Sessiz Kahramanlar Ordusu

Ülkemizde siyaset, en kazançlı ticaret kapısı olduğundan, partilerde bir yerlere gelmek, çok Türk vatandaşının arzusudur.
Ancak, bir yere talep yoğun olunca, ister istemez orada bir rekabet ortamı gelişiyor. Bu rekabette kardeş kardeşe acımıyor, alimallah.
Bu ortamda, bir kısım insanlar, diğerlerinden daha öne geçiyor haliyle. Samimi, fedakar insanları tenzih ederek söyleyelim ki, bunların en büyük meziyetleri, çok iyi gerdan kırıyor olması ya da yukarıdakilerle ahbap çavuş ilişkilerinin bulunmasıdır.
Bu tayfa, adeta komutanın etrafında halka olmuş, "Emret komutanım." demeye dünden hazır, bir tabur askere benzer.
Genel başkanlarının bulunduğu ortamda, en önde görüntü verebilmek, genel başkanın omzuna en yakın durabilmek için, birbirlerine omuz atmaktan ceketlerinin omuzları aşınır bu zevatın. Her gün, genel başkan nerede olacak, onun takibinde olup ya onunla ya ondan önce oraya giderek sürekli suret göstermenin peşindedirler. Bu davranışlar, genel başkanların gururunu okşuyor olmalı ki, hedefe ulaşanların çoğu maalesef bu gurup içinden çıkıyor.
İnsanları bu davranışa iten, toplumumuzun böyle bir kültüre sahip olmasının yanında, lidere sonsuz yetkiler veren, partilinin kaderini genel başkanın iki dudağının arasına koyan, partiler kanunu ve seçim yasalarıdır aynı zamanda.
Her partide, emek verenler arasında, bu taburun dışında kalan, bir de kahramanlar ordusu vardır. Bunların kimini tanırız, kimileri de isimsiz kahramanlardır.
Bu kahramanlar ordusu, partilerinin daha çok oy alması için, bulundukları çevrede, sokakta, mahallede, çarşıda pazarda, canhıraş çalışır; diğer partililerle fikir yarıştırır, sade vatandaşa kendi partilerini, kendi fikirlerini, ideolojilerini anlatırlar. Zaman zaman sert tartışmalara, hatta bazıları kavgalara karışırlar. Dostlarını kırarlar, akrabalarıyla küserler, komşularıyla, iş arkadaşlarıyla, amirleriyle bozuşurlar. Ekmekleri tehlikeye girer, bedel öderler, ama kimseden bir karşılık istemek, taktir beklemek akıllarına bile gelmez.
Bunlar, partisinden kendisine hayır dokunan değil, partisine hayrı dokunanlardır. Bunlar memurdur, işçidir, esnaftır,çiftçidir, öğretim görevlisidir, öğrencidir, gazetecidir, yazardır, sanatçıdır, düşünürdür, sahasında kariyer yapmış insanlardır,... v.s.
Bu insanları,- bir kısmı oraları uzaktan bir mabet gibi görseler de- ne partilerin genel merkez koridorlarında ne de il, ilçe teşkilatlarında görebilirsiniz. Çünkü bunlar düşünürler ki buralarda boy göstermenin partiye bir faydası olmaz; oy devşirilecek yer, seçmenin bulunduğu sahadır. O saha ise, kendi bulundukları çevredir.
Bugünlerde kuruluşu tamamlanacak olan yeni partinin, kahramanları bakalım kimler olacak.Onların, bu kuruluş ve yapılanmada, meşhurlardan çok, bu isimsiz kahramanlar ordusundan faydalanacağını umut etmek isteriz.
Çünkü, bir genel başkanı, o mezkur tabur kuşattıktan sonra, onun, millete hayrı zor dokunur.

 

YORUM EKLE