Taraftar ne istiyor?

Sporcunun veya sporcuların temsil ettikleri renklere, kulübe veya bayrağa bağlı kimselere taraftar denir. Bir takım için, hele hele hedefi olan bir takım için, hiç kuşkusuz en önemli etkendir taraftar.

Ancak üzülerek izliyoruz ki, Gümüşhanespor taraftarı takım üzerindeki etkisini her geçen gün kaybediyor. Sezon başında birçok nedenden dolayı tribüne gelmiyorlardı. Bu nedenlerin en önemlisi, takımın iyi olmaması ve aldığı başarısız sonuçlardı.

Tamam, buna eyvallah. Takımın iyi bir takım olmadığını, transferlerin yanlış olduğunu, hocanın yetersiz olduğunu ve baştan aşağı yanlış yönetildiğini bizlerde sütunlarımızdan defalarca yazdık.

Başta Sayın Kurban Karagöz olmak üzere yönetim kurulunun çoğunluğu (tamamı değil) takımı düzeltmek adına ne gerekiyorsa yaptılar. Hocayı gönderdiler, takıma gerek oyunculuğuyla, gerekse karakteriyle yakışmayacak futbolcuları gönderdiler ve devre arasında takıma katabilecekleri en iyi isimleri renklerimize bağladılar.

Bu operasyonun ardından, ikinci yarıda aldığımız sonuçlar ortada. Ligin dibine inme korkusu yaşarken, şimdi Play-Off’un en güçlü adaylarından biri olduk. Demek ki, yönetim kurulumuz üzerine düşeni fazlasıyla yaptı.

Burada başkan Karagöz’e en büyük desteği kesinlikle taraftarın vermesi lazım. Çünkü yıllardır, hem Sayın başkanın hem de bizim serzenişlerimize şehrin dinamikleri duyarsız kaldı. Temsilcimize yeterince destek verilmedi ve bu meşakkatli yolda maalesef yalnız kaldı.

Taraftarımız, iyi sonuçlara rağmen tribüne gitmiyor. Stadımızın yeri uzak ve yanlış. Havalar çok soğuk. Şehir merkeziyle stadyumun arasında hissedilen sıcaklık farkı neredeyse 3-5 derece. Bunların hepsine tamam ama bu şartlar sadece Gümüşhane’ye has bir durum değil. Türkiye’nin hemen her yeri, ağır kış şartlarıyla mücadele ediyor. Türkiye’nin çeşitli liglerinde oynanan yaklaşık 20 civarında karşılaşmayı televizyonlardan izliyoruz. İlimizden daha ağır kış yaşayan illerin takımları bile, temsilcimiz kadar yalnız bırakılmıyor.

Takımımız iyi yolda. Ben inanıyorum ki, bu ekip özlediğimiz bir üst lige rahatlıkla çıkacak. Taraftarımız, Play-Off yolunda en ciddi rakiplerimizden birisi olan Hacettepespor karşılaşmasıyla birlikte tribünlerdeki yerini alarak kırmızı beyazlı temsilcimize itici güç olmak zorunda.

Taraftar derken, kesinlikle il dışında yaşayan gurbetçilerimizi bu duyarsız guruba dahil etmiyorum. Onlar her şartta nerede olursa olsun takımımızı yalnız bırakmayarak, üzerlerine düşeni fazlasıyla yapıyor.

Taraftarlarımıza bu kadar sitem ederken, ilimizin bürokrasisini de unutmamak lazım. Geçtiğimiz hafta sonu oynadığımız Kırıkkalespor karşılaşmasında protokol tribününün görüntüsü içler acısıydı. Sayın Valimiz ve Sayın Belediye Başkanımızın Ankara’da olduğunu biliyorduk. Peki, yardımcıları ve diğer protokolümüz neredeydi? Neresinden bakarsanız bakın, temsilcimiz yalnızlığa itilmiş.

Van’da yaşanan deprem felaketinin ardından, gurubumuz takımlarından Belediye Vanspor, İstanbul’da Futbol Federasyonu tesislerinde barınıyor ve karşılaşmalarını İstanbul’un çeşitli stadyumlarında oynuyor.

Onlar başlarına gelen felaketten dolayı gurbet yollarına düşmüşler. Durumlarını değil ama İstanbul’a taşınmalarını temsilcimiz adına kıskanmıyor değilim.

Gümüşhanespor’un İstanbul’a taşındığını düşündüm bir anda. Her hafta dolu tribünler önünde, gerçek destekle şimdi gurubumuzun zirvesinde olurduk.

Gümüşhanespor ve Torul Gençlerbirliği gibi iki tane önemli değerimiz var. Torul Gençlerbirliği tıkanma noktasına geldi. ‘1000 Altın adam arıyoruz’ isimli bir kampanya yaparak yüzyıllık kulüplerle mücadele etme gayretindeler.

Gümüşhanespor’a ise nasılsa para veren var zihniyetiyle bakılıyor. Gümüşhanespor’a para veren, Torul Gençlerbirliği’ne ise taraftar desteği var. Hâlbuki bu iki imkân bir arada olursa başarı yakalanır.
YORUM EKLE