PROVOKASYON

“Ben sporcunun; zeki, çevik aynı zamanda ahlaklısını severim.”
Mustafa Kemal Atatürk

Malumunuz spor her şeyden önce dostluk ve kardeşliğin pekişmesi amacıyla yapılmaktadır. Ve spor ait olduğu şehirlerin adeta reklam vitrinidir. Trabzonspor bir şehrin, Barcelona bir ülkenin en büyük marka değeridir. Gümüşhanespor’da her şeyden mahrum olan bir kentin yani Gümüşhane’nin can ve atar damarıdır.

Mütevazı kadrosu, inançlı hocası ve sporcuları ve Gümüşhanespor’dan başka hiçbir sosyalitesi olmayan Gümüşhanelilerin bu değerinin birkaç yıldır kazandığı başarılı sonuçlar şehri adeta ayağa kaldırmıştır.

Elbette bir yarışın sadece bir kazananı olacaktır. Her yarışmanın bir şampiyonu olacaktır. Biz Gümüşhanespor olarak bu yarışta değerlerimizden taviz vermeden, haksızlığa fırsat yarattırmadan, birilerinin oyununa gelmeden, getirilmeden bu zorlu yarış sonundaki ipi göğüsleyeceğiz. Buna Allah’ın bir kulu mani olamayacaktır. Çünkü şehrimizin Gümüşhanespor’a, Gümüşhanespor’unda bize ihtiyacı vardır.

Gelelim 12 Şubat 2017 tarihli Ankaragücü maçına. Ankara’da okuduğum için maçlarına gittim, taraftarını çok iyi bilirim. Ki maçın oynanacağı günün ilk ışıklarıyla kasa kasa biraları çeken bu spor taraftarları (!) maça bir iki saat kala stadın çevresini adeta savaş alanına çevirdiler. Her ne madde çektilerse önüne gelene en galiz küfürler, yerde ne kadar buldularsa bütün taşları arabaların camlarına, stadın idari kat camlarına attılar. Maç esnasında onlara tahsis edilen tribünlerde ne varsa parçaladılar, kırdılar. Kırdıklarını yan tribüne ve sahaya attılar. Tüm dünya bunu gördü ancak bir tek Ankara muhabiri bunu görmedi, göremedi. Ve olayları tersinden okuyarak haber merkezine servis yaptı.

Ve maalesef Erman Toroğlu hariç herkes tahrike kapıldı. Ve sonuç para cezası ile birlikte şampiyonluğa yürüyen bir takımı en büyük desteği seyircisinden 5 maç (sezon bitti) mahrum bıraktılar.

Darbeci Kenan Evren’in başkent takımı nasıl küme düşer diyerek ligde bıraktığı Ankaragücü’nden varsa imanlı birkaç kişi çıkıp;

Hayır, Gümüşhane’nin burada bir suçu yok. Bizim zıvanadan çıkan taraftarın cürmünü Gümüşhane’ye çektirmeye hakkımız olamaz” demesi gerekiyor.   

Ama maalesef onlar öncelikle amaçları kazanamayacağımız bu maçı nasıl sabote ederiz, maçı nasıl 3-0 hükmen mağlup ettiririz, sahayı nasıl kaptırtabiliriz ve her türlü çirkefliği nasıl yapabiliriz düşüncesinde olan rakip takım taraftarları Gümüşhane’de bir yılda satılamayan içki stoklarını bir yarım günde tükettiklerine bakmamız gerekiyor. Ve ayrıca taraftarın uyuşturucu alıp almadıklarının tespiti gerekiyor.

Maç başlamadan önce ellerinde taşlarla Gümüşhanespor otobüsünün, saha görevlilerinin ve hiçbir şeyden habersiz taraftarımızın üzerine gelinmesi, alkolün ve uyuşturucunun etkisiyle en galiz küfürler ardı ardına sıralanmaya başladı. Rakip takımın yöneticileri, görevlileri ve yandaş muhabirleri bu durum karşısında önleyici olacakları yerine tahrik edici hal ve hareketleri ile adeta yaraya tuz biber ekmeye başladılar.

Maç başladı ve takımımız iyi oynamasa da iki farklı üstünlüğü yakalayınca olanlar oldu. Ben şeref tribününde net bir şekilde olanları abartısız yazıyorum. Misafir taraftara ayrılan kısımda bulunan koltuklar, musluk ve borular ve ele ne geçirdilerse sahaya ve yan alandaki taraftarlarımıza fırlatmaya başladılar. Çünkü maçı döndürecek durumları kalmamış ve ikinci senaryo ile Gümüşhane insanını nasıl lekeleriz, maçı nasıl lehimize çeviririz, sahayı nasıl kapattırırız hesapları içine girenleri herkes gördü, yaşadı.

Ancak bundan birkaç hafta öncesi kanallarında maçımızı anlatanlar Gümüşhane insanının mertliğini, vatan ve insan sevdasını ballandıra ballandıra anlatırken bugün ne oldu bilinmez bir halde şehrimizi lekeleme çabası içine girdiler.

Ve bu zevat-ı muhteremler misafir takıma ve yanı başındaki biz Gümüşhane taraftarına ayrılan bölümü bir görselerdi bir şehre ve halkına atılan iftiraları yapamayacaklardı.

Bizim tek suçumuz onların attıkları nesnelerin geriye atılması ve provakosyan tuzağına çekilmemizdi. Bunda da kısmen başarı sağladılar. Ancak yapılan onca galiz küfre, provakosyana ve tacizlere karşı Gümüşhaneliler bu sınavı başarı ile verdiler. Ancak başkentimizin güzide takımına, teknik ekibine ve taraftarına (!) bu fotoğraf hiç ama hiç yakışmadı.

Bizim su şişesi ve ayakkabısını sahaya fırlatan bir taraftarın (!) dışında ayıbımız yoktur, utancımız hiç yoktur.

Bu 5 maçlık seyircisiz oynama cezası bir şehrin hayallerine vurulan prangadır, sosyal aktivitesini çalmaktır, Türkiye’nin en mert, devletine ve milletine en bağlı, en vatansever şehrine ve insanlarına yapılan hakarettir. Bu cezanın yeniden gözden geçirilerek cezanın kaldırılması veya en aza indirilmesi (varsa) adaletin tescili olacaktır.

Ve son olarak Gümüşhane’de ve dışında var olan tüm dernek, STK ve diğer oluşumlar tek tek ve bir olarak bu zulmü protesto etmeli, Gümüşhaneli işadamlarımız en az bir otobüs sponsoru ile deplasmanlara

Gümüşhanelileri taşımalıdır. Gün zulme dur deme günüdür.

YORUM EKLE