Ülke olarak çok sıcakkanlı bir yapıya sahibiz. Erken kızar, erken sever, erken sakinleşir, erken seviniriz. Sloganlarla içimizdeki sevgiyi ya da öfkeyi dışarıya atmaya çalışırız. Bilmediğimiz belki de anlamsız birçok sloganı öyle içten haykırırız ki. Vatana, Millete, Ezana , Laikliğe, Milliyetçiliği karşı duyduğumuz sevgiyi sloganlarla yüksek sesle haykırırız. Camiye gitmesek de ezanlar susmazı, Laikliğin ne olduğunu bilmesek de Laikliği, İşimizi çok iyi yapmasak da vatanı en çok sevdiğimizi, Milliyetçiliğin tarifini yapmakta zorlansak da milliyetçiliğe olan sevgimizi her zaman sesimizle dile getiririz. Sloganlarımızda en güzel sevgilerimiz ya da çok kızdığımız bir olay karşısındaki tüm öfkelerimiz vardır bizim.
İtalya’ya kızar intikamımızı lastiklerden alırız, çok uzun süreli boykotlardan bahseder akşama boykota son veririz. Fransa’ya kızar sokaklara dökülürüz tüm Fransız mallarını elimizde Fransa’ya ait malların listesinin yer aldığı kâğıtlarla protesto ederiz ama ertesi gün market alışverişinde çabucak geri adım atarız. Sosyal paylaşım sitelerinde paylaşmadığımız bir şey kalmaz ama birçoğunun manasını bile bilmeyiz aslında. Abdülhamit’i severiz ama niye sevdiğimiz sorulduğunda onun hakkında en ufak bir şey bilmediğimiz görülür sırf aynı düşüncede olmadıklarımız sevmediği için zorunlu olarak bizde severiz. Ya da tam tersi ne olduğunu bilmesek de farklı fikirdeki arkadaşlarımızın sevdiğini biz doğal olarak sevemeyiz.
Her fırsatta hem sloganlarda hem de sosyal paylaşım sitelerinde ne kadar yazılmış söz varsa bakınız birçoğu vatan sevgisi ya da vatana bağlılıkla ilgili sözlerdir. 8.00 de başlayan mesaisine 9.00 da giden ama bilgisayarı sizden daha iyi kullanan ve sosyal paylaşım sitelerinde daha çok paylaşımda bulunan biri doğal olarak vatanını sizden daha çok sevecektir. Ya da sizin anlamsız bulduğunuz, çözümün sokak mitinglerinde olmadığını düşündüğünüz, çözüm için aklın kullanılmasının her fırsatta dile getirdiğiniz bir mitingde sizden daha çok vatan diye bağıran doğal olarak sizden daha çok sevecektir vatanı.
Üniversite hayatında hiç kitap okumayan, eğlenceyi daim eyleyen Atatürk’ün çalışkan gençlik istiyorum sözünün aksine davranan ama her fırsatta Atatürk rozetini üzerinden çıkarmayan ya da Atatürk ile ilgili her fırsatta bir şeyler dile getiren biri doğal olarak sizden daha iyi Atatürkçü olacaktır.
Camiye hiç gitmeyen ezanlar susmaz vatan bölünemez diye daha çok bağıran ya da daha çok paylaşımda bulunan biri doğal olarak sizden daha dindar olacaktır.
Atatürk ne güzel söylemiş “Vatanını en çok seven işini en iyi yapandır “diye. Sahi tüm sevgiler bu sözde saklı değil mi?
GATA’da yatmakta olan, iki kolunu terör saldırında vatanı için kaybetmiş bir askerimizin en büyük arzusu: ” Kızım bu yıl okula başladı. Keşke bugün iki kolum da yerinde olsa ve kızıma okuldan geldiğinde iki kolumla sımsıkı sarılabilsem. Ama olsun Vatan soğulsun”.
Bu sözden sonra Vatan sevgisinin ne olduğunu tarif etmeye gerek var mı? Ya da kaç milyon tane slogan buna eş değer olabilir…
Sağlıcakla kalın…
İtalya’ya kızar intikamımızı lastiklerden alırız, çok uzun süreli boykotlardan bahseder akşama boykota son veririz. Fransa’ya kızar sokaklara dökülürüz tüm Fransız mallarını elimizde Fransa’ya ait malların listesinin yer aldığı kâğıtlarla protesto ederiz ama ertesi gün market alışverişinde çabucak geri adım atarız. Sosyal paylaşım sitelerinde paylaşmadığımız bir şey kalmaz ama birçoğunun manasını bile bilmeyiz aslında. Abdülhamit’i severiz ama niye sevdiğimiz sorulduğunda onun hakkında en ufak bir şey bilmediğimiz görülür sırf aynı düşüncede olmadıklarımız sevmediği için zorunlu olarak bizde severiz. Ya da tam tersi ne olduğunu bilmesek de farklı fikirdeki arkadaşlarımızın sevdiğini biz doğal olarak sevemeyiz.
Her fırsatta hem sloganlarda hem de sosyal paylaşım sitelerinde ne kadar yazılmış söz varsa bakınız birçoğu vatan sevgisi ya da vatana bağlılıkla ilgili sözlerdir. 8.00 de başlayan mesaisine 9.00 da giden ama bilgisayarı sizden daha iyi kullanan ve sosyal paylaşım sitelerinde daha çok paylaşımda bulunan biri doğal olarak vatanını sizden daha çok sevecektir. Ya da sizin anlamsız bulduğunuz, çözümün sokak mitinglerinde olmadığını düşündüğünüz, çözüm için aklın kullanılmasının her fırsatta dile getirdiğiniz bir mitingde sizden daha çok vatan diye bağıran doğal olarak sizden daha çok sevecektir vatanı.
Üniversite hayatında hiç kitap okumayan, eğlenceyi daim eyleyen Atatürk’ün çalışkan gençlik istiyorum sözünün aksine davranan ama her fırsatta Atatürk rozetini üzerinden çıkarmayan ya da Atatürk ile ilgili her fırsatta bir şeyler dile getiren biri doğal olarak sizden daha iyi Atatürkçü olacaktır.
Camiye hiç gitmeyen ezanlar susmaz vatan bölünemez diye daha çok bağıran ya da daha çok paylaşımda bulunan biri doğal olarak sizden daha dindar olacaktır.
Atatürk ne güzel söylemiş “Vatanını en çok seven işini en iyi yapandır “diye. Sahi tüm sevgiler bu sözde saklı değil mi?
GATA’da yatmakta olan, iki kolunu terör saldırında vatanı için kaybetmiş bir askerimizin en büyük arzusu: ” Kızım bu yıl okula başladı. Keşke bugün iki kolum da yerinde olsa ve kızıma okuldan geldiğinde iki kolumla sımsıkı sarılabilsem. Ama olsun Vatan soğulsun”.
Bu sözden sonra Vatan sevgisinin ne olduğunu tarif etmeye gerek var mı? Ya da kaç milyon tane slogan buna eş değer olabilir…
Sağlıcakla kalın…