolun sonu mezar değil
Ölünce göreceksin......

VESSELAM……

YORUM EKLE